İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu  savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza  Mahkemesine gönderilen 35 sanıklı iddianamenin inceleme işlemleri sona erdi. Mahkeme heyeti, iddianamenin kabulüne karar vererek, ilk duruşmanın 20  Nisan'da Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayında yapılmasına karar verdi. Heyet,  28 sanığında tutukluluk halinin devamına, diğer 7 sanığın da duruşmada hazır  bulunması için yazı yazılmasına hükmetti.


 TBMM bahçesi ve AK Parti İl Başkanlığı ile İstanbul Küçükçekmece'de  bulunan Zeynebiyye Camisi civarında gerçekleştirilmesi planlanan bir eylem için  keşif amaçlı dolaştığı öne sürülen sanık Selim Sümeli, Ali Karataş, Emin Güneş,  Fatma Küçük, Orhan Küçük ve Serdar Kerim hakkında, ''cebir ve şiddet kullanarak,  Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu  düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını  önlemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve "silahlı  terör örgütüne üye olmak" suçundan, 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis cezası  istenen iddianamede, diğer şüphelilerin de "silahlı terör örgütüne üye olmak''  suçundan, 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep  edildi.

İddianamede, tutuklu sanıklardan Selim Sümeli'nin takibi sırasında 12  Ekim 2016'da İstanbul'dan Ankara'ya gittiği, şüphelinin dikkati çekmeyecek  şekilde giyindiği, sakallarını iyice kısalttığı, dosya içerisinde mevcut  resimlerde ve tutanaklarda şüphelinin Kocatepe Camii ve avlusu ile AK Parti İl  Başkanlığı civarında keşif amaçlı dolaştığı ifade edildi. İddianamede, şüpheli  Sümeli'nin Ankara'da bulunduğu sürede hiç kimseyle görüşmediği, sadece TBMM  bahçesi ve AK Parti Ankara İl Başkanlığı civarında dolaştığı, şüphelinin aynı  günün akşamında İstanbul'a döndüğü aktarılarak, yine şüphelinin Zeynebiyye Camisi  civarında gerçekleştirilmesi planlanan bir eylem için keşif amaçlı dolaştığının,  çekilen fotoğraflar ve tutanaklarda tespit edildiği vurgulandı.

Keşfin talimatının Suriye'de DEAŞ adına sorumlu düzeyde faaliyet  gösteren ve Türkiye'ye yönelik eylem talimatlarını verdiği değerlendirilen Abu  Darda Al Turki kod adlı Metin Ç. ve Ebu Hamza kod adlı Mustafa G. tarafından  veriliyor olabileceği değerlendirilen iddianamede, sanık Sümeli''nin eylem  yapacak şahıs arayışı içerisinde olduğu, bu amaçla İbrahim D, Şuayip A. ve  Abdulsamet Ç. ile irtibata geçtiği kaydedildi.

SULTANBEYLİ'DE SÜBYAN OKULUNDA DERS VERMİŞ

İddianamede, sanıklardan ele geçirilen materyallerin üzerinden yapılan  incelemede, kendisine başka bir numaradan gönderilen video içeriğine yer verildi.  Videoda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tablo şeklinde fotoğraflarını  satan seyyar satıcının çekildiği, Cumhurbaşkanı hakkında hakaret içerikli sözler  sarf edildiği kaydedildi. İddianamede, İstanbul Sultanbeyli'deki "sübyan okulu'' ve ''Ribat  Eğitim Kurumu" adı altındaki mekanlarda, çatışma bölgesinde bulunan ya da ölen  DEAŞ mensuplarının çocuklarına özel dersler verildiği belirtildi.

Derslerde, Atatürk İlke ve İnkılapları'nı, devleti, okulları ve  askerliği reddetmelerine yönelik konuların işlendiği anlatılan iddianamede,  eğitim mekanları ve çocukların fotoğraflarına da yer verildi. Söz konusu eğitim kurumunun müdiresinin de dosya kapsamında firari  sanık Fatma Küçük olduğu ve eğitimde başarı gösteren çocuklara takdirname belgesi  hazırlayıp verdiği belirtilen iddianamede, yine ele geçen dokümanlarda, çatışmada  ölen ya da cezaevinde olan örgüt mensuplarının çocuklarından ücret alınmadığının  anlaşıldığı kaydedildi. Dokümanlarda "Bahse konu yerin DEAŞ terör örgütü ideolojisi yönünde  eğitim verdiği, DEAŞ terör örgütünün meşrulaştırılarak küçük yaştaki çocuklara  benimsetilmeye çalışıldığı, eğitim alan çocukların da radikalleşmeye başladığı"  ifadelerinin yer aldığı aktarılan iddianamede, tutuklu şüphelilerin bir kısmının  Sultanbeyli'de kullandığı belirlenen illegal bir mescidin de ortaya çıkarıldığı  bildirildi.

İddianamede, illegal mescidin dışarıdan iş yeri gibi göründüğü ancak  iç kısmının mescit şeklinde dekore edildiği, burada da DEAŞ militanlarına örgüt  hakkında bilgilerin verildiği toplantıların gerçekleştirildiği, örgüt adına  broşür dağıtacak, başka kişilerle muhatap olacak kişilerin tespit edildiği  organizasyonların yapıldığı vurgulanarak, illegal mescitteki aramalarda da çok  sayıda DEAŞ terör örgütünün propagandasını içeren dergi ve kitapların ele  geçirildiği belirtildi. İddianamede, terör örgütü DEAŞ'ın yapısı ve faaliyetleriyle  Türkiye'deki eylemlerinin anlatıldığı, söz konusu şüphelilerin örgütle irtibatına  yer verildiği öğrenildi.