"Terörsüz Türkiye" özlemiyle, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da destek verdiği gelişmelerin
başında, "Samimiyet Süreci" başlıklı yazımda; terör örgütü ile DEM’in söylem ve eylemlerine "dikkat" etmesi gerektiğini belirterek, geçmişte rahmetli Özal ve Demirel'in başlattığı bu yöndeki girişimlerinin nasıl engellendiğini anlatmıştım…
Hatta Türkiye'de aklıselim hiç kimsenin "Terörsüz Türkiye" söylemine karşı çıkmayacağını ifade ettikten sonra, "emperyalizmin maşası" terör örgütünün eli kanlı liderinin "eylemsizlik kararı"na rağmen, 1993 yılında 33 silahsız erimizin terörist Şemdin Sakık'ın talimatıyla şehit edildiğini de hatırlatmıştım.
Daha sonra da, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı "Açılım Süreci"nin saldırılarla baltalandığını ve Ceylanpınar katliamıyla sona erdiğini yazmıştım…
Uzun bir girizgâh oldu, biliyorum...
Ancak uyarılarımı boşa çıkarmayan bir gelişmeden söz etmeden geçemeyeceğim...
Siyasi risklere rağmen "Terörsüz Türkiye" çabaları sürerken, Yüksekova Belediye Meclisi’nde Kıbrıs Barış Harekâtı'nın cesur yürekli pilotu, şehit Cengiz Topel'in adını taşıyan caddenin Sırrı Süreyya Önder olarak değiştirilmesini, "provokatif" bir karar olarak görüyorum…
Tıpkı, terörle mücadelede binlerce şehit veren koruculara "Çobanlık yapsınlar" diyen DEM Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan’ın hakaret içeren ifadeleri ve bildirideki "Lozan" göndermesi gibi...
Süreci başlatan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bunun farkında...
Bu tür provokasyonların önünü kesmek için TBMM'de "Milli Birlik Komisyonu" kurulmasını önermesinin temelinde de bu hassasiyet var aslında...
Dilerim ki; 1993 yılında teröristbaşı Öcalan'ın "Eylemsizlik kararı"na rağmen 33 erimizin katledilmesi sonrasında “Bunlara güvenilmez” diyen rahmetli Demirel, bu kez yanılmış olur!..