Bir araştırma çerçevesinde Dikili, Kozak Yaylası ve Madra Dağı'nda bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Öğretim Üyesi Biyolog Profesör Doktor Barbaros Çetin, Dikili'de dut ağaçlarının meyve verdiğini, ayçiçeklerin açtıklarını tespit ettiklerini belirterek, "Ekolojik kaos kapıda" dedi.

Doğa’da özellikle son dönemde yaşananlara pek şaşırılmaması gerektiğini anlatan Çetin, biyolojik saati bozulan bitkilerin yok olmasıyla dünyada açlık sıkıntısının yaşanmaya başlayabileceği uyarısında bulundu. Çetin, "Bazı canlı türleri hızla yok oluyor. Milyonlarca yıldır yaşayan bazı türler de yıllık yaşam ritimlerini kaybediyor. Dünya kıyameti yaşıyor. Ozon tabakası delindi, ekosistem tahrip edildi. Biyolojik saati bozulan bitkilerin hızla yok olmasıyla aç kalacağımız ortada, daha da kötüsü 7 milyar insanın göç edebileceği bir yer de bulunmuyor. Başka bir gezegen bulmak için de vakit yok" diye konuştu.

Zamanından önce açan, beklenen zamanlarda ürün vermeyen bitki örtüsünü inceleyen Prof. Dr. Barbaros Çetin, Nisan'da açması gereken erik ağacının İzmir'de Kasım ayında meyve verdiğini, baharda filizlenecek ayçiçeğinin Aralık ayında çiçek açtığına dikkat çekerek, tespitlerini şöyle sıraladı:

"Dikili'den çıkıp Madra Dağı'na tırmanmak üzereyken ay çiçeklerinin açtığına tanık oldum. Ben yaşamım boyunca ay çiçeklerinin zamansız açtıklarını görmedim. Çünkü ayçiçeği normalde bahar aylarında topraktan çıkar, yaz sonunda meyvesini verir, sonbaharda da sapları çürüyerek biyolojik saatini tamamlar. Fakat öyle ilginç ki aralık ayında ay çiçeklerinin yeniden çiçek açtıklarına ve tohum verdiklerine şahit olduk. Maalesef küresel ısınma ve iklim değişiklikleri gerçeği artık dünyanın ekolojik ritmini, biyolojik saatlerini bozmaya başladı."

"AÇ KALACAĞIZ"

Gidişatın çiftçiyi olumsuz etkilediğine dikkat çeken Prof. Dr. Barbaros Çetin, küresel ekolojik kaosun kapıda olduğunu savunarak, açıklamalarını şu şekilde örneklendirdi:

"Korkunçtur ki artık çiftçimiz ne zaman tohum ekecek, ne zaman ürün alacak, ne zaman ürünü harmanlayacak, yakın bir gelecekte bunu bilemeyeceğiz. Çünkü görüyoruz ki çiftçimiz tohumu ekiyor, bir bakıyorsunuz bir kaç gün sonra sağanak yağmur yağıyor, sel oluyor ve tarlaya giren tohum ziyan oluyor. Ocak ayında erikler çiçek açıyor, kasım ayında dut ağacı yeniden meyve veriyor, maalesef küresel ekolojik kaosun, felaketin gerçek izlerini görmeye başladık. Bizi insanları bir açlık tehlikesi bekliyor. Ayrıca Dünya da 'Küresel İklim Değişimi'nin' önlenemeyen hızı nedeniyle dünya ekosistemin tüm Ekolojik parametrelerinin olumsuz anlamda seyretmesinin yansımalarını, ülkemizde de son birkaç yılda artan bir biçimde görmekteyiz. Kış aylarını yaşadığımız şu günlerde erik, badem, japon elması vs. gibi ağaçların aynı yıl içerisinde birden fazla yaprak,çiçek ve meyve verdiklerine hayretler içerisinde rastlıyoruz."

"ANORMAL OLUŞUMLARA TANIK OLMALIYIZ"

"Oysa yaprak döken ağaç türlerinin milyonlarca yıl içerisinde kazanmış oldukları davranış şekillerinde (biyo-ritm) anormal sayabileceğimiz oluşumlara tanık olmaktayız” diyen Çetin, "Yaprak döken bir ağaç aynı yıl içinde ikinci kez yaprak, çiçek ve meyve vermesi, ağaçların hızla yaşlanmasına ve eskisi gibi zamanında yeterince ürün vermemesine neden olabilecektir. Ayrıca bulunduğu topraktan o yıl için extra mineral ve diğer maddeleri de alacağı için toprağın hızla zayıflamasına neden olacaktır. Zamansız açan yaprak,çiçek ve meyvelerin kış aylarında toprakta biyolojik olarak parçalanmaları oldukça güçtür. Meyve bahçesi için çiftçi ekstra gübre vermek zorunda kalacaktır. Nitekim Dikili ve Salihli bölgesindeki çiftçilerle görüşmelerimizde bu konu dile getirilmiştir. Diğer önemli bir nokta da özellikle arı ve bazı böceklerle döllenen bitkilerin bu kış mevsiminde döllenme ve meyve verme olasılıkları da çok zordur."

DÜNYA ALTINCI YOK OLUŞ SÜRECİNDE

İnsanlığın başlattığı süreçte altıncı yokoluş oluş sürecinin önceki yok oluşlardan çok daha büyük olacağını öne süren Çetin, "İnsanoğlu sadece kendisi için değil gezegen için kıyameti başlattı. Yılda yaklaşık 30 bin tür yok oluyor, yani saat başı 3 tür! Yaşam tarihinde 5 kez kitlesel yok oluşlar gerçekleşti, bunların her biri önemli jeolojik olayların sonucuydu. Örneğin 5. kitlesel yok oluş süreci bundan 65 milyon yıl önce bir gök taşının Dünya’ya çarpması nedeniyle gerçekleşti ve dinozorların 150 milyon yıllık süren egemenliği sona ermiş oldu. Yahya Kemal Beyatlı bir şiirinde ‘Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç. Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç’ demiş. Sonuçta ‘Kıyameti yaşıyor olsak da’ yaşam her şeye rağmen güzeldir" dedi.

TÜRKİYE’DEKİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

Prof. Çetin, Türkiye'nin uluslararası düzenlemelerde ekoloji ve çevre alanlarında kötü durumda olduğunu da belirterek, "Geldiğimiz noktada görünen bir gerçek ekoloji ve çevre konusundaki uluslararası değerlendirme sıralamalarında ne yazık ki en kötü durumdaki ülkelerden biriyiz. Bizler doğasıyla barışık ve ekolojik değerleri ön planda tutan kanun ve yasaları gerçek anlamda uygulamaya koyamadık. Ne yazık ki ülkemizdeki mevcut siyasi partiler, parti programlarında çevre ve ekoloji konusunda yer vermelerine rağmen uygulamada sonuçlarını görmemiz mümkün olmadı. Yeni anayasa çalışmaları sırasında doğanın ekolojik yasalarını baz alarak gerekli yenilikleri ortaya koymak zorundayız. Aksi halde şu anda sürdürdüğümüz klasik politikalar onarılması çok güç olan ekolojik/sosyo ekonomik felaketlere neden olacaktır" diye konuştu.

66'LIK ÇİFTÇİ DE ŞAŞIRDI

Prof. Dr. Barbaros Çetin'in inceleme yaptığı sırada zamansız açan ayçiçeği tarlasında bulunan ve çiftçiliklle uğraşan Selanik göçmeni Dikilili 66 yaşındaki Celal Balaban adlı çiftçi yaşadıkları karşısında şaşkınlık içinde olduğunu söyledi: “Hayatımda ilk defa böyle bir olayla karşılaşıyorum. Özellikle son iki yıldır ürünler erken çiçek veriyor, ağaçlar zamansız meyve veriyor" dedi.

ÇAM FISTIĞI VE ZEYTİN'DE REKOLTE DÜŞTÜ

Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği Başkanı Salih Madra'nın açıklamalarına göre; Edremit, Burhaniye, Ayvalık, Havran gibi ilçelerde zeytin ağaçları erken çiçek açarken, havanın kötü gitmesiyle ağaçlar meyve bağlayamadı. Ayvalık'ta 4'te 1 oranında rekolte düştü.

Kozak Yaylası Çevre Koruma Derneği Sözcüsü Gülden Karabudak da, Kozak'ta bu yıl daha önceki yıllara oranla daha fazla soğuk yaşandığını dile getirerek, bir çok üründe özellikle de çam fıstığında rekoltenin yüzde 90 oranında düştüğünü söyledi.