Isparta Belediyesi tarafından, şehre has floranın temsilcilerinden hilal ve yıldızların olduğu ahşaptan yapılma üzüm modelini, Kaymakkapı Meydanı’na yerleştirildi.

Isparta Belediyesi Şehir Süsleme Sanatı çalışmaları kapsamında şehrin simgesi üzüm modelini Kaymakkapı Meydanına yerleştirdi. Belediyenin Ahşap Sanat Merkezinde yapılan 4 tonluk ahşap çalışma en büyüğü 27 santim çapında 3 bin 500 üzüm tanesinden oluşuyor.

“Gökyüzüne yükselen yıldızlar var”

Kaymakkapı Meydanına konulan üzüm modelini yerinde inceleyen Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, modelin özelliklerinden ve üzerinde barındırdığı anlam ile ilgili açıklamalarda bulundu. Başkan Günaydın, “Şehrimizin merkezine yerleştirdiğimiz üzüm salkımında iki bölüm var. Bir bölümünde Türk Milletinin sonsuzluğa kadar devam edeceğinin ifadesi bulunuyor. 9 adet hilal gurupları ile gökyüzüne yükselen yıldızlar var. Bu Türk Milletinin ilelebet bağımsız kalacağını, Türkiye Cumhuriyetinin sonsuzluğa kadar var olacağını ifade ediyor. 16 yıldız vardır bunlarda tarihimizin işaretidir, 16 imparatorluk kuran Türk Milletinin gücünü temsil etmektedir. Türk Milletinin, bağımsızlığını, hürriyetini, sonsuza dek dünya üzerinde varlığını ifade etmektedir. Yine iç içe geçmiş 9 hilal var. 9 Türk milletinin en büyük uğur rakamı, tarihi gelişimi, sayısız özelliklere sahip bir rakamdır. Üzüm salkımının bir diğer yüzünde de Allah’ın 99 ismi, Esmaü’l Hüsna var. Şehrimizin göbeğinde bunun görülmesini istedik. İçi dolu 4 tonluk bir ağaçtan, 3500 adet deneden yapıldı. En büyük dene 27 santim çapındadır”

“Anavatanı burasıdır”

Üzüm salkımının rengi, büyüklüğü ve güzelliği ile ilgili de önemli mesajlar verildiğini, bunun biyolojik tarihi olarak Milattan önce 8 bin yıl öncesine Hititlere dayandığını anlatan Günaydın, “Hititler devrinde Isparta’mız, Fethiye’ye kadar bu üzümün doğal olarak yetiştiği nokta, anavatanı burası. Üzümün binlerce yıl önce ıslah edilip, bu siyah üzüm cinsinin geliştirilmesinin yapıldığı yer, anavatanı burasıdır. Bu bölgede, dağlarda daha küçük yapraklı ıslah edilmemiş bir şekilde yetişmektedir. Bu üzüm Dereboğazı bölgesine giderken, yine Fethiye’ye giderken biyolojik olarak yetişmektedir. Sulak ve verimli toprakları bularak bu üzümler orada anavatanında barınmaktadır. Madem anavatanı Isparta ise bunu halkımız bilmelidir.” dedi.

“Hem güzel, hem estetik”

Islah edilmiş üzümlerin binlerce yıldır Isparta’da var olduğuna dikkat çeken Günaydın, üzümün tadının güzel olduğu kadar estetik olduğunu da vurguladı. Günaydın, “İki yıldan bu yana şehir süsleme sanatı uyguluyoruz, başladığımız günden buyana da bu çalışma atölyemizde gerçekleştirilmekteydi. Bu tasarım ana vatanında görünsün istedik. Bu güzellikler, Anadolu’nun zengin tarihlerinin burası olduğunu, tarihimizin bugün Hititlere dayandığını, bunun iyi araştırıldığında bu da bizim Türk tarihimizin derinlikleri de ortaya çıkar. Türklerin ne kadar medeni ve gelişmiş bir milletten geldiğimizi, göçebeliği en iyi Türklerin yaptığını, ortaya çıkmaktadır. Bunu önemli buluyorum, bu güzellikler, şehrimiz, ülkemiz, milletimiz tarihimiz geleceğimiz için hayırlı olması temennisinde bulunuyorum.” şeklinde konuştu.