Bir gününüzü nasıl geçirdiğinizi düşünmenizi rica ediyorum. Sabah kalktığınız andan akşam yattığınız zamana kadar sürekli olarak bir koşuşturma ve tempo içinde geçirdiğinizi tahmin ediyorum. Toplantılar, ödemeler ve yetişmesi gereken bir dünya iş… Pandemi ile beraber hepimiz aslında ne kadar çok tükettiğimizin farkına vardık. Dolaplarımızda bulunan kıyafetlerimizin aslında ne kadar yettiğini ve bizim ne kadar gereksiz yere alışveriş yaptığımızın farkına vardık. Hal böyle olunca tekstil sektörü de değişen parametrenin farkına vardı ve kendisine yeni bir çıkış yolu aradı. Bugün artık tekstil sektöründe geri dönüşüm, ileri dönüşüm, ikinci el alışveriş, kiralama gibi uygulamaları kullanır hale geldi. Yine sürdürülebilirlik kavramı, artık moda ve tekstilin ana gündem maddelerinden birisi haline geldi. Tasarımlarda artık sürdürülebilirlik kavramının etkisini yakından görüyor ve hissediyoruz. Değişen ve gelişen teknolojinin de etkisi ile beraber artık tek kullanımlık veya sezonluk kullanım yerini daha uzun süreli kullanıma bıraktı. Tüm bu parametreler, markaların da bakış açılarını değiştirdi. Markalar çevresel ve sosyal etkilere daha çok dikkat etmek zorunda. Bu kavramları şirketlerin ana gündem maddelerinden yapmaları gerekli. Artık markalar geri dönüşümü olan iplikler kullanmayan veya çalışanlarına daha adil şekilde davranmayan markalar sürdürülebilirlik kavramının önemini kavrayamamış demektir. Yine markalar açısından bir diğer gelişme de artık üretim ve tedariğin uzak çevre yerine yakın çevreden tercih edilmesi oldu. Pandemi ile beraber tedarik süreçlerinde yaşanan sıkıntılar markaları bu şekilde davranmaya ve çözüm üretmeye itti. Tüketicilerin ürünlerde doğa dostu kavramını aramaya başlaması işletmelerin de stratejilerini bu doğrultuda yeniden gözden geçirmesi gerekti. Dünya hakikaten değişiyor ve bu değişimi yakalayanlar ayakta kalacak...