Özel Optimed Hastanesi ve Özel Optimed Tıp Merkezi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Tuğçe Ünlüdağ, uzun süren açlığın kabızlık sorununun artmasına sebep olabileceğine dikkat çekerek, Ramazan ayında bol lifli ve posalı yiyeceklerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi.
Dyt. Ünlüdağ, Ramazan ayında sağlıklı beslenme önerilerinde bulundu. Yeterli ve dengeli beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerektiğini dile getiren Dyt. Ünlüdağ, "Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı ve bu öğünde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve kurubaklagil yemeklerinden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. İftar yemeğine başlarken doyurucu ve sindirimi kolay çorba ile başlamak, 15- 20 dakika sonra ana yemeğe geçiş yapmak gerekir. Ana yemeklerde yağlı, kızartma veya hamur işi gıdalar yerine ızgara, haşlama veya fırın yemeklerini tercih edebilirsiniz" dedi.
Sahur öğününü atlamanın hem metabolizmayı daha da yavaşlatacağını hem de açlık süresini uzatacağından baş ağrısı ve kan şekeri düşüklüğü gibi sıkıntıların yaşanmasına sebep olacağını ifade eden Dyt. Ünlüdağ, "Ramazan ayında bol lifli ve posalı yiyeceklerin tercih edilmesinde fayda vardır. Uzun süre açlık, kabızlık sorununun artmasına da sebep olabilmektedir. Ekmek ürünlerinin kepekli veya tam taneli olanlarından yana tercih yapmak, pirinç pilavı yerine bulgur pilavı veya kurubaklagillerin tercih edilmesi, sebze ve meyve tüketimine ağırlık verilmesi bu dönemde yaşanabilecek kabızlık sorununu önleyecektir. Günlük su ihtiyacımız 1,5-2 litre iken, sıcak aylarda bu gereksinim 2-2,5 litreye çıkmaktadır. Ramazan ayında da sıvı ihtiyacının mutlaka karşılanması gerekir" açıklamasında bulundu.
RAMAZAN’DA BESİNLERİ PİŞİRME YÖNTEMLERİNE DİKKAT
Ramazan ayında tüketilen besinlerin pişirilme yöntemlerine de dikkat etmekte fayda olduğunu sözlerine ekleyen Dyt. Ünlüdağ, çok yağlı ve kızartma usulü pişirilmiş yiyecekler yerine ızgara, fırında, haşlama veya buğulama yöntemleri ile pişirilmiş yiyecekleri tercih etmek gerektiğini bu yöntemle pişirilen yemeklerin mide krampları, reflü, mide yanması ve hazımsızlıktan koruyacağını söyledi.
İftarda yaşanılan açlık ile mideyi çok hızlı doldurmamak gerektiğinin altını çizen Dyt. Ünlüdağ, "Ani mide gerginliği tansiyonunuzun yükselmesine ve nörölojik hormonların hızlı salgılanmasına yol açar. Bu nedenle yemeklerinizi mümkün olduğunca yavaş ve iyi çiğneyerek tüketiniz. Özellikle sahurda çok tuzlu yiyecekleri tüketmemeye özen gösteriniz. Tüketeceğiniz tuzlu gıdalar susuzluğunuzu arttıracaktır. Çok yağlı yiyecekler, ağır hamurlu şerbetli tatlılar, metabolizmanızı yavaşlayacağından kilo almanıza sebep olacaktır. Bu besinler aynı zamanda sindirim sistemi rahatsızlıklarını da bu süreçte beraberinde getirecektir. Orucunuzu şeker içeriği yüksek olan kuru hurma, kuru kayısı gibi kuru meyvelerle açabilirsiniz. İftarda tüketeceğiniz çorba hem bir miktar sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır hem de mide doygunluğunuzu arttıracaktır. İftardan 15-20 dakika sonra ana yemeğinize geçiniz. İftar sofranızda farklı besinlere yer vermeye çalışın. Haftada 1-2 defa kırmızı et, 1-2 gün balık, 1-2 gün kuru baklagiller, hafta 1-2 gün sebze yemeği beslenmenizde sağlıklı bir dengeyi kurmanızı sağlayacaktır. İftardan 1,5-2 saat sonra yapacağınız hafif tempolu bir yürüyüş besinlerin sindirimine yardımcı olacaktır. Aynı zamanda yavaşlayan metabolizmanızı hızlandıracaktır. Tatlı tüketiminizi haftada 2-3 defa ile sınırlayın. Ramazan ayı boyunca kilo almamak, formda kalmak ve sağlıklı beslenmek için mutlaka sahura kalkın, iftardan sonra mutlaka hareketliliğinizi arttırın, azar azar ve sık sık beslenmeye çalışın, besinlerinizi sağlıklı yöntemlerle pişirin ve bol sıvı alın.