Yeni yıl beraberinde yeni umut, mutluluk, erinç ve esenlik beklentilerini getirir. 
Milyonlarca insan yılbaşında yeni yılı sorunlarından arınma dileği ile karşılıyor ve umudunu tazeliyor. Ne ki yıl içinde yaşadığı derin ekonomik sorunlar umutlarını düşe çeviriyor. Beklentilerini karşılayamayan iktisaden geri kalanlar karamsarlığa evriliyor. 
Hiç kuşkusuz 2022 yılında ekonomide yaşanan olumsuzluk, hayat pahalılığı, ateşi düşürülemeyen yüksek enflasyon emeği ile geçinen dar ve sabit gelirliyi vurdu, satın alma gücünü eriterek yoksullaşmalarına yol açtı. 
Asgari ücretli, emekli, memur, esnaf, çiftçi, dul ve yetim kısıtlı bütçeleriyle cep boşaltan fiyatlarla baş etmeye çalıştı. Aylık ve maaşlara TÜİK’in açıkladığı enflasyon verileri doğrultusunda zam yapılan gariban kitle, kabarık doğalgaz ve elektrik faturalarını ödeyebilme uğraşından yoruldu.
Çarşı pazar enflasyonunun yüzde 200’lere yaklaştığı ortamda maaş ve aylıklara yansıtılan artışlar bu oranın altında kalınca doğal olarak satın alma güçleri yükselemiyor, istediğini alamıyorlar. Ya da çok azına erişebiliyorlar. Siyasi iradenin kabullendiği toplumda derin uçurum yaratan ekonomik sorunlar ile can acıtan uçuk enflasyon giderilemediği sürece 2023 yılında da olumsuz tablo varlığını koruyacaktır.
Dar ve sabit gelirliler arasında en çok yoksun olan emekliler. Dul ve yetimlerle birlikte 14 milyona ulaşan bu kitle arasında 3.500 lira gibi aylıkla geçinmeye çalışanlar mevcut. Ortalama emekli aylığının 4.660 lira olduğu dikkate alındığında yüz binlerce emeklinin açlık sınırının yarısı kadar olan gelirle ne denli zor yaşam mücadelesinde olduğu ortaya çıkıyor.
3 Ocak Salı günü TÜİK tarafından açıklanacak aralık ayı enflasyonu ile memur ve emekliye 2023 yılının birinci 6 ayı için verilecek zam oranı netleşecek. Son beş aylık enflasyon yüzde 14.04 olarak gerçekleşti. Öngörüler aralık enflasyonun yüzde 3 olacağı, 6 aylık zam oranın da yüzde 17-18 aralığında belirleneceği yönünde.
3.500, 4.600 veya biraz üzerinde aylık alanlara yüzde 17-18 oranında zam verseniz bu hayat pahalılığında ne anlamı olabilir ki? O nedenle en düşük aylığın net asgari ücret düzeyine, yani 8.506 liraya yükseltilmesi emeklinin önceliği. Zaten o aylık da 2-3 ay içinde eriyecek.
Emekli 6 aylık enflasyon artışının yanı sıra, ek zam da talep ediyor. Yüzde 35’e düşürülen karma sistemden vazgeçilerek 2000 yılı öncesi gibi katsayı ve gösterge sistemine dönülmesini, büyümeden pay verilmesini ısrarla istiyor.
Tabii 2000 yılı sonrası emekli olan SSK ve Bağ-Kur emeklilerini kapsayan intibak yasasının çıkarılması. Eğer yasa hayata geçirilirse emekli aylıklarında göreceli artış olacak. 
Malum, dar ve sabit gelirli kitle en çok güçlükle erişebildiği sağlık hizmeti ve katkı payından yakınıyor. Hastaneye tedaviye ya da eczaneye ilaç almaya gittiğinde aylıklarından kesilen katkı payı uygulamasının sonlandırılması bir diğer önemli talebi. Çalışırken adlarına yıllarca yüzde 12 sağlık primi ödenen emekli haklı olarak katkı payına isyan ediyor. Tabii zorunlu ilaçları yokluktan bulamıyor.
Vergi iadesi yerine aylığının yüzde 4-5’i kadar verilen ek ödemenin yüzde 8-10’a çıkarılması emeklinin beklentileri arasında. Umarım yeni yıla umutla girecek olan milyonlarca insanın beklentileri karşılanır...