Sadece Samsun değil,
bütün Türkiye
"Heyelan felaketi" ile sarsıldı...
Aracını yıkayan
baba ile
iki çocuğunun üzerlerine
düşen
kaya parçalarının
altında can verdiği; annenin ise
yaralı kurtulduğu
olay,
yüreğinde en küçük bir insanlık kıpırtısı olan
herkesi sarstı...
Tüm TV'lerle
birlikte
Samsun Medya Grubu
yayın mecralarında
dakikası dakikasına haberler
girilirken,
Samsun Canlı Haber'den de
görüntülü olarak olayın
her anı izleyiciye
aktarıldı...
Neredeyse tüm TV'ler de
olayı canlı yayınlamıştı...
Herkesin bir şeyler söylemeye çalıştığı
TV'lerden birinde,
Türkiye Toplumsal Afet Derneği Koordinatörü
Rezzat Elazat,
Samsun'daki kurtarma
çalışmalarının
dünya standartlarının üzerinde olduğunu vurgulayarak,
ekiplere teşekkür etti...
Samsun Valisi Orhan Tavlı, Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan,
Canik Kaymakamı Şeref Aydın,
Emniyet Müdürü
Ahmet Arıbaş ve
Canik Belediye Başkanı
İbrahim Sandıkçı ile ilgili kurum ve kuruluşların
yetkilileri de oradaydı...
AFAD, Büyükşehir İtfaiye, Emniyet Müdürlüğü,
Sağlık Müdürlüğü
ve İHH kurtarma ekipleri cansiperane
uğraş içindeyken,
Büyükşehir, Canik ve
Karayolları
iş makineleri de
büyük bir titizlikle çalışmaları sürdürdü...
Ekipler,
müthiş organizasyonla
hiç vakit kaybetmeden
gerekli girişimleri
başlatmıştı...
Hemen hemen bütün Türkiye'nin izlediği
kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları,
eksiksiz ve hızla yerine getirildiği için de
Türkiye Toplumsal Afet Derneği Koordinatörü
Rezzak Elazat, haklı olarak ekiplere övgüler yağdırdı...
Acı olayın,
umut verici tek yanı da buydu...
Bu olayda
çalışmalara katılan
kurum ve kuruluşlar,
olası felaketlerde
Samsun için "güven"
duygusunu yüceltti...
Ancak, doğa affetmiyor işte...
Karanlığın üstünü
öyle ya da böyle açıyor...
Dere yataklarına
yapılan yapıların
sulara gömülmesi,
heyelanlı alanlarda
yükselen binaların
bir kağıt parçasıymışçasına
yıkılması gibi...
O bölgenin yapılaşmaya açılması,
Osman Genç'in başkanlığı dönemindeydi...
Hatta, o yapılaşma yüzünden
Canik Belediyesi ile Büyükşehir
Belediyesi kanlı bıçaklı olmuştu...
Öyle ki, 2012 yılındaki sel faciasının
görüntüleri, "Biz buraya olmaz demedik mi?"
ifadesini hatırlatırcasına
servis edilmişti...
Yaşananlar maalesef bu...
Sel yok ama heyelan var şimdi...
O akaryakıt istasyonunda da
dağ tarafının
tıraşlama yöntemi ile
genişletilerek, yıkama bölümü açılması da
bu felaketin
işaret fişeği...
Doğa, ağır bir bedelle
bir yanlışı daha
serdi gözler önüne...
İşin garibi,
kaya ve toprak parçasının
düştüğü alanda
heyelan olduğunu uyaran
tabela var...
Ayrıca, deprem felaketinde
iş yerinin toplanma bölgesi de
aynı tehlikeli alan içinde...
Her şey apaçık ortada...
Soruşturma derinlemesine
sürüyor...
Gözaltılar da var...
Sonunda hapis kararı çıksa
ne yazar;
o canlar geri gelecek mi?..
Samsun;
bu felaketin verdiği mesajı
almazsa, başka acıların
yaşanması da kaçınılmaz olacaktır!..
Ah-vah çekmek, nafile...
Nitekim, Büyükşehir Belediyesi
olayın olduğu alandan
300-500 metre ilerideki
heyelanlı alanda
kamulaştırma kararı verdi...
Çünkü, kamulaştırma yapılan o bölgede
yıllar önce bir yeni binanın
üzerine de kaya parçaları
düşmüştü...
O kaya parçalarının düştüğü yapı,
bölgedeki tehlikeyi
gayet net biçimde anlatıyor...
"Doğa affetmiyor" demiştik?..
Bir kere daha
bu gerçeği, büyük bir acıyla
hatırladık!..
Üzüldük çok üzüldük!..
Olayda hayatını kaybeden
baba ve iki çocuğuna Allah'tan rahmet,
büyük bir acı yaşayan
anneye de acil şifalar ve sabır diliyorum...