Sezon başından beri kazansa da üzen. Bir türlü arzulanan futbolu oynayamayan. Gençlerbirliği maçı ile herkesin tepkisine yol açan. Kredileri tüketen. Denizli ve ardından oynanacak Ümraniyespor maçları, adeta son şans olarak gösterilen Samsunspor’da elde edilen galibiyet, can suyu oldu. Ümraniyespor maçı umudunu artırdı. Böylesi oynanırsa. İstenirse. Üretilirse. Kendilerine yakışan futbol sahada gözler önüne serilirse, Yılport Samsunspor kazanır. Denizli’de olduğu gibi. Henüz 12’nci dakikada beklenmedik bir biçimde 1-0 yenik duruma düşen. Oyundan bırakıp kopmak, aksine azimle sarılarak oynamak mesaj verdi. Gol pozisyonları yaratıldı. Atılamadı ama alkışlattı. İlk yarı 1-0 yenik sahadan ayrılan Yılport Samsunspor’du. İkinci yarıya ise hızlı başladı. Henüz 48’inci dakikada Yasin Öztekin ile beraberlik elde edildi. 69’uncu dakikada penaltı kazanıldı. 71’inci dakikada Hasan Kılıç takımını öne geçiren golü attı. Fazla sürmedi. 75’inci dakikada Ömer Şişmanoğlu beraberliği sağladı. İki dakika sonra Yılport Samsunspor bir kez daha Melih ile öne geçti. 2-3. Maç da bu skorla son buldu. Yılport Samsunspor üç puanla bir önemli deplasmanı atlatmış oldu. Hep dediğimiz, Yılport Samsunspor güçlü bir takım. Birbirinden üstün futbolculardan oluşuyor. Böyle bir takım nasıl oluyor da yeniliyor. Bir türlü istenilen futbolu oynayamıyordu. Denizli’de oynanan futbola. Arzuya, isteğe. Mücadeleye bir dediğimiz var mı? O halde her zaman kazanmak istemenin futbolda kaçınılmaz olduğunu beyinlere yerleştirmek gerekiyor. Daha doğrusu başarı için futbolu, futbol gibi oynamak zorunluluğu var. Hem de istikrarlı bir biçimde. Tahammül sınırlarını zorlamadan. Öfkelendirmeden. Bilmem anlatabildim mi?