Merhaba kıymetli okuyucularım; MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor Trendyol Süper Lig müsabakası sonrası saldırıya uğrayan hakem Halil Umut MELER'e, SAMSUN İl Gözlemcisi olarak geçmiş olsun diyor ve acil şifalar diliyorum. 

Sevgili Halil Umut MELER hocamızı en kısa zamanda yeniden sahalarda görmek istiyoruz. 

Evet; Ankaragücü Kulübü Başkanı Faruk Koca'nın, hakem Halil Umut MELER' e sahanın içinde yumruk atması, bir yönetici adına utanç verici bir durum. 
Spor, barış ve kardeşlik demektir. Spor, şiddetle bağdaşmaz. 
Siz başkan olarak yıkıcı değil yapıcı düşünmek ve aklıselim olmak zorundasınız.

Aslında şiddet, “ben varım” demenin bir yoludur.
İnsan davranışının doğası, son derece karmaşıktır. 
Saldırganlık insanın doğasında, yapısında olan mı yoksa yaradılışında olmayıp öğrenilmiş ya da sonradan içinde bulunulan çevrenin etkisiyle ortaya çıkan bir şey midir?
Bunun için bir başka yol bulamamışların başvurduğu, şiddet  bir yas tutma biçimidir... 
Şiddet, kendini kaybetmiş bir ruhun kendi kaybına duyduğu bir öç alma biçimidir. Şiddet, kişinin kendi sahip olamadıklarına sahip olanlardan aldığı güçsüzlerin gücüdür, sonuçları kendini de başkalarını da inciten. Şiddet, göz ardı edilenlerin isyanıdır...
Şiddet yaşamın her alanında varlığını sürdürüyor: Evde, okulda, işte, sokakta. İnsanlık var olduğu sürece, şiddetsiz bir yaşam pek olası görünmüyor. Şiddetin çok daha az olduğu bir dünya ise birçok insanın hayali. 
Fromm (1995a) “Umut Devrimi”  kitabında bu hayalin nasıl gerçekleşebileceğini ele almış, tartışmıştır.
Peki, şiddeti azaltmak, onu bir değer olmaktan çıkarmak için ne yapmalı? 
Elbette önce insanı anlamak gerek. İnsan; ele avuca sığmayan, ne zaman ne yapacağı tam olarak kestirilemeyen, psikolojik yönü kadar sosyal yönü de olan bir varlıktır. 
Bu bölümde “şiddet davranışı” insanın psikolojik ve sosyal yönü dikkate alınarak incelenecektir.
Şiddet “kişinin kendisi ya da farklı kişi ve gruplarla anlaşmazlığa düştüğünde sorun çözme, inandırma, uzlaştırma gibi yöntemlere başvurmak yerine; yaralama, ölüm, psikolojik zarar, gelişme geriliği ya da ihmal ile sonuçlanabilen, kasıtlı güç kullanımına dayalı davranışlara başvurması” [TDK (2007) ve DSÖ (2002)’nün şiddet tanımları birleştirilmiştir] olarak tanımlanmaktadır.
Metin içerisinde, şiddet yerine bazen saldırganlık ifadesi kullanılmıştır. 
Saldırganlık ve şiddet iç içe geçmiş kavramlardır.
İkisini net sınırlarla ayırt etmek, oldukça güç görünmektedir. 
Dünya Sağlık Örgütü (2002) tarafından yapılan bir araştırmada: Saldırganlık, şiddetle ilgili bir terim olarak ele alınmıştır ve “bir kişiye fiziksel zarar vermeyi hedefleyici davranış biçimi -cinsel saldırılar da  (tecavüz) bunun içindedir.-” biçiminde tanımlanmıştır. 
Aynı araştırmada durumu kötüye kullanma davranışları, eziyet, hırpalama, cinsel hırpalanma, ırksal kimliğin hırpalanması ve tehdit şiddetle ilgili diğer terimler olarak yer almaktadır.
Sonuç; insanın ilim ve edebi, en büyük varlığıdır. Eskimez, çürümez, kaybolmaz.(Mevlana)  
Toplumun ve ailenin en büyük ilacı doğru iletişimdir. (Kazım İLHAN )

Bu sözün ne kadar önemli olduğunu konular işlendikçe fark edeceğimizden eminim.

Sevginin özü, kendi sevgini göstermekle başlar. ( Kazım İLHAN )
Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır. ( Kazım İLHAN )

Birlikte siz, biz demeden, sıcak, sevecen ve mutlu birlikteliklerin bir arada olduğu sağlıklı neşeli yarınlar dilerim. Hoşça kalın...

KAZIM İLHAN
SOSYOLOG VE AİLE DANIŞMANI