Samsun Romatem Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Metin Güzelcik,  "Alzheimer hastalığının görülme sıklığı ne kadardır?", "Alzheimer ne zaman başlar?", "Bunama ve alzheimer hastalığı ne zaman, nasıl başlar?", "Alzheimer hastalığı genetik midir?", "Alzheimer hastalığının sebebi biliniyor mu?" konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

BUNAMA VE ALZHEİMER HASTALIĞI NE ZAMAN, NASIL BAŞLAR?

Bunama bir üst başlık, alzheimer bunamaya neden olan en sık hastalıklardan bir tanesi. Örneğin baş ağrısı bir semptomdur, bir semptomda bunun adıdır, migren ise en çok baş ağrılarına neden olanlardan bir tanesidir. Bunamayı biz şöyle tarif ediyoruz, bizim zihnimizde zihinsel işlev dediğimiz bir grubumuz var. Bu işlevlerden en az iki tanesi bozulacak ve bu bozulan işlev eskiye kıyasladığımızda hastanın hayatında değişimlere yol açacak ve bu oluşan değişimler aynı zamanda hastanın günlük işlevlerini bozmuş olacak ki biz bu hastaya bunamış diyelim. Bizim 5 tane zihinsel işlevimiz var, bu zihinsel işlev dediğimiz şeyler neler? Bunlardan bir tanesi, dikkat ve konsantrasyon diğeri bellek, diğeri dil işlevleri mesela konuşma, anlama, yazma bunların hepsi zihinsel işlevdir. Bir diğeri görsel ve mekansal hafıza. Bunama dememiz için şu olması gerekiyor önce bellek bozulacak, alzheimer da bellek bozuluyor. Bu bellek bozulması unutkanlık olarak yansıyacak ama bu tek başına yetmiyor. Bu bellek bozulması aynı zamanda yanına bir de örneğin dil problemi de eklenecek. Hastanın konuşması, yazması bozulacak ve bu konuşma, yazma aynı zamanda günlük hayatını etkileyecek hastanın işinde gücünde aksaklık ortaya çıkmaya başlayacak. 

Demans'ın adını iyi koymak lazım, neye bağlı olduğunu iyi çıkartmak lazım ki tedavi edebilelim. Bazı demanslar vardır tamamiyle geri dönebiliyorlar. Örneğin bazı vitamin eksiklikleri demans'a yol açabilir, onu desteklerseniz hasta düzelmeye başlar. Bazen troid fonksiyon bozukları demansa yol açabilir, onu düzeltebilirseniz hastalık düzelmeye başlar. Burada tek şeyimiz, teşhisi doğru koyup tedaviyi doğru planlamaktır. 

ALZHEİMER HASTALIĞININ GÖRÜLME SIKLIĞI DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE NE KADARDIR?

Yapılan çalışmalarda hem dünyada hem de ülkemizde görülme sıklığı aşağı yukarı aynı seviyelerde. Alzheimer hastalığı 65 yaş üzerinde görülen bir hastalık genelde 65 yaş altında pek görülmez. Sıklığı şöyle, 65 yaşından sonra genelde görülme oranı yüzde 5 ya da 10. 65 yaş üzeri toplumun yüzde 5-10'u kadardır. oluyor. Biz her 5 yılı bir birime bölersek, örnek veriyorum 65, 70, 75, 80 gibi 5 yılda bir görülme sıklığı 2'ye katlanıyor. 85 yaşından sonra artık görülme sıklığı yaklaşık üçde bire kadar yükseliyor.85 yaşından sonra 100 hastanın 35'i alzheimer hastalığı oluyor. Yaşlandıkça doğal olarak hücre kaybı olmasından dolayı artıyor. 

ALZHEİMER YA DA BUNAMA YAŞLILIĞIN DOĞAL BİR SONUCU MUDUR?

Aslında doğal bir sonucu değil. Evet biz yaşlanıyoruz doğru, yaşlandıkça beyin kaybı olacak o da doğru ama her yaşlanan bunamıyor, her yaşlanan alzheimer olmuyor. Demin bahsettiğim gibi 85 yaşından sonra üçte biri alzheimer. Doğal bir sonuç olmuş olsaydı hepsinde bunama olması gerekiyordu. Bazen öyle görüyoruz ki 90 yaşında hasta geliyor gözü görmüyor idrarını tutamıyor ama zeka zehir gibi her şey aklında, sorulan her şeye cevap verebiliyor. Bir de şöyle bir şey var biz bunamayı yaşlılığa bağlarsak bunun tedavisini bulamayız, yani tedavi edemeyiz. Zaten kocadı, bunadı bu böyle der ve tedavisini bırakırız. Ama geri dönebilen bunamalar var. Bazen depresyon karışıyor depresyonu düzeltiyorsunuz ve düzeliyor. Yani kurtarılma şansı var. 

BUNAMA DOLAYISIYLA ALZHEİMER HASTALIĞININ TEŞHİSİNİ NASIL KOYUYORSUNUZ?

En önemli teşhis, hikaye. Özellikle hasta yakınından aldığımız hikaye. Özellikle demans, alzheimer hastaları bunadığını kabul etmezler. Yakını getirir hastayı, ne oldu diye soruyoruz, işte unutuyor babam, ne zamandan başladı diyoruz, önceden beri vardı ama biz bunu daha çok yaşlılığa bağlıyorduk diyorlar. Nasıl başladı diye soruyoruz, bir şey söylüyordu sonra ne söylediğini unutuyordu, eşyasını bir yere koyuyordu unutuyordu, gözlüğünü arıyordu bulamıyordu. Peki ne oldu da geldi diye sorduğumda, şöyle derler ya evet böyleydi ama sorduğu soruları tekrar tekrar sormaya başladı. Bir şeyi soruyor cevabını veriyoruz, yarım saat içinde aynı soruyu 5 kere soruyor, her defasında da yeniden duyuyormuş gibi davranıyor. Daha sonrasında biraz ilerlediğinde yaşadığı şeyleri unutması başlıyor hastanın. Daha dün beraberdik, akşam yemeğini beraber yedik ama kaç gündür nerdesin, niye gelmedin diye soruyor. Böyle şeyler başlayınca hasta yakını, hastayı getirmeye başlıyor.

ALZHEİMER HASTALIĞI GENETİK MİDİR?

Ailevi olan alzheimer tipleri var, bir de genetik yatkınlık olan tipler var. Mesela yakın akrabalarında, anne, baba, kardeşte alzheimer varsa bizim de riskimiz normal topluma göre 1,2 kat daha fazla. Ama bu çok önemli değil, normal topluma kıyasla bu önemli değil. Bir de ailevi alzheimer hastalığı var, bu tamamen genle ilgili bir problemdir yani genetik bir hastalıktır. Bundan sorumlu 3 tane gen vardır. Bu tip alzheimer hastaları, 35 yaşından sonra başlarlar erken başlangıç alzheimerdır. Çok daha ağır seyreder ve erken kaybederiz bu tip hastaları. Ama şundan korkmasınlar, benim dedem alzheimerdı, babam alzheimerdı ben de alzheimer olacağım, öyle bir korku yaşamasınlar. Evet bu risk var ama sağlıklı yaşadığınızda bu riski ortadan kaldırmış olursunuz.

ALZHEİMER HASTALIĞININ SEBEBİ BİLİNİYOR MU?

Aslında nedeni bilinmiyor, genetik olan hariç. Genetik olan evet bir gen bozukluğu var ve ona bağlı olduğunu biliyoruz. Alzheimer hastalığının tabiri caizse şöyle anlatayım, suç mahali çok iyi biliniyor. Hangisi ölüyor, nasıl ölüyor, beyin neresinde ölüyor, ne birikiyor, ne kadar birikiyor ama tetiği çeken belli değil. Bu tetiği çeken kim, viral bir enfeksiyon mudur?, vücuda başka bir yerden gelen bir madde mi nedir, bunu bilmiyoruz ama olayı biliyoruz. Nasıl oluştuğunu, nasıl bittiğini, sürenin nasıl olduğunu, ne kadar yaşayacağını hastanın, nerelere gidebileceğini, hepsini bilebiliyoruz.

ALZHEİMER HASTALIĞININ EVLERİNDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

Alzheimer hastalığını kabaca 3 evreye arıyoruz. Erken evre, orta evre, geç evre diyoruz. Erken evrede daha çok bellek bozukluğu, ilk zaten bellektir alzheimerın altındaki yatan problem. Unutkanlıkla bize geliyor, ilk bulgu unutkanlık. Daha sonra bu unutkanlığa biraz ilerledikçe bildiği mekanlarda kayıp olması, evinin nerde olduğunu unutması gibi şeyler yaşaması. Bu tip şeyler ilk evreye gelir. İlk evrenin en büyük özelliği bu kadar bozulmaya rağmen hastanın günlük yaşamında bir kayıp henüz yok. Hasta günlük işlevini normal görebiliyor. İşine gücüne gidip gelebiliyor. Bu ufak tefek unutkanlıklar çok yansımıyor.Orta evrede olay biraz daha ilerliyor. Artık bu işler, bu unutkanlık boyutları işine gücüne yansıma yapmaya başlıyor. Örneğin bir patronsa randevularını unutmaya başlıyor. Bir ev hanımıysa, yemek yapmayı unutabiliyor. Kendine bakım azalmaya başlıyor. İleri evreden bir öncesi bu.Siz hastayı örnek veriyorum, sabah uğradığınızda, ilaçlarını düzenlediğinizde hasta akşama kadar kendini idare edebiliyor. Ama ileri evrede hasta tam bağımlı olmaya başlıyor. Kendi yemeğini yiyemiyor, giyinemiyor, ihtiyaçlarını karşılayamıyor. 

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.