Geçmişten günümüze kadar hiçbir zaman değerini kaybetmeyen radyoların gizemli kahramanları Anadolu Üniversitesi’nde yetişiyor. İlk deneyimlerini üniversitenin “Radyo A” adlı radyosunda yaşayan öğrenciler, mezun olduklarında ulusal kanallarda profesyonel hayatlarına başlıyor.
Sadece sesini duyduğumuz ve her zaman yüzünü merak ettiğimiz kişilerdir aslında radyocular. Onlar, ufacık stüdyodan bir mikrofon aracılığıyla milyonlara hitap eden ve çaldıkları müziklerle insanların ruhlarını dinlendiren birçok kişinin “gizemli kahramanları”dır aslında. Muhakkak radyocular nasıl yetişiyor sorusunu birçoğumuz merak ediyordur. Bu konuda eğitim alan öğrenciler, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi bünyesinde eğitim radyosu olarak 16 Mart 1998’den bugüne faaliyet gösteren “Radyo A”da ilk radyoculuk deneyimlerini yaşıyorlar. “Radyo A” öğrencilere, söyleşiden sunuşa ve diksiyon eğitimine kadar birçok alanda aldıkları eğitimleri uygulama imkanı da sağlıyor. Alternatif müzik ve özel programlarla yayın hayatına devam eden radyo, üniversiteye gelen her bir neslin en iyi şekilde yetişmesini, mezun olmasını amaçlıyor. Buradan radyoculuk deneyimiyle mezun olan birçok öğrenci de, ulusal kanallarda profesyonel radyoculuk hayatına başlıyor.
“BİRÇOK ULUSAL RADYODA, RADYO A’DAN MEZUN OLMUŞ ARKADAŞLARIMIZ VAR”
Kapılarını İHA’ya açan Radyo A’nın Program Direktörü Yrd. Doç. Dr. Güzin Kıyık Kıcır, ulusal sektöre bakıldığı zaman radyoculuk ve televizyonculukta yetişmiş personel profiline ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.
“Bunun radyo ayağında, özellikle ses ayağında Radyo A’nın önemli bir yeri var” diyen Güzin Kıyık Kıcır, “Çünkü yaklaşık 17 yıldır farklı dönemlerde, farklı eğitim periyotlarında birçok kişiyi biz yetiştirdik. Ciddi eğitimler veriyoruz. Diksiyon eğitimleri, anons çalışmaları, ulusal radyolarda kullanılan müzik otomasyon sistemlerinin her birini bizde yetişmiş birçok öğrencimiz bilerek mezun oluyor. Bunun dışında anonslar ve teknik masa hakimiyeti, yayın tecrübesini edinerek mezun olması da çok kıymetli. Ulusal radyolara gittiğinde hem sesini kullanma (burgu tonlama anlamında), hem de teknik yeterlikler anlamında çok rahat görev alabiliyorlar. Bu anlamda aklınıza gelebilecek birçok ulusal radyoda, Radyo A’dan mezun olmuş arkadaşlarımız var. Bununla gurur duyuyoruz. Devamlı olabilmesi içinde elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Anadolu Üniversitesi Türkiye’ye radyocu yetiştiriyor” dedi.
ÖĞRENCİYKEN RADYOCU OLMAK
Hem Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nde eğitim gören hem de Radyo A’da programcı olan Sevra Su Tatlıoğlu, öğrenciyken radyocu olmayı anlattı.
“Öğrenciyken aynı zamanda çalışmak zor oluyor tabi ki” diyen Tatlıoğlu, “Çünkü bir ders tempomuz var. Benim üzerimde çift anadal yapmamdan dolayı iki yük var. O yoğun programların arasına yayınlar sıkıştırılmaya çalışılıyor. Bazen akşam yayınlarımız oluyor. Bazen de buradan gece çıktığımız bile oluyor. O tempoyu tutturmak çok kolay bir şey değil ama sevdiğiniz bir işi yapıyorsan keyifli bir şey tabi ki” ifadelerini kullandı.
“RADYOCULUK KEYİFLİ”
Sevra Su Tatlıoğlu, radyoculuğu seçiş nedenlerinden de bahsederek, “Kişisel olarak radyoyu tercih etmemin sebebi iletişim fakültesinde okuyor olmam. Kendime bir alan daha kazandırmak istedim. Bir de hep yazmaya ve okumaya meraklı oldum. Konuşmayı da bir iletişimci olarak severim. Radyonun da bana bir şeyler katabileceğini düşündüm. Birçoğumuz çok farklı karakterlerden, çok farklı fakültelerden geliyor. Sadece iletişim fakültesine özgü bir sistem değil radyo. Sadece iletişimin bünyesinde. Bu yüzden bir şeyler üretebilmek için özel programlar da yapıyoruz, yeri geliyor habercilikte yapıyoruz. Yeri geldiğinde normal yayınlar da yapıyoruz. Kendi listelerimizi hazırlayabiliyoruz. Bunlar bir insanı kişisel olarak da geliştiren bir şey. Hem de radyoculuk keyifli. Son zamanlarda internet radyoları da yaygınlaşmaya başladı. Radyo A’da kar amacı gütmeyen bir yer zaten. Herhangi bir reklamımız da yok, hiçbir şey alınmıyor buraya. Bu yüzden biraz daha kamusal yayın yaptığımız için daha da tercih edilesi bir durum haline getiriyor aslında Radyo A’yı. Keyifli olması bile radyoyu seçmem için yeterli” diye konuştu.
“BİRİLERİNİN GÜNE SİZİNLE UYANDIĞINI, AKŞAM SİZİNLE UYUDUĞUNU BİLMEK İNSANI MUTLU EDİYOR”
Mikrofonun arkasında olmanın çok keyif verici aynı zamanda heyecanlı bir durum olduğunu da aktaran Tatlıoğlu, “Mikrofonun arkasında olmak, görüntü olmadığı için biraz daha rahat aslında. Sadece sesinizi ulaştırıyorsunuz. Ama çok da heyecanlı bir şey. Biz yayınlara, çoğu şeyi yazarak hazırlanıp giriyoruz. Çoğu kez bunları okumakta sıkıntı çektiğimiz oluyor. Sabah yayınlarında bazen dilimiz sürçüyor. Bunlar aslında görünmediğimiz için bizi biraz daha rahatlatan şeyler. Ama şöyle bir güzelliği var, dinleme sayılarımızı görebiliyoruz. Bize istekler geliyor, zaman zaman mesajlar geliyor. Birilerinin sizi dinlediğini bilmek, birilerinin güne sizinle uyandığını bilmek, akşam sizinle uyuduğunu bilmek ve bizim sesimizi duyup mutlu olduğunu söylemesi insanı çok daha mutlu eden bir şey. O kadar görüntü temelli olmadığı için belki rahat duruyor ama o sesi ulaştırmak da biz çalışan öğrenciler için çok keyif verici. Birileri, “Ne güzelmiş kızın sesi”, “Ne güzel program yapıyor” dediğinde insan ister istemez mutlu oluyor” şeklinde konuştu.
Öte yandan 101.7 frekansından yayın yapan “Radyo A”yı, “radyoa.anadolu.edu.tr” internet adresinden dinlemek de mümkün.