Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Milli Mücadele"yi başlatmak için 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmıştı ama milli direnişin ilk işaret fişekleri Havza'da atılmıştı...

Gazi Mustafa Kemal, İstanbul'dan çıkışından itibaren takip altındaydı...

9 Mart 1919'da 200 askerini Samsun'a çıkaran İngilizler, 17 Mayıs 1919'da da 100 askerini daha göndermişti…

Rum çeteleri, Müslümanları katlediyordu…

Yerel yöneticiler de bu katliama engel olamıyordu…

İngilizler de Samsun'da karargâh kurmuştu…

Atatürk, 6 gün sonunda
Samsun'da rahat hareket edemeyeceğini anlamıştı…

Gazi Mustafa Kemal Paşa, İstanbul Hükûmeti'ne Havza'ya gitme isteğini Merzifon, Vezirköprü, Amasya, Lâdik, Havza gibi bazı bölgelerden gelen asayişsizlikle ilgili şikâyetleri bizzat yerinde incelemek olarak bildirmişti…

Samsun'dan çıkışta önce Kavak ilçesine uğradı, ardından da 25 Mayıs'ta Havza'ya geçti. Karargâh için Atatürk Evi olarak restore edilen Mesudiye Oteli'ni seçti. Ali Osman Ağa'nın da konağında ağırlandı…

Havza; 30 Mayıs'ta Yörgüç Paşaoğlu Mustafa Bey Camii'nde kılınan cuma namazı sonrası ilk mitingin yapıldığı ve ilk örgütlenmenin gerçekleştiği yerdi…

Bu gelişmeler karşısında Atatürk'e "İstanbul'a dön" çağrısı yapılıyordu…

O da 10 Haziran'da "İstiklal-i millîmiz (millî bağımsızlığımız) uğrunda bütün mevcudiyetimle milletle beraber nihayetine kadar çalışacağıma mukaddesatım namına söz veririm" genelgesini Havza'dan yayımladı…

İngilizler bastırıyor, İstanbul Hükûmeti bu baskılar karşısında Mustafa Kemal Paşa'ya "dön" çağrısını tekrar ediyordu…

"Sonuna kadar milli mücadeleyi destekleyeceğini, gerekirse görevinden istifa edip halkın arasına katılarak milli mücadeleyi yürüteceğini" bir telgrafla İstanbul'a bildirip, aynı gün 12 Haziran'da Amasya'ya hareket etti…

Milli egemenliğe dayanan, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan, ilk kuruluş belgesi olan Amasya Genelgesi'nin hazırlanmasında da Havza süreci çok önemliydi…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, daha sonra Havzalıların bu milli duruşunu şu sözlerle ifade etmişti:
"Muhterem Havzalılar, ilk cüreti, ilk cesareti gösteren, ilk teşkilatı yapan sizlersiniz. İnkılap ve Cumhuriyet tarihinde kahraman Havza'nın ve Havzalıların büyük bir yeri vardır.”

Bu uzun hatırlatmayı yapmamın nedeni var, elbette...
Türk Milleti için böylesine büyük bir anlam taşıyan 25 Mayıs'ı "Kaplıca Günü" olarak önermek; Havza'nın önemini kavrayamamaktır!..
Bu da Havza'ya haksızlıktır!..
Havza'nın şifa kaynağı kaplıcalarını tanıtmaya yönelik etkinlik için başka bir gün mü kalmadı, Allah aşkına?..