İstanbul, 12 Ağustos () - Lübnan merkezli Bank Audi’nin Türkiye’deki iştiraki Odeabank'ın aktifleri, yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42.5 artışya 29 milyar liraya yükseldi.

Haziran 2015 sonu itibari ile 20.4 milyon lira net kâr açıklayan Banka, geçtiğimiz yılın aynı dönemindeki 31 milyon liralık net zararı, gösterdiği başarılı performans sayesinde sağladığı 51.4 milyon liralık kârlılık artışıyla pozitife çevirmiş oldu.

Türk bankacılık sektöründe 15 yıl aradan sonra sıfırdan lisans alan ilk banka olan ve 2012 yılı itibariyle faaliyete geçen Odeabank, döviz kurunda yaşanan dalgalanmalara ve küresel piyasalardaki belirsizliğe karşın yılın ilk yarısını 20.4 milyon lira net kâr ile tamamlayarak sağlıklı büyümesini sürdürdü.

İlk yarı sonuçlarını değerlendiren Odeabank Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hüseyin Özkaya, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, “Ana performans göstergelerimizde yılın geri kalanında da ilave iyileşmeler bekliyoruz. Belirsizliklerle dolu mevcut ekonomik konjonktüre karşın yılın ilk yarısında elde etmiş olduğumuz finansal başarılardan dolayı çok mutluyuz” dedi.

Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesine destek olacak şekilde yılın ilk yarısı itibariyle, geçen yılın aynı dönemine göre özkaynaklarını yüzde 30.7 artışla 2.5 milyar liraya, çalışan sayısını 1504 kişiye ve şube sayısını da 53’e yükseldiklerini belirten Özkaya, “Türkiye’nin geleceğine yatırım yapan bir banka olarak, Türk bankacılık sektörünün önde gelen oyuncularından biri olma hedefiyle çalışmaya ve emin adımlarla büyümeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Açıklamasında hem Türkiye’deki hem de küresel ekonomideki konjonktürü de değerlendiren Özkaya, Ağustos başı itibarıyla liranın değerinin dolar karşısında reel olarak Nisan 2003’ten beri en düşük seviyesine gerilediğine dikkat çekerek, şöyle devam etti:

“Merkez Bankası’nın devreye girmesiyle birlikte, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırabileceğine yönelik piyasa beklentisine rağmen, yılsonuna kadar Türk Lirası’ndaki değer kaybı, yılın ilk yarısına kıyasla daha sınırlı kalabilir. Zorlu ve belirsizliğin yüksek olduğu bir dönemden geçiyoruz ancak kısa vadeli sorunların uzun vadeli fırsatları gölgede bırakmaması gerektiğini hatırlatmak istiyoruz.”

(Fotoğraflı)