Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aylıklara seyyanen zam ve en az 5 bin TL bayram ikramiyesi bekleyen emeklinin umudunu “bütçe elvermiyor” diyerek sonlandırdı.
Partisinin Kütahya mitinginde konuşan Erdoğan, 10 bin TL olan en düşük aylığın yetersiz olduğuna vurgu yaparak, hayat pahalılığının en çok 16 milyon emekliyi etkilediğinin farkında olduklarını belirtti. Emeklinin içinde bulunduğu açmazı net dile getiren Cumhurbaşkanı, ne ki emeklinin insanca istemlerini bütçe kaynaklarını ileri sürerek dar gelirliden bir kez daha sabır ve anlayış istedi.
Daha önce de sabır istenilen milyonlarca dar ve sabit gelirlinin her yeri ateş gibi yakan hayat pahalılığı karşısında ne dayanacak gücü ne de göstereceği sabır var artık. Zira tüm fedakarlık onlardan isteniyor. Neden uygulanan ekonomi politikasından ötürü parasına para katan patronlardan, kamuya iş yapan müteahhitlerden, geçiş garantili köprü ve oto yolları işletenlerden sabır ve fedakarlık istenmiyor? 
Durdurulacağı açıklanan enflasyon yükselmeyi sürdürüyor, emeklinin, memurun, emekçinin, çiftçinin, dul ve yetimin cebindeki paranın satın alma gücü hızla eriyor. Ekonomi yönetimi dar ve sabit gelirliyi vuran  enflasyon canavarı ile hayat pahalılığının kısa sürede bitirileceğine ilişkin yaptıkları açıklamayı revize ederek, ileri tarihlere öteliyor. Bu da hayat pahalılığının daha da süreceği anlamına geliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerine göre, ekonomi 2023 yılında yüzde 4.5 oranında büyüdü. Kişi başına düşen milli gelir ise 13 bin 110 dolar oldu. Ekonomi büyüdüğüne ve kişi başına düşen milli gelir arttığına göre milyonlarca emekli bundan payına düşeni niye almıyor, hala 10 bin TL aylığa talim ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki büyümeyi dikkate almayıp, aylık zammı için neden bütçe yetersizliğini gerekçe gösteriyor. Ekonomi büyüdü ise yurttaşın daha fazla gelire ve aylığa sahip olması gerekmez mi?   
Türk-İş’in şubat ayı araştırmasına göre dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması (açlık sınırı) 16 bin 257 TL’ye, gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamaları için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı (yoksulluk sınırı) ise 52 bin 955’TL’ye yükseldi. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 2023 yılında hissedilen enflasyonun TÜİK’in açıkladığı yüzde 64.8 oranından iki kata yakın fazla yüzde 106.9 olduğunu duyurdu.  
Açlık sınırının 16 bin 257 TL’ye yükseldiği, hissedilen enflasyonun yüzde 100’ü aştığı ortamda 10 bin TL alan milyonlarca emekli nasıl geçimini nasıl sağlayabilir, ayakta durabilir? 17 bin TL’ye çıkarılan asgari ücretin de yakın sürede açlık sınırının altında kalacağı belli. 
Çalışanlar ve emekliler adına olumsuz bu tablo net olarak ortada dururken, akşam semt pazarına giden, sabahın kör karanlığında ucuz et ve ekmek kuyruğuna giren, yıllardır ailesi ile tatil yapamayan, bayramlarda torunlarına gönlünce harçlık veremeyen ve kurban kesemeyen emekli, dul ve yetimden yeniden sabır ve anlayış istemek, vicdanları incitmez mi?  İnsan onuruna yakışmayan düşük aylık ve dindirilemeyen hayat pahalılığı karşısında sabır taşı bile çatlar. Sabır sabır da nereye kadar?  
Kıt kanaat geçinen garibanlardan sabır istemek sosyal devlet anlayışına aykırı. Zira gösterecekleri fedakarlık kalmadı artık.