Bugün birçok insan, “normal” yaşamın lüksle karıştırıldığı bir dönemde yaşıyor. Yeni çıkan her ürüne sahip olmak, sosyal medyada gösterişli anlar paylaşmak, her mevsimde gardırop yenilemek gibi alışkanlıklar, bize lüksün bir ihtiyaç olduğunu hissettiriyor.

Ama durup düşünelim: Gerçekten gerekli mi? Hayat, gösterilen kadar mı yaşanıyor? Lüks dediğimiz şey, aslında başkalarının gözüne hitap etmek için midir, yoksa ruhumuza mı?

Aslında çoğu zaman sadelikle, huzurla, ölçülü yaşamla daha mutlu olabiliriz. Lüksün peşinde koşmak yerine; huzurun, dostluğun, anlamlı anıların peşinde koşmak çok daha değerlidir. Çünkü gerçek zenginlik; gösterişte değil, gönül ferahlığındadır.