Ölümünden bu yana 5 yıl geçmesine karşın gönüllerde sevgisini koruyan az sayıdaki sanatçılardan biridir Tarık Akan... Türk sinemasına damgasını vuran, hala televizyonlarda milyonlarca izleyiciyi ekran başına kilitleyen, Rıfat Ilgaz’ın aynı adlı yapıtından filme çekilen “Hababam Sınıfı”ndaki Damat Ferit rolü ile özdeşleşen Tarık Akan; laik, yılmaz Atatürkçü, sıkı Cumhuriyet tutkunu olduğu kadar tam bir halk adamıydı... Bakırköy’ün cankurtaranlığından “Ses” dergisinin yarışmasıyla beyazperdenin bebek yüzlü yakışlılığına terfi eden Tarık Akan, kariyerinde daha sonra oynadığı toplumsal filmlerle övgüler toplayan gerçek sinema emekçisiydi... Emekçilerin, köylülerin, garibanların hak mücadelesini anlatan “Maden”, “Nehir”, “Baraj”, “Sürü”, “Yol” filmleriyle emeğin dostu olduğunu kanıtlamıştı. 1 Mayıs kutlamalarına aksaksız katılarak, her daim işçinin yanında olduğunu göstermişti. “Ergenekon”, “Balyoz” kurmaca davaların mağduru sanıkları Silivri mahkemelerinde yalnız bırakmayan yurtsever sanatçıydı. Salon filmlerinden toplumsal filmlere yönelmesi onun içindeki yeteneğin dışa vurumuydu aslında. Olgunluk döneminde oynadığı “Kanal”, “Pehlivan”, “Canım Kardeşim”, “Ses”, “Adak”, “Karartma Geceleri” yeteneğini gözler önüne serdiği, Türk sinemasına damga vuran yapıtlardı. Kadın hakları ve çağdaş topluma ulaşma yolunda savaşım veren, bu amaç doğrultusunda Atatürkçü gençler yetiştirmek isteyen usta oyuncu hala faaliyetini sürdüren “Taş Mektep” okulunu kurmuş, binlerce Cumhuriyet sevdalısı genci okulundan mezun etmişti. Yetenekli oyunculuğunun yanında nitelikli eğitimci olduğunu yetiştiği Bakırköy’deki bu okulla kamuoyuna göstermişti. Salon filmlerinden, işçi, memur gibi dar gelirli kitlelerin sorunlarına ışık tutan toplumsal filmlere yönelmesinde ve saklı yeteneklerini gözler önüne sermesinde hiç kuşku yok ki, “Sürü” filminde oynamasını sağlayan, teşvik eden bir başka usta oyuncu Yılmaz Güney’in etkisi, hayli fazlaydı. Sürü’nün ardından, yine Yılmaz Güney’in kaleme aldığı ve 1982 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülü kazanan “Yol” filmi tanınırlığını uluslararası alana taşımıştı. O ödül ustalığının belgesiydi aynı zamanda. “Ah Nerede”, “Mavi Boncuk”, “Sev Kardeşim”, “Oh Olsun”, “Bizim Aile” sevimli, belleklerde iz bırakan, her daim izlenen filmleriydi. O “Ülkenin Gülen Yüzü” idi. 2009 yılında çekilen Şerif Sezer ile oynadığı son filmi “Deli Deli Olma” seyirci ile vedasıydı. O illet hastalık, ciğerine yapışmıştı bir kez. Bir türlü bırakamadığı sigara tutkusu ve inancı uğruna yargılandığı davalar dev cüssesini içten içe kemirmeye başlamıştı. Sonuç vermeyen tedavilerin ardından 16 Eylül 2016 yılında sevdiği dünyaya ve insanlara veda etti “Ülkenin Gülen Yüzü”... Son nefesine dek demokratik, laik, hukuk devleti için yılmadan emek harcadı. Aramızdan ayrılalı 5 yıl oldu. Sevgisi, saygınlığı yüreklerdeki yerini eksiksiz koruyor...