Kanal S ekranlarında açıklamalarda bulunan Samsun Romatem Hastanesi Uzm. Diyetisyen Merve Ayan Öztürk, "Ramazan ayının başlangıcında nasıl bir düzene geçilmeli?", "Ramazan ayında bir diyetisyenden nasıl faydalanabiliriz?", "İftarda ne yenilmeli?", "Ramazanda ekmek tüketimi ne kadar olmalıdır?", "Ramazanda ne kadar su tüketmeliyiz?", "Vücudumuzun dengesini bozmayacak şekilde nasıl sahur yapmalıyız?", "Sahurda beslenmemiz nasıl olmalı?", "Sahurda bir anda su tüketimi doğru mudur?", "Oruç tutarken spor yapılabilir mi?", "Kimler oruç tutmamalıdır?", "Ramazan zayıflamamızı sağlar mı?" sorularına yanıt verdi.

İşte Samsun Romatem Hastanesi Uzm. Diyetisyen Merve Ayan Öztürk'ün açıklamalarından öne çıkanlar;

-Ramazan ayının başlangıcında nasıl bir düzene geçilmeli?

Ramazan ayında dikkat etmemiz gereken 1. husus kan şekerimizin dengesini sağlamak burada sindirim sistemini, bağırsak hareketlerini yormayacak şekilde sağlıklı doğru gıdaları seçerek beslenmek gerekiyor. Bununda yolu tabiki iftar ve sahur arasındaki süreçteki beslenme düzeyimizdir. Burdaki doğru besinleri seçmemizdeki gaye şu uzun süren yani 16-17 saatlik bir açlık sonrasında oluşan hipoglisemi sonrasında tükettiğimiz besinlerin sağlığını önemli.

merve ayan ozturk 2103.png 2

-Ramazan ayında bir diyetisyenden nasıl faydalanabiliriz?

Toplumda diyetisyen algısı tamamen obezite olarak bilindiği için burada dikkat edilmesi gereken husus şu beslenme hayatının her alanında var. Tıp biliminin her branşı içerisinde varız. Burada bütün hastalıkların temelinde yatan en önemli etken beslenmedir. Dolayısıyla beslenmeyi düzeltmeden hiç.bir hastalığı düzeltemiyoruz, tedavi edemiyoruz. Bu anlamda beslenmenin gerekliliği, bilinci çok önemli. Herhangi bir uzmanla çalışmak bu konuda zayıflama dışında herhangi bir spesifik bir rahatsızlığınınız varsa bu alanda da danışmak çok önemli. Heleki ramazan ayında da bu süreçte doğru ve bilinçli beslenmek, uzun süre gelen hastalıkların temelinde yatan sebep bu olduğu için muhakkak bir uzman doğrutulsunda çalışmak gerekiyor. 

-İnsanlar sağlıklı bir yaşam sürmek isterken internetteki diyetlerle daha çok zarar vermektedir. 

Bize düşen şey insanı metabolik olarak doğru bilinçlendirip, yönlendirmek çünkü fizyolojik ve bedenen bir değişikliğe gidiyoruz burada. Burada mesele doğru bir uzmanla çalışmak interneteki yanlış bilgi kalabalığından ziyade doğru kişiye danışarak hareket etmek.

Burada dikkat etmemiz gereken asıl husus dengeli beslenmemizdir. Akdeniz diyeti dediğimiz tahıl, et, süt ve süt ürünlerini hepsini bir arada çoklu bir şekilde dönüşümlü bir şekilde tüketmek gerekiyor. Aslında burada değinmemiz gereken konulardan biride bu kendi arasında değişim dönüşüm göstererek beslenmek ramazanda uzun süre gelen bir açlık sonrasında kan şekerimiz müthiş bir şekilde düşmektedir. Bu kan şekerimizide toparlamamız için uzun bir süreç gerekmektedir. Bütün beslenme düzenimiz değiştiği için buna dikkat etmemiz gerekiyor. 

-İftarda ne yenilmeli?

İftar bizim için çok önemlidir. İftarla sahur arasındaki süreçte çok önemlidir. Uzun süren açlık sonmrasında bizim yoğun beslenmemizle beraber kan şekerimiz pink yapıyor, düşük olan kan şekerimize yoğun bir beslenme katarsak iftarda şayet üzerine çok fazla bir insülin salınımına yoğun bir şekilde arttırmış oluyoruz. Bu da yaklaşık yemekten 2-3 saat sonrasında kan şekeri düşüklüğüne nedne olmaktadır. Bu döngüyle birlikte süregelen hastalıklara davet çıkarmış olmaktayızdır. Bu noktada napmamız gerekiyor, iftarda 17-18 saatlik açlık sonrasında öncelikle hurma ile açmamız gerekiyor çünkü düşük kan şekerinde hurma gibi besin değeri yüksek, magnezyum içerikli, lif oranı yüksek bir besinle başlmamız suylada hidrasyon oluyor çnk suyla birlikte hurma ile açtığımızda natural olarak kan şerkerimizi arttırmış olacğız. Ki burada da hurmanın çeşitleri önemlidir. Güvendiğiniz bir yerden alınmaısnı öneriyoruz. Büyük hurmalar, glikoz şurubu olan hurmaları önermemekteyizdir. Diyetisyenlerin önerdiği hurmalar daha lif değeri yüksek, şeker oranı dengede ya da daha düşük hurmalar önermekteyizdir. Başlangıcı hurmayla yapmalarını öneriyorum. Daha sonrasında çorba, hem gıda hem yeterli karbonhidrat niteliğinde çorba ile devam edilmesini öenriyorum. temel nokta, su ve hurmayla iftarı açtıktan sonra çorbayla devam ediyoruz çorbadan sonrakl 7-8 dklık ara bizim için çok önemli düşükj olan ve sonradan artan kan şekeri daha da dengelenmiş normal seviyede olmuş olacak. 

-Normalde yediğimizin fazlasını yiyoruz iftarda ne yapılabilir?

Kontrollü bneslenirsek, bazı noktalara değinirsek burada çok daha doğpru bir beslenme şekli olacak. Bu 7-8 dklık arada beynimize 20 dk da tokluk sinyali geliyor. Bu aradan sonra sofraya döndüğümüzde biraz daha yeme düzeyimiz normale dönmektedir. Birden bire yemeğe başladığımız zaman kan şekerimizi çok yukarlara çıkarttığımızda tekrar o hipogliselin dediğimiz diğer hastalıklara davet çıkarna kısır döngü içerisine girmekteyizdir. Çünkü sürekli  bir tatlı yeme isteği sürekli bir kan şekeri düşüklüğü yaşıcaz. Bu döngüden çıkmamızın tek ana hususu 7-8 dklık ara ve dengeli beslenmektedir. 

-Ramazanda ekmek tüketimi ne kadar olmalıdır?

Burada besin gruplarına ayırıyoruz. Haftanın 2 günü hayvansal proteinlerden beslenmek. Balık, hindi eti, tavuk eti ve ya kırmızı et ürünlerinin haftada 2 kez tüketilşmesini öneriyorum yanında ise bolca slaata özellikle taze nana eklenmesini öneriyorum oluşan harareti önlemesi açısındna nane çok başaılıdır. Bu bol c vitamini ile tüketildiği zaman diğer 2 günü de bitkisel proteinler bakliytlar nohut kurufaülye gibi bunlarında tam tahılla tüketilmsini öneriyorum bulgur, kara buğdayla tam çavdarlı ürünlerle tükeilmesini öneriyorum. Burada ekmek nerede devreye giriyor. Ramazsanın belli başlı besinleri var gurma, güllaç, tatlılar ve pide. Pide mayalı olduğu için etle birlikte yenilmesini önermiyorum. Sindirimi zorlaştırabilir. Sindirimi zor olan et ve et ürünleri gibi besin gruplarıyla pide aynı nerde bulunmamalı. 

-İftardan sonra sahura kadar uyumak sakıncalı mıdır?

Uyku, yeme düzeni kadar etkileri varıdr. Belirli hormonların salgılanması için uykuyu öneriyorumç. iftarla sahur arasındaki süre zarfında belirli hormonlar salgılanmadığı için vücud dengesini yitiriyor. İftardan 3-4 saat sonrasında uykuyu öneriyorum. Burada dikkat etmemiz gereken husus dengeli ve düzenli beslendikten sonra iftardan sonraki yarım saat kırk dakikalık zamandan sonra yürüyüş vs. öneriyorum.

-Ramazanda ne kadar su tüketmeliyiz?

Yeterli sıvı alımını yemeklerle çayla değil ayrıca su tüketimi yapılalıdır. Dikkat etmemiz gereken husus, mideyi genişletmek açısından iftar sonra bu 2 lt suyun sahura kadar tüketilmesini öneriyorum. 

-Vücudumuzun dengesini bozmayacak şekilde nasıl sahur yapmalıyız?

Sahura gelen kadar süreçte bizim için önemlidir. oradaki açlık tokluk dengesi bize sahurda ne yememiz gerektiğini göstermektedir. Öncelikle ben ara öğünden bahsetmek istiyorum. Ramazanın olmazsa olmazı tatlılr. Çay faslındaki tatlı seromonisini düşük ve hafif tatlılarla öneriyorum. Haftanın belirligünelkrinde daha hafif tatlılar öneriyorum. Kan şekeri çok etkili olduğu için asıl bizi ayakta tutan uyku halşi, yorgunluk hissini insülin dengeler. Bunu da yemekten 2 saat sonrasında tüketmeliyiz. Ramazan pidesini hep vurguluyoruz. İftar menüsünde tüketilmelidir. Sahura iftirdan kalan besinlerle değilde daha ayrı bir düzen oluşturmamız gerekiyor. 

-Sahurda beslenmemiz nasıl olmalı?

İftarda bu şekilde bveslendiğimiz zaman sahura kadarki süreçte sıvı alımını tamamladık, çay faslıhında daha hafif tatlıları önerdik,sahura da mutlaka kalkılması gerektiğini vurguluyorum. Bir şeyler atıştırılsa dahi sahur yapılmalıdır. Tek öğün beslenme ile vücud metabolizması kendi formunu alamayacak. Sahurda da kesinlikle beyaz ekmek, şekerli gıdalar önermiyorum. Protein oranı yüksek bir beslenme düzeni öneriyorum örneğin yumurta ama bu yumurta daimi olarak haşlanmış yumurta değil. Çeşitlilik sağlanmalıdır. Omlet, menemen gibi.. Tuzlu peynirlerdne kaçınılması gerekmektedir. Vücudda da hidrasyona sebep olmayacak şeyler tüketmemiz gerekiyor. Zeytini çok fzla önermiyorum ceviz, badem, fındık gibi ek takviyeler öneriyorum. Mayalı ekmekleri sahurda değilde iftarda tüketirsek tam çavdar tam buğday esmer ekmekler öneriyorum. 

-Sahurda bir anda su tüketimi doğru mudur?

Birden vucüdumuza aldığımız suyu biz vücudumuzda tutmuyoruz böbreklerimiz suyu süzerek dışarı attığı için bizim bu iftarla sahur arasındaki dengeyi sğalayarka o suyu tüketmemiz gerekiyor. 2 bardaktan fazla aldığımız suyu vücud içinde tutmamaktadır. Doğrudan böbreklerden süzerek dışarıya atılımı gerçekleşecektir. 

-Oruç tutarken spor yapılabilir mi?

Beslenme bu noktada etkidir. Çok ağır sporlar önermiyorum. Su ve minarel kaybına sebep olacak sporlar önermiyorum. Yeterli su yeterli yemekten sonra basit karbonhidratlardan ziyade kompleks karbonhidratlar dediğimiz bulgur, buğday, tam çavdar ve kepeği arındırılmış ürünlerle beslendiğimiz zaman yapılan spor bize güzel bir geri dönüş sağlayacaktır. 

-Kimler oruç tutmamalıdır?

Herhangi bir kronik rahatsızlığı olan kimsenin dahiliye ve diyetisyen eşliğinde uzman görüşü olarak oruç tutmalıdır. Kronik karaciğer ve böbrek hastalığı olan kişilerin oruç tutmaması gerekiyor, ağır kalp yetmezliği olan hastalarında oruç tutmaması gerekiyor bu oral yolla antibiyotik ilaçlar kullanan hastaların oruç tutmasını önermiyoruz, hamilelerin ilk 3 ve son 3 ayında tutmamalarını öneriyoruz. Bununla birlikte mide ve 12 parmak bağırsağı süre olan hastaların oruç tutmasını sakıncalı görüyoruz. Tedavisi zor ve ağır cerrahi operasyon geçirmiş hastalarında tutmasını önermiyoruz. 

-Ramazandan sonraki beslenme sürecinde nelere dikkat etmeliyiz?

Bu geçişi biraz yumuşak geçişle yapmamız gerkeiyor. Kişinin beslenme düzeninde razamandan önce eğer 6 öğün varsa ve ramaanla 2-3 e düştüyse 3-4 bazında belirli periyotlarla ilerlemek gerekiyor. Çünkü 30 günlük süre zarfında bünye ve vücud bu süreçe alışmış oluyor. Sabah kahvaltılarında acıkmadığımız müddetçe yapmadan doğru bir şekilde doğru öğünlerle tamamlamak gerekiyor. Yine 2-3 saat aralıklarla beslenen kişilerin bu süreyi biraz daha uzatmalarını öneririm. Daimi olarak akciğerden insülin salınımını gerçekletiriyoruz,  sürekli bu insanlarda yeme atağı gerçekleştiren bir olay bu anlamda orucu ramazanı bu anlamda kullanmamızda bünyemizi buna alıştırmamız içinde iyi olur.

-Ramazan zayıflamamızı sağlar mı?

İftarı ve sahuru doğru bir şekilde tüketirsek bu mümkündür. Çünkü çok uzun süren bir açlık döngümüüz var. Biraz daha hafif beslenerek karbonhidratı keserek, şekerler, beyaz unla yapılan ekmek, makarna gibi ürünleri düşürdüğümüzde sebze ve protein ağırlıklı beslendiğimizde vücudumuzu yağ yakımına başlayacaktır. Bünyeden bünyeye de zayıflama değişir. Kişi ideal kilosunun üstündeyse bir anda 7-8 kilo verebilir. Dünya sağlık örgütünün koyduğu bir skala var skalada haftada 0.5 ile 5 kg arasında kilo kaybının sağlıklı olduğu söyleniyor. Sık sık kilo alıp veren kişilerde belli bir zaman sonra metabolizmanın metabolik olarak kişinin o dengesinin değişip kilo vermesi güçleşiyor. Kilo almak kilo vermek kadar kolay değil. Mideyi genişletmek küçültmekten çok daha zor bir işlem. Kişinin sancılı bir işlemi. Öncelikle kişi neden kilo alamıyor bunun altında yatan sebepleri bilmek gerekiyor. Biyolojik olarak, fiziksel olarak, hormonel olarak teste tabi tutmak gerekiyor. Kişinin hayat tarzının detaylı bir şekilde dinlediğimizde hormonel bir sebep yoksa bu durumda kişiye doğru besinleri vermek gerekiyor. 

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.