Adım adım yükselen Rusya-Ukrayna gerilimi resmen sıcak savaşa döndü. Bütün dünyanın gözleri Karadeniz’e çevrildi. Rusya’nın, Donbas bölgelerinin bağımsızlıklarını tanımasıyla yükselen gerilim, Ukrayna’ya karşı başlatılan saldırıyla birlikte had safhaya ulaştı. Hemen yanıbaşımızda yaşanan savaşın insani boyutunun yanında bir de ekonomik boyutunun olduğu muhakkak. Faiz, enflasyon, doğalgaz... Bunlar hep soru işaretleri... Başlayan çatışma ortamıyla birlikte ekonomilerde dalgalanmalar başladı. Varil petrolün fiyatı 95 dolardan 102 dolara yükseldi. Türkiye’de de döviz fiyatları yükseliş trendine geçti. Ukrayna işgali küresel piyasalardan enerji fiyatlarına ve uluslararası yaptırımlara kadar geniş çapta ekonomik sarsıntılara gebe olabilir. Zira dünyada tahıl ticaretinin üçte biri Rusya ve Ukrayna üzerinden gerçekleşiyor ki buradaki kesintiler nedeniyle tahıl fiyatları, dolayısıyla gıda fiyatlarında kayda değer oranlarda yükselişler yaşanabilir. Bu savaşın mutlaka birtakım sonuçları olacak. Kriz, artan enerji ve gıda fiyatlarıyla birlikte yüksek enflasyonla mücadele eden ülkeler için en son istenecek durum. Hele ki Türkiye gibi kırılgan bir ekonomiye sahipseniz, savaşın etkilerine karşı tedbirli olmalısınız. Bu sıcak ortam sadece turizm, tarım, hububat ilişkilerini değil, enerji konusu da yakından ilgilendiriyor. Belli ki gelecek günler çok daha zorlu geçecek. Ekonomik dalgalanmanın oluşturduğu etkilere karşı vatandaş ve esnaf tedbirli olmalı. Özetle, Rusya-Ukrayna savaşı ve Rusya'ya uygulanacak yaptırımlar nedeniyle, enerji, metal ve gıda fiyatlarında görülebilecek yükselişler, küresel enflasyonun zaten zirve yaptığı bir dönemde, enflasyonda ek yükselişlere neden olabilir. Siz siz olun ayağınızı yorganınıza göre uzatın. Son olarak Ümit Ünker'in de dediği gibi; içinde yaşadığımız dünya ve düzenin iyi gittiğini kimse söyleyemez. İnsan haktır, insan hakları evrenseldir. Savaş, hiçbir tarafın kazananı olmadığı bir yıkımdır. Hiçbir gerekçe ile insan yaşamı çıkarlar uğruna heba edilmemelidir.