Ekim ayı geldiğinde doğa yavaş yavaş kabuğuna çekilir, yapraklar sararır, hava serinler… Ama son yıllarda bu mevsim geçişleri sadece takvimi değil, bedenimizi de şaşırtıyor. Henüz kış tam gelmeden öksürükler, burun akıntıları, halsizlikler etrafı sardı. Eczaneler dolup taşıyor, okullar devamsızlıklarla boğuşuyor, hastaneler tıklım tıklım. Kısacası, “hastalık mevsimi” erkenden başladı.

Peki neden her Ekim’de aynı tabloyla karşılaşıyoruz, hatta bu yıl sanki daha da kötüsünü yaşıyoruz?
Cevap çok katmanlı. Öncelikle, mevsim geçişleri bağışıklık sistemini zorluyor. Sabah güneşli başlayan gün akşam yağmurlu bitebiliyor. İnce giyinen üşütüyor, kalın giyinen terliyor. Vücut bir türlü denge kuramıyor. Üstüne bir de okulların açılmasıyla kapalı, kalabalık ortamlar devreye girince virüsler için adeta “açık davetiye” çıkıyor.

Ama sadece hava koşullarını suçlamak da kolaycılık olur.
Bugünlerde en büyük sorunlardan biri bağışıklık yorgunluğu. Pandemi sonrası birçok insanın beslenme düzeni bozuldu, uyku saatleri karıştı. Stres, düzensiz yaşam, yetersiz dinlenme… Bunların hepsi savunma sistemimizi sessizce zayıflatıyor. Üstelik sosyal medya çağında herkesin elinde bir “hız” alışkanlığı var: hızlı yemek, hızlı yaşamak, hızlı hasta olmak.

Bir de çevresel faktörleri unutmamak gerek. Hava kirliliği, mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar ve ani sıcaklık farkları, özellikle solunum yolu rahatsızlıklarını tetikliyor. “Bu yıl grip daha ağır geçiyor” cümlesini hemen her yerden duymamızın nedeni de bu. Virüsler artık sadece kışın değil, yılın dört mevsiminde karşımıza çıkıyor.

Tüm bu tablo içinde yapılabilecek en önemli şey, kendimize biraz özen göstermek.
Basit gibi görünse de, iyi uyumak, dengeli beslenmek, kalabalık ortamlarda maske kullanmak, kapalı yerleri havalandırmak hâlâ en etkili koruma yolları. Ama en önemlisi, hastalığı sadece bedenin değil, zihnin de bir sinyali olarak görmek. Belki de bu yorgunluk, biraz yavaşlamamız gerektiğini hatırlatıyor.

Ekim ayı, doğanın yenilenmeye hazırlandığı bir dönem. Biz de bu dönemi, vücudumuzun dengesini yeniden kurmak için bir fırsat olarak görebiliriz.
Unutmayalım, mevsim geçişlerinde en önemli koruma ilacı hâlâ sağduyu ve özen.