Geçen hafta Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’in şirketini Metaverse şirketine dönüştüreceğinin ve bunun ilk adımı olarak da şirketin ismini Meta olarak lanse etmesinden sonra birçok yerde Metaverse kavramını duyar hale geldik. Hepimiz interneti aktif şekilde kullanıyoruz. Gittiğimiz her yeri attığımız her adımı sanal alemde paylaşıyoruz. Bu durum inanılmaz şekilde veri üretimine yol açıyor. Örneğin ailenizle veya sevdiklerinizle fotoğraf çekiniyorsunuz hemen Instagram veya Facebbok gibi platformlarda paylaşım yapıyorsunuz. Benzer şekilde bir ürün alacağınız zaman yaptığınız ilk iş, uygulamaya girmek ve sonrasında da sipariş vermek. Bir otele gideceğiniz zaman o otelin uygulamasından veya internet sitesinden 2 veya 3 boyutlu şekilde söz konusu oteli geziyorsunuz. Paris’te bir müzeyi gezmek istediğiniz zaman sanal veya artırılmış gerçeklik teknolojilerinin de vesilesi ile o müzeyi geziyormuşçasına deneyimleme şansına sahip oluyorsunuz. Film izlerken artık size seçenekler sunuluyor ve seçeneğinize göre senaryo şekilleniyor ve filmi o şekilde izliyorsunuz. Microsoft Teams uygulamasında, sanal toplantı halindeyken kendi avatarınızı yaratıyor ve bu sayede toplantıda odak noktanın kaybolmamasını ve bu sayede daha verimli toplantılar yapıyorsunuz. Roblox ise geldiği noktada artık karma gerçekliği size sunuyor. Gerçek dünya ile sanal gerçekliği harmanlıyor ve size benzersiz bir deneyim sunuyor. Sanal konserler veren rap sanatçısı Travis Scott avatarı ile sahneye çıktı ve 12 milyon kişi tarafından takibe alındı. Yukarıda bahsettiğim tüm olanakları tek bir platformda deneyimlediğinizi hayal edin. Başka bir ifade ile bütün dijital ortamların birbirlerine bağlı olduğunu ve oluşan bu yeni dünyaya girmek için sadece kulaklık ve gözlüğe ihtiyacınız var. Metaverse sadece oyunlar için geçeli olmayacak. Kişilerin sanal dünyada oluşturacağı avatarlar aracılığı ile kişiler orada olmasa da işlerini yürütme olanaklarına sahip olacaklar. Bugün birçok şirket Metaverse yatırımlarını yapmaya başladı bile. Minecraft, Roblox, Microsoft sadece birkaçı. Metaverse kavramı ilk kez Neal Stephenson'un 1992 bilim kurgu romanı Snow Crash'de ortaya çıkıyor. Ondan sonra Matrix gibi filmler aracılığı ile bu alem bize anlatılıyor. Şimdi kendinizi şu şekilde hayal etmenizi rica ediyorum. Gözlük ve kulaklığınızla beraber sanal alemde yürüyorsunuz ve aklınızdan bir ürün geçti. 3 saniye sonra o ürünün hemen yanı başınızda belirdiğini ve satın al butonunun da hemen karşınızda olduğunu hayal edin. Dünya yeni bir evreye daha giriyor. Hazırlıklı olmak lazım.