Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
sırasında,
Siirt'te
kürsüden okuduğu
o şiir 
yüzünden
hapis cezası almasıyla
başlayan
süreçte,
"siyasi yasaklı"
duruma düşürülüp,
hem "mağduriyet"
duygusunun
oluşması
hem de
yaşanan ekonomik sıkıntılar
milleti bıktırmasaydı;
AK Parti, 
kuruluşundan
kısa
bir süre sonra
iktidara
gelebilir miydi?..
Şimdi de AK Parti içinde
dahi eleştirilen
o mahkeme kararı;
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
İmamoğlu için de
toplum nezdinde
bir mağduriyet
algısı yaratmıştır!..
Anket sonuçlarında
ve
Millet İttifakı'nda adı
Cumhurbaşkanı adayı olarak
geçen Ekrem İmamoğlu,
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun son
hemleleriyle
geri plana düşmüşken;
bu mahkeme kararı
ve  
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in
ilk geceki Saraçhane Meydanı'ndaki görüntüleriyle
yıldızlaştırılmıştır!..
Bu karar, bir başka açıdan
bakıldığında da
Kılıçdaroğlu'nun
inadını kırmış,
önünü
kesmiştir!..
Özellikle İYİ Parti'nin
"Seçilecek aday" konusundaki
ısrarını da hatırlatırsak,
estirilen rüzgarın
karşısında, bundan böyle
Kılıçdaroğlu'nun durabileceğini sanmam!..
Akşener'in aylarca
ikna edemediği
Kılıçdaroğlu'nun 
da bu tabloyu görmemesi mümkün değildir!..
Bu karar, hukuki açıdan
tartışılabilir elbette...
İstinaf Mahkemesi'nin kararı
ne olacak bilemem ama
ortaya çıkan İmamoğlu rüzgarı
karşısında durmak,
Kılıçdaroğlu için
siyaseten "harakiri"
olacaktır!..
Geçmişte, 
"Ekmeleddin İhsanoğlu vakası"
CHP'lilere yaşatan
Kılıçdaroğlu, bu kez de
benzer bir davranış gösterirse,
siyasi hayatını
"lider" olarak sürdürmesi
zordur!..
Tüm bu gelişmelerden
sonra yaşananların
"tesadüf" olduğunu
söyleyemem!..
Üzerinde çalışılmış
bir sürecin sonunda,
hem Kılıçdaroğlu
saf dışı bırakılmış
hem Akşener
gibi düşünen
6'lı masadaki diğer
liderler
rahatlamış
hem de İmamoğlu'nun yıldızı parlatılmıştır!..
Yani, bu gelişmelerle
bir taşla üç kuş vurulmuştur!..
İmamoğlu ile
mağduriyet algısının
işe yarayıp yaramayacağını
bilemem
ama
onun
Cumhurbaşkanı
adaylığının kesinleştiğini
söyleyebilirim!..