Bayramda gündem, trafik cezalarına getirilecek artışlardı...
Kimle görüştüysek, cezaların yüksekliği sohbetin ana konusuydu...
Alkollü araç kullanımı, sahte plaka, "dur" ihtarına uymama ve ölümlü ya da yaralanmalı kazalarda zaruri bir neden olmaksızın olay yerinden uzaklaşma ile drift çekenler için kimsenin pek bir şey dediği yok ama kırmızı ışık ihlali, cep telefonu ile görüşme ve ehliyeti olduğu halde yanında bulundurmayanlara verilecek cezalara karşı eleştiri çoktu...
Bu cezaları caydırıcı bulan da yok değildi...
Henüz ortada bir şey yok ama bu para cezalarıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın bütçe açığını kapatacağını ifade edenlerde bir hayli fazlaydı...
Bir başka konu ise trafik levhalarının kafaları karıştıracak biçimde konumlandırılması ve yaya geçiş işaretleriydi...
Hız levhalarının değişkenliği sosyal medyada çok yer aldı. 70 km hız levhasının 200 metre sonra 30 km'ye düşmesi gibi...
Yaya geçişlerinin ilginçliğine ben de tanık oldum...
Atakum'un İncesu bölgesinde yaya işaretlerinden birinde, bariyer kesilmiş ve bir insanın ancak atlayarak karşıya geçebileceği bir yer var...
Karadeniz fıkrası gibi adeta...
Bu bayramda trafik cezaları üzerine çok da fıkra dinledim...
Haydi birini anlatayım:
"İlçenin birinde, çok çalışkan trafik polisi, hiçbir kuralsızlığı cezasız bırakmıyordu. Hiçbir şey bulamazsa çamurlu araçlara ceza yazıyordu. Esnaf bunalmıştı. Topluca ilçe emniyet müdürüne çıkıp, o trafik polisinden şikayetçi oldu. Müdür, esnaf heyeti gittikten sonra trafik polisini yayına çağırdı ve 'Esnafı çok bunaltma' diye uyardı...
Polis, 'Görevimi yapıyorum efendim' deyince, müdür sinirlendi ve bir koçan ceza makbuzunu eline tutuşturdu. 'Yarın sabahtan akşam mesai saatine kadar bu koçan bitecek' dedi ve adeta kuş uçmaz kervan geçmez bir yolda ona görev verdi...
Trafik polisi, görev aşkıyla 'Emredersiniz' diyerek, makam odasında ayrıldı ve görevlendirildiği bölgeye gitti...
O yolda sabahtan akşama kadar hiçbir eksikliği affetmeden cezaları kesti. Mesai bitmek üzereydi ama makbuz koçanında bir yaprak kalmıştı...
Kara kara düşünürken, karşıdan bisikletle gelen rahibi görünce sevindi. Bir eksik bulabilirdi. Onu durdurdu. Frenlere baktı, sağlamdı. Lambaları yanıyordu. Lastik havaları da yerindeydi. Pompası da vardı…
Trafik polisi hüsrana uğradığı sırada, kontrolden bunalan rahip, 'Ne istiyorsun memur bey. Bisiklette bir ben bir de Tanrı'dan başka kimse yok. Bırak gideyim' deyince, trafik memuru 'Ne diyorsun?' dedi ve bisiklete iki kişi binmekten son ceza makbuzunu yazdı..."
Fıkra bir yana, cezalar henüz yasallaşmadan sürücüler çok dikkatli davrandı bu bayram...
Kazalarda da azalma görüldü...
Ne var ki, cezaların gündeme gelmesiyle birlikte haklı eleştiriler de var...
Trafik levhalarındaki kafa karıştıran değişkenlikler ve ilginç yaya geçişleri gibi...