Eskişehir’den yola çıkarak 6 ayda bisikletiyle 9 bin kilometre yol yaparak Anadolu’yu dolaşan Fırat Küçükersen, yolda yaşadıkları içinden kendisini en çok köylerdeki samimiyetin etkilediğini belirtti.
Anadolu Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık Bölümü mezunu Fırat Küçükersen, Anadolu Üniversitesi, Tepebaşı Belediyesi ve Darüşşafaka Cemiyeti’nin sponsorluğunda yürüttüğü “7 Bölge 1 Hikaye” projesi kapsamında 9 bin kilometrelik yolu bisikletiyle dolaştı. 26 yaşındaki Küçükersen, bu macerada en büyük desteği ailesinden gördüğünü bildirerek, “Beni en çok etkileyen köylerdeki samimiyet ve çocukların bakışlarıydı” dedi.
“KÖYLERDEKİ YAŞAMLARI GÖREBİLMEK İÇİN PEDALLAMAYA BAŞLADIM”
Fırat Küçükersen, 7 bölgeyi dolaşma fikrinin nasıl geliştiğini anlatırken, bunun bir yolculuk ya da tatil anlamına gelmediğini belirtti. Küçük yaşlardayken bisikletiyle çok fazla iletişiminin olmadığını aktaran Küçükersen, bisikleti sadece yakın yerlere gitmek için kullandığını vurguladı. Küçükersen, “Üniversitedeyken bir bisiklet edindim ve biraz kafa dinlemek için Eskişehir’in ilçelerine, köylerine gitmeye başladım. Şehir hayatından bir kaçış yoluydu bisiklet benim için. Daha sonra o kısa gezilerimin rotaları biraz daha genişledi. Eskişehir’in çevre illerine doğru yol alarak günübirlik turlar gerçekleştirdim. Yolda insan şehirde görmediği, yakalayamadığı güzellikleri görünce bisikletle daha uzun bir yolculuk yapma fikri gelişmeye başladı.Bu yolculuk bir tatil ya da saf bir kaçıştan ziyade geride kalmış işlere, insanlara ve ülkeme ulaşmak için oluşturduğum bir yolculuktu. Onları yakalamak için, köylerdeki yaşamları görebilmek için pedallamaya başladım” dedi.
“EN ÇOK DESTEĞİ AİLEMDEN, ÖZELLİKLE ANNEMDEN ALDIM”
Yaptığı yolculuk sırasında en çok desteği ailesinden aldığını dile getiren Fırat Küçükersen, düşünülenin aksine kendisine en çok annesinin destek verdiğini aktardı. Düşünce aşamasında annesinin de olaya pek sıcak yaklaşmadığını belirten Küçüksersen, “Annem yola hemen çıkmam taraftarı değildi. Bu işin sonraki iş, emekli olunca yapılacak bir iş olduğunu söylüyordu. Erteleme her insanda var, ama bu düşünce benim içimde yıllarca büyüyüp geliştiği için daha fazla erteleyemeyecektim. Ama annem de o ısrarı ve kesin kararı görünce o da destek oldu hatta “Artık git ama 3 ayda hemen gelme. Senin iş ancak o zaman olur” diye söylüyordu. Ailem, abim, kardeşim olculuk sırasında hep destek oldular bana. Çevreden aldığım tepkiler de garipti biraz. Tabi herkes altında ne gibi düşünce olduğunu veya amacımın ne olduğunu ilk bakışta pek anlayamadı. O yüzden çok farklı tepkilerle beraber güzel sözler de duydum” diye konuştu.
“BENİ EN ÇOK ETKİLEYEN KÖYLERDEKİ SAMİMİYET OLDU”
Yolculuk sırasında birçok farklı olay ve insanla karşılaştığını söyleyen 26 yaşındaki Fırat Küçükersen, yolculuktan kendisine yolda karşılaştığı sıkıntıların değil Anadolu insanının sıcakkanlılığının kaldığını ifade etti. Küçükersen, “Birçok farklı olay yaşadım, farklı ortamlar gördüm. Ama en çok beni köylerdeki sıcaklık, samimiyet, çocukların o güler yüzü etkiledi. Nemrut Dağı’ndan inerken tanıştığım bakışını, güzelliğini unutamadığım Deniz. Şanlıurfa’daki, Aksaray’daki çocukların samimiyeti ve Muğla’daki Beril Su’ya duyduğum hayranlık geziden bana kalan en güzel duygular oldu. Hepsi bu toprağın çocukları ve en çok etkileyen olay o çocukların bakışlarıydı” dedi.
Gezisi boyunca ezberlenmiş bir hayatın değil de bilinmezliğin içine adım attığını sözlerine ekleyen Küçükersen, konuşmasına şöyle devam etti:
“Böylesine uzun bir yolculuğu yapmak isteyenler için ciddi bir deneyim şart değil. Ancak çok istemek ve o anki konumda sabit duramama hali şart. Önemli olan hedefe ulaşabilmek için ısrarcı olunması, hayallerini gerçeğe dönüştürebilmesi için yılmadan çalışabilmek. Bir hocamız bize “hayallerinizi ertelemeden gerçekleştirin” demişti. Ben de hocamızın sözünü burada yineliyorum. Bence de hayaller ertelemeden ve zamanı geldiğinde gerçekleştirilmeli.”