Kazım Karabekir Mahallesi'nde yolları kapatılan mahalle sakinlerinin tepkileri, nihayet sonuç verdi ve Vali Doç. Dr. Dağlı'nın devreye girmesiyle çözüm süreci de başlamış oldu... YEDAŞ, özel bir şirket olarak tapulu malına sahip çıkacak elbette... Bir şey diyen de yok zaten!.. Ancak, mahalle halkının 50 yıldır kullandığı yolu kapatmak, doğru bir davranış olmadı... Bilmiyorum ama YEDAŞ yetkilileri, ilgili belediyelerle görüşerek bir çözüm yolu aramış olsaydı; mutlaka bulunur, vatandaş da mağdur edilmezdi... Tersini düşünsek bile "Başvurularımız dikkate alınmadığı için mecbur kaldık" diyebilirlerdi... Asıl mesele, kurumlar arasındaki "iletişim" sıkıntısıdır... O yolu zamanında açan da asfalt yapan da belediyeydi... Yolu tel örgülerle kapatmadan önce, bir iletişim olsaydı; vatandaşlar, 50 metre uzaklıktaki evlerine neredeyse 800-900 metre yürüyerek ulaşmak zorunda kalmazdı... Tabii vatandaşlar da YEDAŞ araçlarına yolu kapatarak, bir eylem yapmazdı... "İletişim" dedik ya!.. Bütün bu gelişmeler ışığında, kurumlar arasında sağlıklı bir diyalog kurulsaydı, böyle bir sorun yaşanmayacaktı... Vali Doç. Dr. Zülkif Dağlı da böyle küçük işlerle meşgul edilmeyecekti... Süreç, Aziz Nesin'in mizahi öykülerini aratmayacak türde... İlkadım Belediyesi, Büyükşehir'le birlikte sorunu "kamu yararı" açısından çözecek!.. Yani, YEDAŞ'ın yeri yol için istimlak edilecek!.. Aslına bakarsak, YEDAŞ'ın sahibi olduğu şirketle görüşülse, yoldan ücretsiz olarak feragat bile edebilirlerdi... Öyle ya onların da belediyelere çok işi düşüyor... Şu kadarcık yer hep para olsa ne yazar?.. YEDAŞ, bu parayla abat mı olacak?.. Ha buna rağmen olmuyorsa, bundan sonrası da YEDAŞ'ın bileceği iştir!.. Samsun'da, kurumlar arasındaki birçok konunun iyi ilişkilerle çözümlendiğini bilen biri olarak, "inatlaşma" kültürünün hem kurumlara hem de şehre zarar verdiğini hatırlatmak isterim...