İğneden ipliğe her şeye her gün zam geliyor, yüksek fiyattan ötürü çarşı-pazar ve mutfağın alevi söndürülemiyor, halkın satın alma gücü giderek dibe vuruyor.
Toplumu yoksullaştıran ekonomik tablonun giderilmesinde sivil toplum kuruluşlarının önerileri ve görüşleri, son derece önemli ve yaşamsaldır. Emekçi, emekli, memur, çiftçi ve esnafın temsilcilerinin savunucusu olan sendikalar ile sivil toplum örgütleri demokrasinin olmazsa olmazıdır, görüşleri mutlak dikkate alınmalıdır.   
Milyonlarca dar ve sabit gelirli kitlenin sesi olan sivil toplum kuruluşlarının ekonomide yaşanan sorunlara ilişkin önerilerini ve taleplerini siyasi iradeye sunabilecekleri platform olan Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) Şubat 2009’dan bu yana toplanmıyor.
Avrupa ülkelerinde hükümetlerin görüşlerine ve değerlendirmelerine son derece değer verdiği ESK, Türkiye’de anayasal kurum haline getirilmesine karşın işlevsiz konumda.    
İşçi, memur, işveren, esnaf ve çiftçi örgütü temsilcilerinden oluşan ESK, 13 yılı aşkın süredir toplanamıyor. Neden toplanamadığı da sır. Kamuoyuna da açıklama yapılmıyor. Konseyin toplanamamasından ötürü toplumu çok yakından ilgilendiren başta hayat pahalılığı olmak üzere temel ekonomik sorunlar masaya yatırılıp değerlendirilemiyor.
Sosyal ve ekonomik sorunların ele alınıp, irdeleneceği, hükümete öneriler üretileceği yegane platform Ekonomik ve Sosyal Konsey’dir. Muhalefet partileri ile sivil toplum kuruluşlarının toplanma çağrısına   yanıt bile verilmiyor. Hükümetin gündeminde ESK yok.
12 Eylül 2010’da gerçekleştirilen anayasa değişikliği referandumuyla anayasal kurum haline getirilen ESK güya belirli aralıklarla toplanacaktı. Konsey hükümete öneriler sunacak, alınan kararların topluma sağlıklı şekilde ulaşmasını sağlayacaktı. Bu amaçlar doğrultusunda anayasal statüye kavuşturulan ESK,  bilinmeyen nedenden ötürü Şubat 2009’dan bu yana toplanmıyor. Varlığı kağıt üzerinde kaldı, unutuldu.
Sosyal taraflar arasında diyalog sağlamak, uzlaşma ortamı yaratmak, sağlanan uzlaşma ile başta ekonomi olmak üzere toplumsal bir mutabakatla ülke sorunlarına çözüm bulmak amacıyla 2001’de kurulan, yılda en iki kez toplanması gereken ESK, bugüne dek salt 8 kez toplanabildi. Kurulduğundan bu yana sekiz kez toplanabilen konsey bir anlamda işlevini yitirdi, hedeflenen iş barışı yeterince sağlanamadı, çözüm bekleyen sorunlar katlanarak artıyor.
ESK, çalışma barışı adına Avrupa ülkelerinin çok önemsediği bir kurum. Hükümetler konseyin kararını dikkate alıp, kararlarını aksaksız uyguluyor. Türkiye 2001 yılında kurulan ve 2010’da gerçekleştirilen referandumla ESK’ya Fransa’nın ardından anayasal statü kazandıran ikinci ülke olmasına karşın uygulamada başarılı olamadı, beklenen çalışma barışı sağlanamadı. 
Hedeflenen amaca ulaşılmak isteniliyorsa siyasi irade, sivil toplum örgütlerinin taleplerine kulak vererek konseyi bir an önce toplantıya çağırmalı. Dar ve sabit gelirli milyonlarca kişinin can yakan sorunları tepe yaparken ve toplumsal uzlaşmaya şiddetle gereksinim varken; ESK bugünlerde toplanmayacak da ne zaman toplanacak?