Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Özgür Ecemiş'in konuk olduğu Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Volkan Kınaş'ın moderatörlüğünde Samsun'dan Dünyaya Sağlık programında "Endoskopi ve kolonoskopi zor bir tetkik mi?", "Endoskopi ve kolonoskopi'nin hazırlık süreci nasıl ilerliyor?", "Reflünün hastadaki semptomları nelerdir? Reflü hastaları oruç tutsun mu?", "Probiyotiklere bakışınız nedir?" soruları yanıt buldu.

-Endoskopi ve kolonoskopi zor bir tetkik mi?

Endoskopi ve kolonoskopi işlemleri gastroenterolojinin temel işlemlerinden birisidir ama gastroenteroloji sadece endoskopi ve kolonoskopi ile ilgilenmiyor. Gastroenteroloji demek sindirim sistemi hastalıklarını teşhis eden, tedavi eden hekim demektir bölüm demektir. Bunların arasında safra kesesi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, dalak hastalıkları pankreas hastalıkları safrayolu hastalıkları gelir. Bizim gastroenterolojide beraber en sık çalıştığımız branş ise genel cerrahidir. Genel cerrahi gastroentelokluları gastreontolojisiz yapamaz gastreontolojisiz artık genel cerrahisiz yapamaz duruma geldik. Biz artık hasta bakım ve sağlığı olsun ekip haline geldi. Komplike hastalarla uğraşıyoruz. Şöyle ki endoskopi ve kolonoskopi yapılacak hasta sayısı da fazla. Buna yetecek gastroenteroloji sayısı da az bu yönden genel cerrahilerde yapmaya başladıkları için bu da sertifikasyona bağlandığı için bu sistem gayet güzel oldu. Gastroenteroloji hastalıklarını şöyle sınıflandıralım; mide- yemek borusu, mide - karaciğer, safrakesesi, pankreas ve kalın bağırsak hastalıkları olarak sınıflandırırsak şikayetleri ona göre almalıyız. Eğer bir kişide yutma güçlüğü gelişmişse yemek borusunda bir tümör olabilir bir zarlık olabilir bu mutlaka endoskopisi yapılacak gastroenterolojiye başvurması gereken bir kişidir.  Midesinde şiddetli ağrı, midesinde bulantı kusma, kilo kaybı bunlar mide kanserinin habercisi olabilir. Bu nedenle bunlar gastroenterolojiye başvurmaları gerekmektedir. Açıklanamayan kansızlık durumlarında gastroenterolojiye başvurulmalıdır bunlar bir mide kanserinin belirtisi olabilir. Açıklanamayan karın ağrısı bir safrakesesi ağrısı olabilir bir pankreas hastalığı olabilir. Pankreas kanserinin öncü belirtisi olabilir. Kanama, büyük abdestten kan gelmesi, siyahlaşması, kabızlık bunlar kalın bağırsak kanserinin belirtileridir. Belli başlı semptomlarımızdır. Mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurup, değerlendirilmelidir. Oturdukları bölgede eğer gastroenteroloji uzmanı yoksa dâhiliye uzmanı, genel cerrahi uzmanlarından birine başvurulmalıdır.

-Gaitada gizli kan bakısına hangi yaşta başlamak gerekiyor?

Gaitada gizli kan bakısına sağlık bakanlığı politikası olarak 50 yaşından sonra bakılıyor. Her 2 yıldan bir sağlık bakanlığı tarafından KETEM'lerde bakılıyor. Kolon kanserini daha erken yakalayabilir miyiz diye bu yaşı 45 yaşına doğru çekmeye başladık. Kişinin ailesinde indeks vaka 50 yaşından sonra kolon kanserine yakalanmışsa bunu 10 yıl önceden taramamız gerekir.  Önümüzdeki yıllarda kolonoskopi sayıları arttıkça dışkıda gizli kan taramaları artıp biz erken teşhis koymaya başladıkça kolon kanseri sıklığında önümüzdeki 20-30 yıllardan sonra geriye almaya başlarız.

-İndeks vaka ailesinde kolon kanseri olan kişilerin kolonoskopi ile tarama yaşımız kaç?

50 yaşından önce yakalanmışsa 10 yıl önceden başlıyoruz. 49 yaşında mı yakalandı indeks vaka oğlu, kızı 39 yaşında yaptırmaya başlamalı. Eğer herhangi bir kolon polipi çıkmadıysa da 5 yılda bir rutinde yaptırmalıyız.

-Endoskopi ve kolonoskopi'nin hazırlık süreci nasıl ilerliyor?

Endoskopi ve kolonoskopi alanında çalışan hekimlerin sayısı fazla değil. Endoskopi ve kolonoskopi isteyen hasta sayısı fazla ve bunları bir şekilde hızlandırmamız lazım. Hastaların teşhislerinin bir an önce konulup vakit kaybetmeden tedavilerine başlanması gerekiyor. Şu an ultrason hepimizin elinin altında var. Safrakesesi hastalıklarını radyolojiye göndermeden de teşhis koyup genel cerrahideki arkadaşlarımızla bağlantıya geçerek hastanın tedavisini çok hızlı bir şekilde sürdürmekteyiz. Ultrason bu konuda çok iyi oldu.

Benim kapıma, benim polikliniğime gelen kişi derdine derman arayan kişi. Bizde bu yola derdine derman bulmak için çıktık. Şimdi halledeceğim eğer benlik bir durum değilse bile genel cerrahi arkadaşıma da göndereceksem ben kendim yönlendiririm. Böyle bir ekip halinde olunca her şey tıkır tıkır işler.

-Reflünün hastadaki semptomları nelerdir? Reflü hastaları oruç tutsun mu?

Reflü hastalığı gastroenterolojinin sık sık rastladığı hasta grubudur. Reflü yemek borusunun alt ucundaki yalancı bir sifinkilerin düz ve çizgili kasların uygunsuz zamanda gevşeyip mide asitinin yemek borusuna kadar çıkmasıyla göğüs arkasında yanma, ağza ekşi su gelmesi ile karakterize olan bir hastalıktır. Reflünün sebebi bilinmiyor ama kolaylaştıran sebepler var birinci obezite, ikinci sigara, üçüncü baharatlı yemekler, abur cuburlar fazla asitli içecekler yemek yiyip yatmalar reflüyü kolaylaştırır. Reflü'nün teşhisi kolaydır. Her reflü hastasına endoskopi yapılmaz. Yapacağımız kişide 50 yaşından sonra başlamışsa, ailede mide kanseri öyküsü varsa, tedaviye rağmen hastanın şikayetleri geçmiyorsa bunlara mutlaka endoskopi yaparız. Ramazan ayında reflü de yapacağımız beslenme şekli yemekleri hızlı yemeyeceğiz yavaş yavaş yiyip tam doymadan masadan kalkacağız. Reflü hastası oruç tutabilir.

-Kolon polipleri?

Kolon kanserlerinin %90'ı kolon poliplerinden gelişir. %10'uda polipler olmadan gelişir. Bizde bu polipleri mutlaka alırız. 2 cm'ye kadar olan polipleri  kolonoskopi yöntemiyle yaparak çıkartırız. 2 cm'nin üzerindeki poliplere Endoskopi, dediğimiz gibi bir yöntemle kalın bağırsak çeperinden alınır. Gördüğümüz polipleri mutlaka alma yoluna gideceğiz. Hastanın özel bir durumu varsa kanamalı riskli bir durumu varsa o durumu düzelene kadar polipi almayı erteliyoruz. Aldığımız polipler mutlaka patolojiye gider ve patolojide bu polipler sınıflandırılır. Karşımıza bizim polipler 2 türlü gelebilir. Adenoma töz polip dediğimiz kanserleşme riski olan polipler eğer bu polipi almazsak iyileşme oranı en kötü cinsine kadar %50'lere kadar çıkar,

-Kolon polipini aldık ve kanama oldu bu problem midir?

Problem değildir. Kolonoskopik polipektomi yapan kişi zaten komplikasyonuna bu kanama komplikasyonuna da hazırdır. Kolonoskopik polipektomiden sonra kanama riski şudur, en fazla %3'dür.

-Hazımsızlık ve şişkinlik, yemekten sonraki karın büyümesi aklımıza ne getirir ve ne yapmalıyız?

Bu tür hastalarda, şikayetlerin zamanını şikayetlerinde kilo kaybı, kansızlık, ishal, bulantı eşlik ediyor mu etmiyor mu diye sorgulayıp genel tetkikleri yapıp herhangi bir alarm semptomu yoksa kanser düşündüren herhangi bir bulgusu yoksa huzursuz çalışan bağırsak hastalığı oluyor bunun da büyük bir çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Bu tür hastalarda iyi konuşmak, hastalığının ciddi bir şey olmadığını, organik bir hastalığa bağlı olmadığına ikna edip iyi bir iletişime geçmek lazım. Ondan sonrada ilaç, diyet tedavisi dediğimiz gaz yapan yiyeceklerden uzak durmasını öneriyoruz.

-Probiyotiklere bakışınız nedir?

Bizim gastreontolojinin son zamanlarda en sık uğraşılan konularından birisi. Probiyotik dediğimiz organizmalar kalın ve ince bağırsağa yerleşmiş olan bakterilerdir. Bu bakterilerin çeşitli kompozisyonları vardır bunların dengesinin bozulup hastalarda gaz, şişkinlik, ishal yaptığı söylenmekte. Probiyotikleri kullandığımızda fayda gören hastalarımızda var görmeyen hastalarımızda var. Bir sürü probiyotik markası var ama şu an hiçbirinin bilimsel çalışması yok. Önümüzdeki yıllarda çıkacaktır. Şu an bilimsel bir kanıt olarak sunamıyoruz. Anbiyotiğe bağlı ishallerde probiyotikler etkilidir.

Bizim ışığımız bilimdir, bizim ışığımız  kitaptır, bizim ışığımız bilimselliği kanıtlanmış derneklerin yayınladığı kılavuzlardır.

-Mide koruyucu ilaçları uzun süre kullanırsak mide kanseri vs. rahatsızlıklara yol açma ihitmali var mıdır?

Mide koruyucu dediğimiz ilaçlar proton pompa inhibitörü adı altında üretilen ilaçlardır. Asıl hedefi midedeki hidroklorik asitin 24 saat boyunca salgılanmasını engeller. Başkada görevleri yoktur. 24 saat boyunca asit salgılanmadığı zaman 1. reflü semptomlarımız ortadan kalkar, 2. ülser iyileşir.  Proton pompa  inhibitörü dediğimiz ilaçlar çıktığı için ülser'in tedavisi eskiden cerrahiydi şimdi ise tamamen medikal olarak iyileştiremediği ülser'in neredeyse %99'a yakın bütün ülserleri proton pompa inhibitörleri iyileştiriyor. 40-5- yıl önce ülserin tedavisi cerrahiydi şimdi ülser cerrahisi diye bir şey kalmadı. Hasta antibiyotik alıyor yanına bir de mide koruyucu iyi de antibiyotik ülsere yol açmaz, reflüye yol açmaz. Her gördüğümüz hastaya her ilacın yanında mide koruyucu diye tabir edilen proton pompa inhibitör vermek yanlıştır. Bazen basında çıkıyor, böbrek yetmezliğinde artış, kemik erimesi B12 eksikliği mantık olarak şudur bir kişinin 15 yıl boyunca mide asidini baskılamasını bende doğru bulmuyorum. Reflü hastalarına benim yaklaşımım şudur eğer reflüsü aside bağlı bir zarar olmuşsa hastanın yaşamında değişiklikler yapıp bazı tedbirler alınarak aşılabilir.

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.