Samsunspor son haftalarda tel tel dökülüyor… Hem sahada oynadığı futbolla hem de sahadaki duruşuyla kendine yakışmayan bir duruş sergiliyor... Futbol, sahada mücadele edilerek, koşarak, ekip ruhuyla ve de hırsla oynanan bir oyundur. Sahada ekip oyununuz yoksa, maç kazanamazsınız! Sahaya ruhunuzu koymazsanız maç kazanamazsınız! Sahada mücadele etmezseniz maç kazanamazsınız! Sahada takım olamamışsanız maç kazanamazsınız! En önemlisi de sahaya futbolcu olarak karakterinizi koyacaksınız... Sporda başarının olmazsa olmazlarıdır bu saydıklarım. Futbol oynamak, ciddiyet ister… Futbol oynamak, hırs ister… Futbol, lakaytlığı hiç sevmez... İki gün üst üste hem basket takımının hem de futbol takımının maçını izledim. Her iki maçtaki yenilginin tek nedeni, ciddiyetsizlik ve lakaytlık idi... Eğer bunlar sizde varsa mesele bitmiştir... Allemi cihan olsanız, sahadan hangi sonuçla ayrılacağınız bellidir... Menemenspor karşısında alınan farklı mağlubiyetin tek sorumlusu, yeşil çim üzerinde top oynayan futbolculardır... Bu oynadığınıza siz futbol diyorsanız vallahi Samsunspor’un iki yakası biraraya gelmez... Bu nasıl bir takım oyunu? Bu nasıl bir futbolcu arkadaşlığı? Bu nasıl bir paslaşma? Bu nasıl bir ekip ruhu? Bu nasıl bir forma aşkı? Rakibinizin futbolundan hiç mi utanmadınız? Sizleri seyretmeye gelen sporseverlerle dalga mı geçiyorsunuz? Ayıptır beeee… Kabahat sizlerde değil. Kabahat, sizleri futbolcu diye buraya getirenlerde... Bu oynadığınız futboldan dolayı hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Yastığa başınızı koyduğunuzda rahat uyuyabiliyor musunuz? Hani nerede alın teri? Hani nerede ekmeğe saygı? Hani nerede helal kazanç? Sizler bunları alışkanlık haline getirdiyseniz... Sizler bu işi ciddiye almadıysanız... Sizlere güvenenleri mahcup etiyseniz... Bu işe gönlünüzü koymazsanız... Sonuç olarak böyle kaçınılmaz hüsranlar yaşar ve yaşatırsınız... Bunları kendinize yakıştırıyorsanız... Bize de laf düşmez… Zaten size de bu yakışır!..