Her şey gün gibi ortada...
Geçmişten bu yana
bölgedeki heyelan
riski konusu, herkesin
bildiği bir gerçekti...
Hatta Karayolları,
bölgenin çeşitli
yerlerine
"heyelan" tabelası bile
koymuştu...
Facianın olduğu
akaryakıt istasyonunun
araç yıkama bölümünün
eski fotoğrafında
bile
o tabela görünüyor...
Yani, "heyelan"
bilinen sorundu...
Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi
Heyelan Araştırma Merkezi
Müdürü Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Ayberk
Kaya'nın, 9 yıl önce
"Samsun Devgeriş'te kaya çökme riski"
başlıklı bir raporu da var...
Prof. Dr. Ayberk
Kaya,
o raporda,
"Samsun Devgeriş Mahallesi'nde Karadeniz Sahil Yolu üzerinde bulunan bir kaya şevinde, ciddi bir çökme riski tespit edildi. Yolun kenarında yer alan bu kaya yığınının iç yapısında bulunan bazı çatlaklar, kayaların devrilmesine yol açabilecek.
Bölgedeki kayalarda, neredeyse dikey şekilde uzanan ve birbirine paralel çatlaklar bulunuyor. Özellikle yolun kuzeybatı tarafında bir taş ocağından malzeme alınması sonrasında, bu çatlaklarda açılmalar meydana gelmiş durumda. Yapılan bilimsel ölçümlerde, kayaların belirli bir eğim doğrultusunda devrilme ihtimalinin yüksek olduğu tespit edildi"

ifadelerine yer veriyor...
Yani,
herkesi
acıya boğan bu olayın
olabileceği
9 yıl önce
haber verilmişti!..
Geçmişteki ihmalleri
yeniden
hatırlatmak istemiyorum ama
yeni raporlar var şimdi...
Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir,
bölgedeki heyelan riski üzerine
KTÜ'ye rapor hazırlatmıştı...
Bunun üzerine Sancaktepe'de
çalışmalar başlatılması, kamuoyunda
tepkilere yol açmıştı...
Hemen herkesin aklından,
Demir'in bu işten bir rant sağlayacağı
geçiyordu...
Çünkü, o bölgede Demir'in
akaryakıt istasyonu ve otomotiv
şirketlerinin binaları vardı...
Demir'in icraatları
yüzünden kamuoyunda
"Güven" sorunu oluşmuştu...
Oysa tüm raporlarda,
eskiden taş ocağı olan
bölgenin, risk oluşturduğu
belirtiliyordu...
Bundan da en çok Mustafa Demir
olumsuz etkilenecekti...
Demir'in
kendi işletmelerini korumak istediği
fikri, kamuoyunda yaygındı...
Hatta, Demir'in
sahip olduğu
alanı, bu uygulamayla genişletmek istediği
dile getirilmişti...
Halit Doğan, Büyükşehir Belediye Başkanı
seçildikten bir süre sonra
Gazi Üniversitesi'ne
heyelan tehlikesi ile ilgili
bir rapor hazırlattı...
Bölge risk altındaydı...
O bölgede,
yıllar önce Soğancılar ailesine
ait binanın üzerine
kaya parçaları düşmüş,
yapı kullanılamaz hale gelmişti...
Zaman zaman yine o yapının
üzerine kaya parçaları düştü...
Gazi Üniversitesi'nin hazırladığı
rapor üzerine,
ilk önce Başbakan Ahmet Davutoğlu
Parkı kapatıldı,
sonra da bölgedeki yeni yapılara
ruhsat verilmemesi kararı alındı...
Büyükşehir Belediyesi,
bütün raporları ve uzman görüşlerini
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na
yolladı...
Sorun ancak,
kamulaştırma
yapmakla çözülebilecekti...
Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı
Mustafa Demir'e ait yapılar da
kamulaştırma alanı içindeydi...
Demir, böyle olsun istemezdi ama
"adil yaklaşım" bunu gerektiriyordu...
O bölgede otomotiv sektörü
üzerine bina yapan
bir arkadaşımla,
aylar öncesinde
"ruhsat verilmemesi" konusunda
görüşürken, "Burada tek bir insan canından olacaksa
ruhsat vermesinler"
demişti...
Ancak, yapılan harcamalar konusunda
mağduriyet yaşatılmaması
gerektiğini de vurgulamıştı...
Mal canın yongası elbette...
Ancak, hukuki süreçler içinde
"adil yaklaşımlar"
ön planda tutulduğunda,
sorunun çözümü daha kolay
olacaktır...
Bir insanın
hayatı;
"Samsun'un tapusu"ndan bile daha değerlidir...
Allah; böylesine
acıları,
hiç kimseye yaşatmasın!..