Kıymetli okuyucularım;
Mahalle, vicdanın ve dayanışmanın en küçük aynasıdır. Deprem çantası olmayan ev, yangın söndürme kiti bulunmayan apartman,çöp içinde kalan sokak, susuz bırakılan hayvan, kabartma taşları sökülmüş kaldırımlar… Bunlar sadece eksiklik değil; ihmaldir. Çünkü mahalle hayattır; ilk adımı da sorumluluktur.
Muhtar silah ve maaş için değil; mahallesinin nefesi, gözü, kulağı olmak için vardır. Sorunları görür, duyurur, takip eder. Toplanma alanlarını işaretlemek, belediyeye aksaklıkları bildirmek, engellinin yolunu açmak, hayvana su vermek… Bunlar görev değil, vicdanın sesidir. Bugün afet değil; ihmal öldürüyor.
Biz yorulduk. Ama 85 yaşındaki bir büyüğün feryadıyla yeniden hatırlıyoruz...
Toplumun nefesi, bireyin nefesidir. Bir mahalle nefessiz kalırsa, şehir de nefessiz kalır. Unutulmasın, dillendirilsin, çözülsün.
Ben “yaşamak” kelimesini yeniden tanımlamak istiyorum. Yaşamak sadece nefes almak değil; bir başkasının nefesine umut olabilmektir. Yaşamak sadece kendini kurtarmak değil; bir başkasının düşmemesi için el uzatmaktır. Ve yaşatmak…İnsanı insana hatırlatmakla olur.
Belediye ekiplerinden sosyal hizmetlere, muhtarlıktan mahalle gönüllülerine kadar herkes bu sorumluluğun ortağıdır.
Yarınlara tebessümle ve farkındalıkla başlayabilmek dileğiyle… Sağlıklı, mutlu, neşeli günler dilerim.
Kazım İLHAN
Sosyolog ve Aile Danışmanı