Kıymetli okuyucularım,
Temizlik deyince çoğumuzun aklına ev süpürmek, çöp atmak, ortalığı düzenlemek gelir. Oysa asıl temizlik; niyetle, düşünceyle, kalple başlar. Dışarıyı temiz tutmak kolaydır; ama içimizi arındırmak, nefesimizi berraklaştırmak sabır ister.
Bugün sokaklar, yollar, denizler kirlendi diye üzülüyoruz. Ama unuttuğumuz bir gerçek var: Kirlilik önce davranışta, sonra doğada başlar. Bir insan sözünde kirlenirse, çevresini de kirletir. Bir toplum saygıyı, vicdanı ve nezaketi kaybederse, çöp kutusu dolmasa bile havası kirlenir.
Yıllar önce bir öğrencim, okul bahçesine atılan bir kâğıdı alıp çöpe atarken “Hocam, bu benim çöplüğüm değil ama gözüm dayanmıyor.” demişti. O an anladım ki temizlik, alışkanlık değil; karakter meselesidir. Bir çocuğun kalbine yerleşen bu duyguyu hiçbir müfredat veremez; ancak yaşanarak öğrenilir.
Bugün sosyal medyada, haberlerde, günlük yaşamda o kadar çok “kirlilik” var ki…
Kimi dilini kirletiyor, kimi kalemini.
Kimi sevgisini menfaate buluyor, kimi dostluğunu çıkarla yıkıyor.
Oysa temizlik sadece sabunla değil; samimiyetle yapılır.
Temiz bir toplum için önce içimizi süpürmemiz gerek.
Kırgınlıkları, öfkeyi, kibri bir kenara süpürmeden çevre temizliği eksik kalır. Çünkü içi karanlık olanın dışı ne kadar parlatılsa da ışımaz.
Sevgili Nefesdaşım,
Evimizin önünü süpürürken kalbimizin önünü de temizleyelim.
Sözümüzü sade, niyetimizi berrak, bakışımızı umutla tutalım.
Unutma, insan temiz kalırsa dünya da nefes alır. Temizlik dışarıda değil, içimizde başlar.
Hoşça kalın.

Kazım İLHAN
Sosyolog ve Aile Danışmanı