Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık polis memuru H.D.S. ile taraf avukatları hazır bulundu. Öte yandan Topkara’nın babası Seyfettin Topkara ve kız kardeşi Neslihan Aydın da "müşteki" sıfatıyla duruşmaya katıldı. Polis memuru sanık H.D.S. olay tarihinde Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli olduğunu, saat 16.00’da AVM’de hırsızlık anonsu geldiğini, AVM’ye gittiklerini mağaza görevlilerinin iki kişiden şikayetçi olduklarını belirttiklerini anlattı.

"ELİM TETİKTE OLMAMASINA RAĞMEN SİLAHIM ATEŞ ALDI"

Polis memuru H.D.S savunmasında şunları söyledi:

"Bunlar iki kişilerdi. İsimlerinin Barış Topkara ve E.S. olduğunu ve kimliklerinin olmadığını söyledi. Benim yanımda da ekip amirimiz S. T. vardı. Biz şahısları 18 yaşından büyük göründükleri ve kimlik beyanında bulunmadıkları için birbirlerine kelepçeledik. Hastane raporu almak ve ardından polis merkezine girmek için ekip otosuna bindik. Esenyurt Devlet Hastanesi’nde gerekli adli ve sağlık raporlarını aldık. Şahısları ekip otosuna bindireceğimiz sırada şahıslar bir anda kaçtılar. Şahıslar kaçarken elleri birbirinden kelepçeliydi. Şahıslara "Durun kaçmayın" ihtarında bulunduktan sonra peşinden koşmaya başladık. Havaya bir el ateş ettim. Bunu duyan şahıslar kaçmaya devam ettiler. Şahısları ben de kovalamaya devam ettim. Bu sırada elimi tetiğe sokmadım. Şahıslara tam yaklaştığım sırada olayın meydana geldiği yerde bir anda durdular. Şahıslara ’Yere yatın’ diye bağırdım. Şahısların yere yatmadıklarını gördüm. Ben de şahıslar yere yatmadıkları ve benim de tek kişi olmam sebebiyle bana karşı mukavemet edip tekrar kaçacaklarını düşündüğümden şahısları yere yatırıp muhafaza altına almak için müdahale ettim. Bu esnada elim tetikte olmamasına rağmen silahım ateş aldı. Şahsın yere düştüğünü ve başından kan geldiğini gördüm. Şahsa hemen yöneldim. İlk yardım uyguladım. Arkadan gelen polis arkadaşım S. T’a hemen ambulans çağırmasını söyledim. Ambulans gelene kadar şahsa ilk müdahalesini yaptım. Ambulans şahsı götürdüğünde ben de üzüntüden sinir krizi geçirip bayılmışım. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm. Şahsın ailesine başsağlığı diliyorum. O zaman ben 6 aylık polis memuruydum."

BABA TOPKARA: OĞLUMUN UMUTLARINI ÇALDI

Müşteki Seyfettin Topkara’da sanığın oğlunun ölümüne neden olduğunu belirterek, "Çocukların teslim olduğunu gördüğü halde vurmaya teşebbüs etmiştir. Oğlumun umutlarını çaldı. Oğlum ile bizi de öldürdü. Oğlum daha çok gençti. Hayalleri vardı. Oğlumun sabıkası yoktur. Sanık GBT’de yapmış AVM’de oğlumun arkadaşının söylediklerine göre dövmüşler. Oğlumu aşağılamışlar. Kız kılıklısınız deyip tekmelemişler. O yüzden oğlum ve arkadaşı oradan kaçmışlar. Şikayetçiyim" dedi. Topkara’nın kız kardeşi Neslihan Aydın da "Sonuçta o silahın ateş alacağını tahmin etmesi lazımdı. Kasten olduğunu düşünüyorum. Kamera kayıtlarını da izledik. Sanık orada sinirle hareket ediyor. Vuruyor, şikayetçiyim" diye konuştu.

OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI

Tanık E.S. de Ömer Barış Topkara ile arkadaş olduklarını, AVM’ye gittiklerini yemek yediklerini ve AVM’yi gezmeye başladıklarını ve bir mağazaya girdiklerini söyledi. Tanık E.S., "Biz oradan aldığımız şeylerle dışarı çıkarken alarm öttü. Bizim alışveriş yaptığımız yerde hırsızlık malı montu bizim üzerimize attılar. Bizi hırsızlık şeyiyle güvenlikçiler depoya aldılar. Polisler geldi ve bizim üst başımızla dalga geçtiler. Bize 'Sevgili misiniz? Bu pantolonlar ne?' dediler, hakaret ettiler" şeklinde konuştu.

"Polisler maktülle ikimizi kelepçeledi" diyen Tanık E.S. "Sanık olan polis bize ’kaçarsanız tetikteyim’ dedi. Silahın şarjörünü gösterdi. Oradan polis arabasına bindik hastaneye gittik. Ömer ile beraber kaçmak için anlaştık. 3 deyince koşmaya başladık. Arkamızdan 2 el ateş edildi. Bir miktar 100 metre kadar falan ilerledik. Ömer sağ tarafa ben sol tarafa hareket edince kelepçeler birleşti biz arabaya çarptık. Sanık da bize yaklaşmıştı. Tam kuyumcunun yanına geldiğimizde 'Tamam teslim oluyoruz' dedik. Sanık da kendi ayakları üzerinde tepiniyordu. Bize ’Size kaçmayın demiştim’ diyordu. Biz 'Tamam teslim olduk' diye arkamızı döner dönmez Ömer’in ensesine silahı doğrulttu, silah ateş aldı. Sonra Ömer çok sert bir şekilde yere düştü. Ben hemen Ömer’in kalbine sarıldım. İlk 5-10 dakika kalbi atıyordu. Ambulans gecikti. Sanık da oradaki bir kadının başörtüsünü alıp Ömer’e tampon yaptı. Ömer yerdeyken Ömer’in boynunu tuttuk. Kanama devam etmesin incinmesin diye tutuk. Polisler ve ambulans geldi. Beni başka bir polis otosuna bindirdiler. Bana ’Bu polisin başı yanarsa senin de başın yanar’ deyip bana vurdular. Ambulans da 15 dakika geç kaldı. Sonra polis merkezine gittik. Orada sabaha kadar kaldım ve ertesi gün mahkemeye çıkardılar. Polisler ilk başta kimliğimizi sordular üzerimizde kimlik yoktu. Vatandaşlık numarasını orada değil hastanede sordular. Ben hastanede TC kimlik numaramı söyledim. Bize AVM’de yakalanınca oradaki görevliler kaç yaşındasınız deyince 16 yaşındayız dedik. Polisler sormadılar. Kimlik numaramı da hastanede sordular, AVM’ de sormadılar" diye konuştu.

Kaynak:Hürriyet