Geçtiğimiz günlerde Gebze’de 13 yıllık bir binanın durup dururken çökmesi ve maalesef can kayıplarının beraberinde gelmesi canımızı yaktı. Ancak, olay yaşandıktan, kayıplarımız olduktan sonra denetlemelerin ya da sebep olanların cezalandırılması bize yetmiyor, yetmemeli. Felaketler yaşanmadan önce önlem almamız gerekiyor. Bu sebeple denetim, sorumluluk ve farkındalık zinciri oluşturmalıyız. 6306 Sayılı Kanun’un resen dönüşüm hükmü artık ertelenemez.
6306 Sayılı Kanun m. 6/A ve Zorunlu Dönüşüm Gerçeği
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde 13 yıllık bir binanın hiçbir dış etken olmadan sabah saatlerinde çökmesi, ülkemizde yapı güvenliği konusundaki en temel soruyu yeniden gündeme getirdi: “Bir bina neden kendi kendine yıkılır?”
Ruhsatı 2012 yılında alınmış, 2013’te iskanını tamamlamış bir yapının bu kadar kısa sürede yerle bir olması, sadece mühendislik açısından değil, idari ve toplumsal açıdan da sorgulanması gereken bir durumdur. Zira bu olay, yapı yaşı ile yapı güvenliği arasında doğrudan bir eşitlik kuramayacağımızı acı bir biçimde hatırlattı. Yıkılan binanın metro inşaatına yakın konumu, zemin oturması ve yer altı su seviyesindeki değişim gibi teknik etkenleri de gündeme getirmiştir. Ancak bunlar gerekçe değil, sadece birer “belirti”dir. Asıl sorun, denetim zincirinin zayıflığıdır. Yapı üretim sürecinde projeyi hazırlayan mühendis, onaylayan idare, uygulayan yüklenici, malzeme sağlayıcısı ve denetleyen yapı denetim kuruluşu arasında sık sık kopukluk yaşanmakta; her biri kendi sorumluluğunu sınırlı görmektedir.
Yasal Dayanak: 6306 Sayılı Kanun m. 6/A

MADDE 6/A – (Ek: 4/7/2019-7181/25 md.) “Yıkılacak derecede riskli olan yapıların bulunduğu alanlar ile kendiliğinden çöken veya zeminin kayması, heyelan, su baskını, kaya düşmesi, yangın, patlama gibi sebeplerle ağır hasar gören veya ağır hasar görme riski bulunan yapıların bulunduğu alanlarda dönüşüm uygulamaları, maliklerin ve ilgililerin muvafakati aranmaksızın Başkanlıkça resen yapılabilir veya yaptırılabilir. Uygulama yapılacak alanın sınırları uygulama bütünlüğü gözetilerek belirlenir.”
Bu madde, özellikle kamu güvenliğini ilgilendiren riskli yapılar açısından idareye geniş bir yetki tanır. Ancak uygulamada çoğu zaman idareler, malik muvafakati, finansman sorunları veya siyasi kaygılar nedeniyle bu yetkiyi kullanmakta çekimser davranmaktadır.
Riskli Yapıların Resen Dönüştürülmesi Gerekiyor

Türkiye genelinde yapı stoğunun önemli bir kısmı deprem yönetmeliklerinden önce inşa edilmiştir. Ancak yeni yönetmeliklere göre yapılmış bazı binalarda bile taşıyıcı sistem zafiyetleri, hatalı zemin etütleri veya düşük malzeme kalitesi gibi sorunlar görülmektedir.
Bu nedenle; her belediye kendi sınırlarında bulunan binalar için yerinde denetim ve tarama sistemi oluşturmalı, özellikle yıkılma riski taşıyan binalar 6306 sayılı Kanun kapsamında idare tarafından resen dönüşüm sürecine alınmalıdır.

Sonuç: Dönüşüm Beklememeli
Yukarda da belirttiğim gibi 6306 sayılı Kanun’un 6/A maddesi yalnızca deprem riskiyle sınırlı değildir. Maddenin kapsamı; heyelan, su baskını, kaya düşmesi, yangın ve patlama gibi doğal ya da çevresel etkiler sonucu ağır hasar gören veya ağır hasar riski taşıyan yapıları da içine alır. Bu yönüyle Samsun özelinde konu daha da önem kazanmaktadır. Zira özellikle Canik, İlkadım ve Atakum’un yüksek eğimli bölgelerinde heyelan riski, ayrıca Terme, Çarşamba ve Salıpazarı ilçelerinde taşkın ve sel riski uzun yıllardır süregelen bir gerçektir. Dolayısıyla, Samsun’da afet risk yönetimi yalnızca deprem eksenli değil; çoklu risk yaklaşımıyla ele alınmalı, hem zemin etütleri hem de yapı güvenliği taramaları bütünleşik biçimde yürütülmelidir. 6306 sayılı Kanun’un 6/A maddesi bu bütüncül dönüşümün yasal dayanağıdır.
Gebze’de çöken 13 yıllık bina, aslında tüm Türkiye’ye yazılmış bir uyarı notudur: Binalarımız sadece yaşlı değil, yeni binalar bile yorgun durumda. Şehirlerimizde görmezden geldiğimiz en ufak ihmal, geri dönüşü olmayan acılara sebep oluyor. Yıkıcı bir deprem, heyelan, sel olmasını beklemeden, 6306 sayılı Kanun’un öngördüğü şekilde resen dönüşüm uygulamaları hayata geçirilmelidir.
Aksi takdirde her yeni yıkım, yalnızca bir binayı değil, bir ülkenin geleceğe olan inancını da yerle bir edecektir.

Duygu Bircan Alaçamlı
Yüksek Mühendis – SPK Lisanslı Gayrimenkul Değerleme Uzmanı
Kentsel Dönüşüm Danışmanı
Kurucu – Alaçamlı Mühendislik ve Gayrimenkul Değerleme & Danışmanlık
Kentsev Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı Samsun İl Temsilcisi