Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle
sorunu bulunan
sağcı-solcu ya da
liberal-muhafazakar
hepsinin
aynı merkezden
yönetildiğine
ilişkin düşüncem;
İstanbul Barosu Başkanlığı'na seçilen
eski CHP Milletvekili Prof. Dr. İbrahim
Kaboğlu'nun "Değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir"
ifadesiyle,
daha da netleşmiş oldu...
Zaten, kongre sonrası
terör örgütü
PKK sevicilerinin
attığı sloganlarla
bu ihtimal
kuvvetlendi...
Meselenin özünde,
ülkeyi
parçalamak
isteyen
emperyalizmin
"Sevr" i
hortlatma
sevdası var
ve bu yüzden de
Anayasa'daki 
"Türkiye Devleti" 
ifadesinden
rahatsızlık duyuyorlar...
Bazıları
yandan çarklı olarak
başka şeyler söylese de
esas sorun
budur!..
Bunu dahi algılayabilmek için
geçmişten hatırlatmalara ihtiyaç
var...
"12 Eylül"
tıpkı 15 Temmuz darbe girişimi gibi
bir Amerika projesiydi...
12 Eylül darbesinden
sonra,
Amerikalıların
Kenan Evren ve arkadaşları için
"Bizim çocuklar"
ifadesini kullanmaları da
işte bu yüzdendi...
Evren, aradan yıllar geçtikten sonra
bir söyleşide,
Türkiye'yi 16 eyalete
bölmeyi tasarladıklarını
ve bayrakların dahi hazır olduğunu
belirtmişti...
"Atatürkçü" olduğunu
iddia eden biri,
böyle bir parçalanmayı
kendiliğinden mi 
istemişti sanki?..
Onlara güç veren
Amerika'ya, ülkeyi parçalama pahasına
bir "Diyet" borçları vardı...
Evren ve arkadaşlarının
süper yetkilerinin
gücü bile buna yetmedi...
Devam edelim...
Rahmetli Özal, bir Amerika ziyareti dönüşünde;
Türkiye'de
"Federasyon"
sisteminden söz etmemiş miydi?..
Tepkiler yükselince,
bir daha da
bu ifadeleri ağzına almamıştı...
Hatırlayanlar bilir...
"Pentagon" çıkışlı,
bölünmüş
Türkiye haritaları da
bu dönemde sıklıkla
ortaya atılıyordu...
Bu da tesadüf değildi...
Emperyalistler,
bir-iki yıl
değil, 
asırlık senaryolar
üretiyor...
Binlerce masum insanı,
hatta annesinin karnındaki bebekleri bile öldüren,
okulları ve
hastaneleri
yakan,
köprüleri ve
bölgeye hizmet için kurulan şantiyeleri
dinamitleyerek,
devleti
trilyonlarca
lira
zarara uğratan
terör örgütü PKK ve uzantılarını
yıllardır kim, hangi
amaçla destekliyordu?..
Yani, "Fil" hafızalı
emperyalistler;
Milli Mücadele
sonrası, Atatürk ve silah arkadaşlarının
yırtıp attığı
"Sevr haritası"
akıllarından hiç çıkarmamıştı...
Emperyalistler,
bu emellerine kavuşmak
için bazen kimi solcu ve sağcıyı,
bazen kimi liberal ve muhafazakarı,
bazen de "Soros" destekli kimi STK'ları
kullanmıyor mu?..
Hainlikten söz etmişken,
Kürt kökenli eski Dışişleri Bakanı rahmetli Kamran İnan'ı
unutmak olmaz!..
İnan, "Kendi ülkesinde hain yetiştiren Türkiye gibi bir başka ülke yeryüzünde bulamazsınız" 
demişti...
Her bir karış toprağında
şehit kanı bulunan
ve neredeyse her ailede
kahramanlık destanı yazan
yiğitler olan
bu ülkeye hainlik yapan
işbirlikçiler; nereden beslenirse beslensinler,
Türkiye'yi
eski Yugoslavya'ya
dönüştüremeyeceklerdir...
Ve son sözü, bu noktada
Neyzen Tevfik'e bırakmak
istiyorum:
"Geldikleri gibi gitmediler;
Kimi itini, kimi bitini,
kimi de piçini bıraktı!
Yoksa bu kadar şerefsizin bizden olması
mümkün değil"
...