Birileri hoplayıp zıplıyor...
Deyim yerindeyse,
"Milleti kör,
alemi şaşı"
sanıyor...
Ama, bu insanlar
devletin
farkında değil...
Yaptıkları gayrimeşru işlerin
ayrımına varılmadığını
sanıp;
zenginliklerine
zenginlik
katanlar,
günün birinde
devletin güçlü elini
enselerinde bulacağını
bilmiyor...
Kimileri
"Devlet görmüyor"
diyebilir elbette...
Ancak, ipin ucunu
salmış gibi
görünen devlet, 
bu süre içinde aslında
delil topluyor...
Çünkü, güvenlik güçleri
şüpheliden
delile değil,
delilden şüpheliye gidiyor...
En küçük
ayrıntıları
kaçırmayan,
gerekirse binlerce 
güvenlik kamerasını
günlerce
inceleyen
güvenlik 
güçleri,
sağlam bulgularla
yargının
doğru karar vermesine
de böylelikle katkı sağlıyor...
Polis ve jandarma merkezleri,
"Adalete açılan ilk kapı" gibidir...
O yüzden derim ki;
Samsun'da çok kısa sürede
gayrimeşru
yollardan
büyük zenginliklere
ulaşanlar,
bundan
devletin
haberi olmadığını sanıyorsa,
yanılıyor...
Devlet sabırlıdır ve
günün birinde
belgeleri ortaya koyarak,
şüphelileri adalete teslim eder!..
Gerçi işin adalet
tarafı başka...
Orada yavaş işleyen bir süreç olsa da
günün birinde
suçlular, cezasını
buluyor...
"Günün biri" dememin
nedeni ise
polis ve jandarmanın
arşivi,
yıllar geçse de
yeri geldiğinde açılıyor...
Tıpkı, kanunsuzlukların
üzerine giderek,
toplumda
güveni yeniden
tesis eden
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile birlikte
cansiparane çalışan polis ve jandarmanın
bugünlerde yaptığı gibi...
Samsun'da hemen hemen her gün
gerçekleştirilen
uyuşturucu, silah kaçakçılığı,
tefecilik,
sahte içki ve bahis operasyonları, 
dünden bugüne değil,
sabırlı bir sürecin
sonunda
olgunlaşıyor...
Yani, o süreçte
devlet uyumuyor
sadece bir süre gözlerini dinlendiriyor...
Olup bitenler ortada,
hoplayıp, zıplamak yok öyle...