Yılport Samsunspor, Adana Demirspor deplasmanından sonra Ziraat Türkiye Kupası'nda sahasında Tokat Belediye Plevne Spor’u ağırladı.
Bir tarafta Süper Lig takımı, diğer tarafta 3. Lig 4. Grup'ta mücadele eden bir takım.
Futbol olarak bırakın yan yana aynı kategoride bile düşünülmeyecek kadar fark var.
Her ne kadar da resmi bir maç olsa da böylesine güç farkı olan takımların maçına genellikle gazozuna maç denir.
Yılport Samsunspor, sahaya yedek ağırlıklı çıktı.
Yedek derken Süper Lig takımının yedek oyuncuları bunlar…
Şimdi Markus hocaya hak vermeye başladım.
Bu yedekleri Süper Lig takımında neden ilk on birde oynatmadığını!..
Bizim ülkemizdeki takımlarda bu hastalık hep vardır.
Bu anlayış olduğu sürece de hep var olmaya devam edecektir.
Halk dilinde karşı takımı küçümseme hastalığı…
Bu hastalığın tedavisi bizde yoktur...
Samsunspor’un Tokat Belediye Plevne Spor karşısında oynadığı oyun da tam bu anlattığıma göre oynandı.
Sahada bir Taıt, bir Schındler vardı evlere şenlik...
Bir futbolcu futboldan hiç mi anlamaz!
Bunlar futbolcu iseler ben de Maradona’yım beeee…
Karşınızdaki rakibe karşı sahada oynadığınız futboldan hiç mi utanmadınız?
Gözünüz kapalı sahada pas yapmalıydınız!
90 dakika boyunca şöyle bir hareketinizi bile sahada göremedik.
Sizler bırakın Süper Lig’de yedek olmayı 3. Lig’de bile yedek olamazsınız!..
Ben tribünden bu oyununuzu izlerken utandım, siz sahada oynadığınız bu oyundan dolayı hiç mi utanmadınız?
Futbolcu olan utanırdı…
Ama nerede?
Futbolun da bir adabı, bir ahlakı var. 
Onu da berbat ettiniz.
Yazıklar olsun size…
Giydiğiniz formanın ve de aldığınız paranın hakkını verin ki çoluk çocuğunuza helal yedirin...
Bu yaptığınızın savunulacak hiçbir yanı yok.
Markus hocam sizi bir kez daha tebrik ederim…
Ulu Önder Atatürk’ün şu sözünü asla unutmayın;
Atatürk ne demiş; "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim"...
Sizler de bu sözün herhangi bir yerine kendinizi monta etmeye çalışın bakalım neresinde yer bulacaksınız?..