Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde ve Samsun'da da yaklaşık iki yıldır pandeminin her alanda oluşturduğu olumsuz etkilerle karşı karşıyayız.

Pandemide en büyük zararı şüphesiz ki esnaf kesimi gördü. İşyerleri, aylarca kapanan esnaf, tam rahatladı derken bu sefer de ekonomik krizler baş gösterdi. Hükümet ekonomik krizi kontrol altına aldı derken, bu sefer de Türkiye'de koronavirüs vaka sayısı yeniden tırmandı. Vaka sayısının 70 bin sınırına dayanmasıyla "Kısıtlama" konusu tekrar gündeme geldi. Dünyayı korkutan omicron varyantı nedeniyle Türkiye'de vakaların kısa sürede daha da artması bekleniyor. Dolayısıyla kısıtlama ve tedbirlerin gelmesi olası.

Ekonomiyi doğrudan etkileyen bu durum, biraz da bizlerin elinde. Vaka sayılarının azalması ve kısıtlamaların kalkmasıyla birlikte, sadece vatandaşta değil, esnafta da bir rahatlamanın oluştuğunu söyleyebiliriz.

Temizlik, maske ve mesafe kurallarına tam anlamıyla uyulmaması; bizi bugün yeniden en başa döndürdü. Vatandaş ve esnaf olarak, bunun sonucunu öngörerek ona göre hareket etmemiz gerekmez mi? Aslında bir bakıma kendimiz sebep olmuyor muyuz?

Bugüne kadar ekonomi ağırlıklı yazı yazan birisi olarak pandemi konusunu işlememin nedeni de yine ekonomi. Pandeminin esnaf ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinden kurtulmanın tek yolu, tedbirlere sıkı sıkıya uymak. Yoksa bu süreç uzadıkça ekonomik kayıp artacaktır.

Esnaf marketine, dükkanına maskesiz müşteri kabul etmeyecek. Kendisi de maskesiz olmayacak. Olası bir kısıtlamanın zararını nasıl ki hep birlikte çekiyorsak, bu durumdan da hep birlikte çıkabiliriz. Başka yolu yok...