Türk-İş’in 40 yıla yakın yaptığı “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” araştırması ağır eleştiriye uğruyor, bazı çevrelerce objektif olmadığı savlanıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin asgari ücret görüşmeleri sırasında araştırmayı “bilimsel olmadığı” gerekçesiyle hedefe koymuştu. TÜİK’in enflasyon verileriyle arasında dağlar kadar fark olan Türk-İş araştırması, 1980’li yılların başından bu yana pazar ve market fiyatları esas alınarak gerçekleştiriliyor. Bir anlamda milyonlarca dar ve sabit gelirlinin ensesinde hissettiği çekilmez hayat pahalılığı ile örtüşüyor.
Türk-İş Araştırma Uzmanı Enis Bağdadioğlu’nun önderliğinde, halkın alışveriş yaptığı marketlerde raf fiyatları doğrultusunda hesaplanan “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” verileri klasikleşen, medyanın ve kamuoyunun yakın ilgi gösterdiği araştırma niteliğinde. Alanlarında yetkin uzmanların katılımıyla kadrosu genişleyen Türk-İş araştırma biriminin aylık hesapladığı verilerin güvenilirliğini tartışmak boşuna.
Zira 40 yıl gibi uzun süreçte hala ilgi görmesi, medyanın geniş şekilde haberleştirmesi araştırmaya yönelik iddiaları çürütüyor. O araştırma bazı üniversiteler, kitle örgütleri ve meslek örgütlerince dayanak gösteriliyor. Birçok sendika da aynı doğrultuda araştırma yapıyor.
Bir dönem Türk-İş Genel Başkan Danışmanlığı görevinde bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, o araştırmanın hangi fiyatlar esas alınarak yapıldığına çok yakından tanıktır aslında. Bakanlık koltuğuna oturunca araştırmayı gerçekçi bulmadığını açıkladı. Türk-İş’te görevli olduğu dönemde de araştırmanın “bilimsel olmadığını”  dile getirdi mi acaba?
40 yıllık geçmişi araştırmanın güvenirliliğini ortaya koyuyor zaten. Rakamlar çarpıtılsa, veriler hayal ürünü olsaydı güven duyulması, referans alınması bu denli uzun sürmezdi. Halkın cebini boşaltan, satın alma gücünü gerileten hayat pahalılığı ve yüksek enflasyonu gözler önüne seren araştırma, kuşkusuz bazı çevrelerce eleştirilmeye devam edilecektir. Zira ekonomideki olumsuz gösterge ve yüksek enflasyon rakamları bir yerleri rahatsız ediyor. 
Türk-İş’in ocak ayı araştırmasına göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 8 bin 864, yoksulluk sınırı ise 28 bin 874 liraya yükseldi. Böylelikle açlık sınırı 8 bin 506 liraya yükseltilen net asgari ücreti 385 lira solladı. Önceki yıllarda üçüncü, dördüncü ayların ardından açlık sınırının altına düşen asgari ücret bu yıl daha birinci ayda geriledi.
Yurttaşın yaşadığı gerçek hayat pahalılığının kanıtı olan dört kişilik bir ailenin gıda harcaması tutarı bir önceki aya göre yüzde 9.02 oranında arttı. Açlık sınırında bir yıllık artış ise yüzde 108.57 olarak gerçekleşti.
Çarşı pazarın rakamlarıyla örtüşen araştırmayı “abartma” olarak nitelemek doğru yaklaşım değil. Vatandaş, açıklanan resmi veriler yerine cebini boşaltan hayat pahalılığını gösteren araştırmaları ciddiye alıyor, itibar ediyor...