Cumhurbaşkanı Erdoğan,

"Vicdansızlık yaparak,

milletin aşına, ekmeğine, geçimine göz dikenlere acımayacağız"

dedi ama

caydırıcı

olmayan uygulamalar

karşısında

"çıyanlar"

para cezasını ödeyip kurtuluyor...

Yoksa, dev marketler

geçmişte uygulanan

milyonlarca liralık

cezaya rağmen

KDV indirimlerini

artışa çevirir miydi?..

Samsun'da Kanal S Tv ve Canlı Haber

mikrofonlarına

konuşan

vatandaşlar da

aynı dertten

yakınır mıydı?..

Gördük işte...

Temel gıda maddelerinde,

KDV indirimi uygulama tarihinden önce

yapılan bindirimleri...

Ardından temizlik maddelerinde de

aynı tezgah ortaya konulmadı mı?..

Devlet, denetliyor,

cezasını da uyguluyor ama

kazanç-kayıp dengesinde,

çıyan takımı

sonuçta yine karlı

çıkıyor...

Geçenlerde yazmıştım...

Eskiler;

masum insanlara karşı işlenen

suçlarda

"Sallandıracaksın bunları,

bir daha cesaret eden çıkar mı?"

diyordu ya...

Halkın cebindeki

üç kuruşu

gasp edenlere

hapis cezası olduğunda;

kim milletin aşına, ekmeğine,

geçimine göz dikebiliyor, görelim bakalım...

Bizim çocukluk yıllarımızda,

karaborsacı ve stokçuya hapis cezası vardı...

Hatta, bizim mahallenin

bakkalı şekeri karaborsa sattığı için hapis

yatmıştı...

Zengin olmuştu belki ama

mahalle sakinleri

onu vebalı gibi görüyordu...

Adı, yıllarca "karaborsacı"

diye anıldı...

Ve utanılacak

damga, bırakın çocuklarını

torunlarına kadar geçti...

Gerçi, nerede

o eski utanma duygusu?..

Bu iş; insanların

davranışları ya da düşüncelerine

bırakılacak

mesele değil!..

Yaşanan süreç,

cezai yaptırımların

ağırlaştırılmasını

gerektiriyor...

Bu çıyanların yaptıkları da bir nevi hırsızlık değil mi?..