Özel Tınaztepe Hastanesi Kardiyoloji bölümü uzmanlarından Doç. Dr. Ozan Kınay, kalp sağlığı için asıl önemli olanın tedavi ya da koruyucu yaşam değişikliği önlemlerinin kararlı bir biçimde devreye sokulmasının ve sürdürülmesinin olduğunun altını çizdi.
Kalp ve damar hastalıklarıyla ilgilenen doktorların hemen hemen her gün defalarca işittiği “Hangi önlemleri alalım, kendimizi nasıl kontrol ettirelim?” şeklindeki sorulara yanıt veren Özel Tınaztepe Hastanesi Kardiyoloji bölümü uzmanı Doç. Dr. Ozan Kınay, kalp sağlığı için risk faktörlerinden uzak durulması ve koruyucu önlemler alınması gerektiğini söyledi. “Birçok kişi bir kalp doktoruna gidelim, check- up yaptıralım; mesela efor testi vb. tarama testlerine tabi tutulalım da, doktor bunların temiz olduğunu söyleyiversin, ama alınması gereken koruyucu hekimlik önlemlerini pek de umursamayalım yönünde hareket etmekte” şeklinde konuşan Doç. Dr. Kınay, kalp hastalıklarına yol açan risk faktörlerinden uzak durulması yönünde uyarıda bulundu.
Risk faktörlerinin çoğu kez hastalar tarafından direkt hastalık sebebi olarak algılandığını da kaydeden Doç. Dr. Kınay, şöyle konuştu: “Biz hekimlerin bazı benzetmelerden faydalanmasının işi kolaylaştırabileceği düşüncesindeyim. Kendi klinik pratiğimde, kalp damar hastalığının gelişimini kolaylaştıran risk faktörlerini hastalarıma anlatırken, bir tarla ya da bahçenin bir çiftçi tarafından bakımının yapılması eylemine benzeterek söze başlarım. Birçok insan bilir ki bir tarlada bir tohum ya da fidenin ekilmiş olması, o tarlada iyi ürün alacağımız anlamına her zaman gelmez. Tarladaki tohumu genetik yatkınlığa benzetirsek, o tarlanın gübrelenmesi, sulanması veya çapalanması gibi bakım işlemlerini ise risk faktörlerine benzetirim. Eğer tarlada tohum olsa bile (biz genetik olarak kalp damar hastalığına yatkın olsak bile), bu hastalık tohumunun yeşermesi için kolaylaştırıcı bakım işlemlerinin yapılmaması yani risk faktörlerinin ortadan kaldırılması hastalık tohumlarının çimlenmesinin önüne geçecektir. Hastalık tarlası çorak kalacaktır.”
BU FAKTÖRLERE DİKKAT!
Hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara içilmesi, şişmanlık, kötü diyet alışkanlıkları, hareketsizlik gibi risk faktörlerinden uzak durulması gerektiğini anlatan Doç. Dr. Kınay, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu kısaca özetlediğimiz risk faktörlerinin var olması durumunda, risk faktörlerinin ortadan kaldırılması için yılmadan savaşılmalıdır. Ancak gerçek hayatta bu savaş çoğu kez verilememektedir. Bir çok kişi bir kalp doktoruna gidelim, check- up yaptıralım; mesela efor testi vb. tarama testlerine tabi tutulalım da, doktor bunların temiz olduğunu söyleyiversin, ama alınması gereken koruyucu hekimlik önlemlerini pek umursamayalım yönünde hareket etmekte. İşte bunun sonucunda elinde sayfalarca tetkik sonucu olan hastalar poliklinikleri doldurmakta; yani defalarca yapılan tahlillerde kolesterol yüksekliği vb. sorunların var olduğu görülmekte ama çözüm eylemine geçilemeden hiç yol alınamamakta.”
Doç. Dr. Kınay, kalp hastalıklarından korunmanın veya hastalığın kötüye ilerlemesinin önlenmesi adına hastalığın olup olmadığının ortaya çıkarılmasının yanında koruyucu yaşam değişikliği önlemlerinin kararlı bir biçimde devreye sokulmasının ve ısrarla sürdürülmesinin önemine vurgu yaptı.