Bir günümüz 86.400 saniyeden oluşuyor. 86.400 saniyenin en büyük özelliği ise bir sonraki güne devredilemiyor olması. Yani bugün ben 40.000 saniye kullanayım da yarın kalan 46.400 saniyeyi kullanayım diye bir seçeneğimiz yok. Teknolojinin gelişmesi ve rekabetin şiddetini artırması ile beraber, zaman kavramı daha da önem kazandı. Günümüzde insanlar zamanlarını ne kadar etkin kullanıyor ise o kadar başarılı olarak görülüyor. Akıllı telefonlarımızda planlayıcılar sayesinde günümüzü daha etkin ve verimli şekilde geçirmeye çalışıyoruz. Hatta kullandığımız e-mail adresi ve işletim sistemi entegre ve hatırlatmalarımız da bu çerçevede şekilleniyor. Covid 19 ile beraber bu süreç daha da hızlandı. Dünyanın öbür ucundaki kişi ya da gruplar ile toplantılar gerçekleştirebiliyoruz. Kongre gibi birçok aktivite artık çevrimiçi yapılır hale geldi. Bu durum bizlerin hayatını çok daha yoğun hale getirdi. Bugün başarılı yönetici olmanın en önemli kriterlerinden birisi, artık zamanı ne kadar etkin kullandığınız. Benzer şekilde şirketler artık dünyanın her tarafındaki çalışanları ile çevrimiçi platformlarda toplantılarını yapar hale geldi. Bu da bireylerde yeni bir özellik aranmasına neden oldu ki o da sanal işbriliği veya başka bir ifade ile söyleyecek olur isek sanal iletişim becerisi. Sanal alemde 1 dakikada neler oluyor derseniz… • 197.6 milyon mail atılıyor • YouTube’a 500 saat içerik yükleniyor • 1.6 milyon ABD doları harcanıyor • Instagram’da 695.00 hikaye paylaşılıyor • Facebook ve Whatsapp’ta 69 milyon mesaj gönderiliyor • 200.000 Tweet atılıyor • 21.1 milyon mesaj atılıyor • Netflix’te 28.000 abone dizi/film izliyor vs... Tüm bu rakamları nasıl okumak ve değerlendirmek lazım. İster küçük ister daha büyük ölçüde işletme olun kendinizi bu rakamlara göre adapte etmeniz gerekli. Buna göre medya planlamalarınızın yapılması gerekli. Günümüzde artık insanlar sabırsız hale geldi. YouTube’da bir video çıkarken önünüze çıkan reklamı 5 saniyede geçmek için ne kadar sabırsızlandığınızı düşünün. Bu durum da yeni iş paketlerinin çıkmasına neden oldu elbette. YouTube Premium gibi. Tüm bu parametreleri düşündüğümüzde; insanların ilgilerini çekecek, onları size bağlayacak içeriklerin oluşturulması gerekli. Bunu yapmak hakikaten zor. Çünkü sizin alternatifiniz hakikaten fazla. Hedef kitlenizin sizi seçmesi için onlara değer yaratan ve hikayenin bir parçası olduklarını hissettiren içeriklerin oluşturulması elzem.