Erdoğan, "Sustum sustum şimdi açıklıyorum. 15 Temmuz gecesi kaçıp gitti. Niye kaçtın. Öğrendik ki belediye başkanın evine gitmiş. Korkaklar zafer anıtı dikemez" dedi.

İşte o konuşmadan satır başları:
Ana muhalefetin başındaki zat ve avaneleri de bu şekilde içi boş konuşuyorlar. Bunlar adeta bir yalan makinesi. Birisi çıktı ne diyor: 16 Nisan'da evet çıkarsa bunları İzmir'e kadar kovalar, denize dökeriz diyor. Yahu senin haddine mi? Önce terbiyeni takın, ahlâksız! Seni Samsun'a çıkarmaz benim Samsunlu kardeşim! Sen Sivas'a giremezsin bu kafayla! Amasya'ya giremezsin! Ankara'dan geçemezsin. Sen kimi İzmir'den denize döküyorsun yahu! Sen bu ülkenin evet diyen evlatlarını ne zamandan beri bir Yunan gibi görmeye başladın yahu! Aynaya bak aynaya!
"YAPMAN GEREK BU ADAMI İHRAÇ ETMEK"
Genel Başkan çıkmış bu ifadeler doğru değil diyor. Kılıçdaroğlu senin yapman gereken ne biliyor musun? Öğreteyim sana! Böyle bir adamı partinde barındırmamak, ihraç etmek. Az önce Ankara'da muhtarlarla bir toplantı oldu. Dedi ya tüm muhtarlıkları kapatacaklar diye. Bir kere muhtarın nasıl geldiğini bile bilmiyor. Muhtar seçimle gelir. Anayasa ile yasal güvence altındadır.
BAYKAL'A SERT ÇIKTI: KAYIŞLAR ESKİMEYE BAŞLADI TABİ
Eski genel başkanları da çıkıyor, 16 Nisan'da hayır çıkarsa düşmanı İzmir'e dökmüş kadar sevineceklerini söylüyor! Yazıklar olsun. Bu işi biraz biliyordu zannediyordum ama anlaşılan o ki onun da artık kayışlar eskimeye başladı tabi.
“SUSTUM, SUSTUM, SUSTUM AMA ŞİMDİ AÇIKLAYACAĞIM”
Kılıçdaroğlu 15 Temmuz'a kontrollü darbe diyor. Kılıçdaroğlu sustum, sustum, sustum. Ama şimdi açıklayacağım. Gece 01.30 gibi Marmaris'ten Yeşilköy'e indim. Oraya geldiğimde baktım ki, halkım bizi orada bekliyor. Çağrımıza icap etmişler, meydanlara dolmuşlar. Orada hitap ettik, oturduk durum değerlendirmesi yaptık. İstanbul Valimiz, vekatelen Genelkurmay Başkanlığı'na atadığımız Ümit Paşa bir değerlendirme yaptık. Bir öğrendim ki saat 11.30'da Kılıçdaroğlu havaalanına gelmiş. Fakat sonra kaybolmuş. Daha sonra öğrendik ki Bakırköy belediye başkanının evine gitmiş. Hani sen bir zamanlar diyordun ki, bu ülkede darbe olursa ilk tankın üstüne ben çıkarım. Hani ne oldu? Niye kaçtın gittin? Demek ki bunlarda laf bol. İstanbul'da bir genç Sabri'miz 36 yaşında tankın altına kendini atıyor. Tank üzerinden geçiyor. O yılmıyor, arkadan ikinci tank geliyor, ikinci tankın altına da atıyor kendini. Orada kolu ayakları darbeler yiyor. Sen bir Sabri dahi olamazsın! Korkaklar zafer anıtı dikemez!
"HAŞA! BİR CUMHURBAŞKANINI NEYE BENZETİYOR!"
CHP'nin malum milletvekilinin lafına bak, "Allah ile yetkilerini dağıtıyor" diyor. Sonra meleklerin görevlerini sayıyor. Sonra diyor ki, siz tüm yetkileri Cumhurbaşkanı'na verirseniz o da bir kararname imzalasa ne olur! Haşa! Bir Cumhurbaşkanını neye benzetiyor! Sen bir kulu Allah ile aynı noktaya nesin getirirsin? Bu ne terbiyesizliktir? Seçilecek olan bir Cumhurbaşkanı, senin genel başkanın diyor ki, "Başbakan başka partiden, Cumhurbaşkanı başka partiden, bunlar kavga ederlerse ne olacak?" diyor. Kavga etmesinler diye birleştiriyoruz. Cumhurbaşkanı da bunu tek başına yönemiyor. Yanına bir tane, iki tane bilemedin üç tane yardımcı alacak. Kabine kuracak. Bütün ailesini diyor oraya yerleştirecek. Bunların hayatı hep yalan. Biz göreve geldik. Başbakan seçildiğimizde bizim kabine kaç kişiydi biliyor musunuz; 36. Ben bunu 25'e indirdim. 36'yı fazla gördüm.
"BU SÜFLELER PENSİLVANYA'DAN GELİYOR"
Biz CHP'lilerin bu süfleleri nereden aldığını çok iyi biliyoruz. Bunlar süfleyi Pensilvanya'daki şarlatandan alıyorlar. Onun 15 Temmuz'daki militanları dünyalarını ve ahiretlerini yakmaktan, yıkmaktan söz ediyorlar. CHP'lilere diyorum ki, bu şarlatanın yolu yol değil.
"KILIÇDAROĞLU TEHLİKELİ YERLERDE GEZİYOR"
Cumhurbaşkanı boşlukta olan bir konuda kararname çıkarabilir. Bu kararnameyi yasama durdurma yetkisine sahiptir. Kılıçdaroğlu bunu da öğrendin mi? Bilmiyor, dersini çalışmıyor. Çalışacaksın. Biz 40 yılımızı siyasete verdik. Gençliğimizden beri bu yollardayız. Ama bu işleri birbirine karıştırıp tehlikeli yerlerde geziyor.
'15 TEMMUZ'DA YUNAN ADALARINA GİDELİM DEDİLER AMA...'
Birileri bize dedi ki 15 Temmuz gecesi. Buraya Yunan adaları yakın sizi oraya götürelim. Kendisi bizim hemşehrimiz. Dedim ki, "Asla! öleceğimi bilsem topraklarımda ölürüm. Biz o terbiye ile o kültürle büyüdük. Siz ne büyük milletsiniz. Allah'ıma hamdolsun bu millete hizmetle bizleri görevlendirdi. Ben bu milletle iftihar ediyorum."
''HADİ ORADAN AHLAKSIZ HADDİNİ BİL BİLMEZSEN BİZ BİLDİRİRİZ''
Kimi Avrupa ülkeleri 16 Nisan'dan sonra geçeceğimiz yönetim sistemini istemiyorlarmış zaten isteseler şaşardık. Bunlar benim kadın bakanımı arabanın içine mahkum edecek kadar edepsiz. Utanmadan sıkılmadan 'kalvaltı yaparız' diyorlar hadi oradan ahlaksız haddini bil bilmezsen biz bildiririz. Kalkacaksın bakanlarımızın uçağına iniş izni vermeyeceksin. Bu Batı tek millet ya ne yaptılar hepsi Papa'nın huzuruna gittiler. AB üyesi ülkeler Papa'nın huzuruna gittiler. Bunlar bölücü bunlarda ırkçılık var dürüst değiller.
"BU MAKAMDA OLDUĞUM SÜRECE BU İŞİN ÖNÜNÜ AÇMAM"
PKK'yı, FETÖ'yü topraklarında bunlar barındırıyor iade etmiyorlar. Sonra utanmadan bizden istiyorlar, vermeyince çıldırıyorlar. Ben bu makamda olduğum sürece bu işin önünü açmam.'' (GAZETE VATAN)