Fındıkçı dertli; soğan, patates, karpuz çiftçisi ürününün para etmemesinden feryat ediyor, çay üreticisi kota uygulanmasından muzdarip, hayvan yetiştiricileri barut fıçısı... Yağmur çamur, yaz kış demeden bin bir emekle tarım ürünü yetiştiren milletin efendisi köylü, yanlış politikaların, aracıların ve rantiyecilerin açgözlülüğü, yetersiz taban fiyat ve destekten ötürü, adeta can çekişiyor. Büyük umutlarla yetiştirdiği soğan ve patatesi para etmediğinden tarlada çürümeye bırakan, salatalık ve domatesi hal önünde sokağa döken, fiyatı yükselir diye fındığı evinde saklayan fındıkçı ve diğer üreticilerin yüzü zor salgın günlerinde gülmüyor... Büyükbaş hayvan besicileri çaresizlikten adeta patlayacak durumda. Devletin desteğini alamayan üreticiye bir darbe de aracı ve rantiyeciler vuruyor. Tarlada 10 liraya satın alınan kiraz marketlerde 30-40 lira arasında, 50 kuruşa alınan salatalık 5-6 liraya, 2 liraya alınan domates 8-10 lira arasında pazar ve marketlerde alıcı bekliyor. Mevsimi olan karpuz markete kadar yüzde 305 zamlanıyor. Bu fahiş fiyatlar karşısında tüketicinin cebi alev alev yanıyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) yaptığı araştırmaya göre, tarladan markete dek fiyat farkı kabakta yüzde 293.85, salatalıkta yüzde 236.44, patlıcanda yüzde 237.75, sütte yüzde 231.14 oranında. Markete ulaşıncaya kadar karpuz 4.1 kat, kabak salatalık ve patlıcan 3.4 kat zamlanıyor. Sivri biber, yeşil soğan patates ve soğanda da aynısı söz konusu. Bu denli fahiş fiyat farkı karşısında kazanan kim? Hiç kuşku yok ki aracılar ve fiyatı aşırı derecede yükselten rantiyeciler. Hal yasası çıkarılamadığından üretici değil, aracılar karına kar katıyor. Bir ülkenin olmazsa olmazı tarım ve çiftçi, son yıllarda uygulanan politikalar ve yetersiz taban fiyatı sonucu, tükenme aşamasına geldi. Çiftçinin desteklenmesi gerekirken, yurt dışından buğday, mısır, nohut, arpa, kırmızı mercimek, pirinç ithal ediliyor. Yerli üretici bu tablo karşısında sürünüyor. Oysa, o kadar ekilecek boş arazi var ki… Üstüne üstlük kuraklık da eklenince; çanlar Türk çiftçisi için çalmaya başladı... Karadeniz’in temel ürünü olan fındık ve çay da gereken değeri görmüyor. Sezon başında açıklanan taban fiyat, ilerleyen süreçte tekel firmaların piyasaya egemen olması ile geriliyor, yitiren fındıkçı oluyor. Çay-Kur’un uyguladığı kota karşısında çay üreticisi özel sektöre mahkum ediliyor... Türkiye bir zamanlar tarımın göz bebeği konumundayken bugün yurt dışından tarım ürünü satın alır hale geldi. Eğer tarım tümüyle sonlanırsa; yitiren ekonomi olur, yitiren Türkiye olur. Ekonominin ve ülkenin geleceği; tarıma destek ve üreticinin sahiplenilmesine bağlı. Salgın günlerinde önemi bir kez daha net olarak görülen tarım biterse, ülke oldukça zorlanır...