Kanal S ekranlarında yayınlanan Volkan Kınaş'ın moderatörlüğünde Samsun'dan Dünyaya Sağlık programında konuşan Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Umut Tuncel, "Rinoplasti Nedir?", "Açık, kapalı Rinoplasti ne demek?", "Hangi yaşlarda yapılabilir?" sorularını yanıtladı

Rinoplasti Nedir?

Rinoplasti bir şeyin plastiği demek onu yeniden yapmak demek. Bu her doku için geçerli. Rinoplasti dediğimiz zaman burnu bozup yeniden yapmak anlamı çıkar. Tabi burada amaçlar vardır. Bu amaçlar fonksiyonel, estetik, hem fonksiyonel hem de estetik olabilir. Sırf izole estetik amaçlı veya sırf fonksiyonel amaçlı burun ameliyatları bir yelpazede bir dengede gider. Şekil bozukluğu ve onu düzeltilmesi anlamına gelen rinoplasti burun ameliyatının içerisinde, o şekil bozukluğuna neden olana patoloji genelde burun boşluğunun orta ve iç kısımlarından kaynaklanır. Oradaki kıkırdak, kemik yapılarının genelde gelişimsel dönemlerde bozulmasıyla kaynaklanır ve dışarıya bu yansır. Burnumuzda doğuştan ya da sonradan birtakım deformitelerin bununla iriltili olabilecek fonksiyonel bozuklukların düzeltilmesi amaçla yapılan cerrahi işlemdir.

Bence vakıf olmalıdır tabi ki ama kişisel tecrübemde izole bir fonksiyonel vakaysa karşımdaki ben onu kulak burun boğaz hekimine yönlendiriyorum. Bu daha az gördüğümüz bir durum. Operasyona değecek kadar bir şekil bozukluğu yoksa bu durumlarda izole bir fonksiyonel vaka olarak değerlendirip onu ilgili branşlara yani kulak burun boğaza yönlendiriyorum. Tersi de olabiliyor oradaki hekim arkadaşlar da bazen solunumla ilgili bir sıkıntı görmeyip veya operasyona değer bulmayabiliyorlar. Onları da bize yönlendiriyorlar. Bu tip vakalar günlük pratikliğimizde sıkça karşılaştığımız vakalar.

Açık, kapalı Rinoplasti ne demek?

Açık rinoplasti demek bir şeyi daha büyük bir kesiyle yapmak, bu diğer cerrahi branşlarda da kullanılan bir tabir. Laparoskopik ya da kapalı veya açık cerrahi tabiri. Burun da konuştuğumuzda bu burun derisinin iki deliğin arasında ki köprü ya da ara bağlantı bölümündeki derinin kesilerek ve tamamen kaldırılarak yapılan geniş bir ekspojır bizim tabirimizle yapıldığı hallerde buna biz açık rimoplasti diyoruz. Sadece burun deliklerinden kesi yapılarak girip halledebiliyorsak buna da kapalı rinoplasti diyoruz. Hiçbir vaka baştan bir ameliyat şekline aday değildir. Her zaman kapalı başlayıp açığa dönme olasılığı düşük de olsa göz önünde bulundurmak lazım. Bunu operasyon öncesinde söylemek lazım.

Kapalı ameliyatta deri bütünlüğünü tamamen bozmadığınız için lenfatik akımı bozmadığınız için ödemlenmenin daha az olması iyileşmenin biraz daha kısa sürmesi beklenebilir fakat bu sadece bu kritere bağlı bir şey değildir. Kişiye göre değişir mesela yağlı ve kalın derili bir insanda açık da yapsanız kapalıda yapsanız ödem geç geçer. Burada o bağlantıyı kesmiş olmanızın Buraya ekstra bir katkısı olmayacaktır fakat daha evvelinden açık cerrahi yapılmış örneğin en az iki defa operasyon görmüş bir burunda da kapalı yapmak daha mantıklı olabilir. Neden? çünkü 3. Kez açıp deri bütünlüğünü değiştirdiğinizde, burun bölgesiyle alakalı kan dolaşımıyla alakalı sorun yaşama ihtimaliniz var. Özetle konuşmak gerekirse baştan belli değildir. Vakanın geçmiş öyküsü, geçirdiği operasyonlar, deri yapısı, kemik ve kıkırdak yapısı, içerideki patolojinin durumu bütün bunlar bir araya konulup teraziye konulup ağırlıklı olarak kapalı mı açık mı yapalım fikri ortaya çıkar. Birbirlerine çok büyük bir üstünlüğü yoktur.

Rinoplasti hangi yaşlarda yapılabilir?

Kitabi bir bilgi olarak konuşursak en erken 17-18 yaşlarında yapılabilir. İnsanlar belirli bir bedensel ve ruhsal olgunluk çağına ulaşmış olması arzu edilir temelde. Yaş için önemli faktör temelde biyolojik olgunluğun sağlanmış olmasıdır. Oysa ki insan bir de mana anlamıyla değerlendirilmesi gereken bir varlık. İnsanın manası dediğimizde de ruhsal gelişimini kastediyoruz. Bununda ölçülebilir ayakları yere basan, ölçülebilir birkaç soru ile tecrübeli bir hekimin anlayabileceği durumlar kastedilir. Fizyolojik olarak insanların karar verme yeteneği, dürtüleri, karakterleri, planlama davranışları, iş ve oluşları, amaçlarını hedeflerini koyabilme davranışları, beynimizin ön lobu bizim tabirimizle frantol lobundan idare edilen bir işlev. Frantal lob gelişimini 25 yaşına kadar sürdürüyor. 24-25 yaşlarına gelindiğinde aslında gerçek bir estetik ameliyata namzet bir insan olabiliyor. Yaş aralığı tabili düştü sosyal medyanın yaygınlaşması, hastanelerin artışı, hekimlerin artışı arz artıyor sonuçta ama burada seçici olmakta fayda var bu yaş aralığında insanlar kararlarını net alamayabiliyorlar. Sağlıklı kararlar alamayabiliyorlar ve sonradan pişmanlıklar olabiliyor. Ameliyatı hak eden bir patoloji varsa o ayrı tabi. Orta da durumlarda, çok ciddi bozukluğu ya da fonksiyonel bozukluğu olmayan durumlarda genelde 20 yaş ve üzerini ben bekletiyorum.  Üst yaş durumu daha da sipakülatif. Malümunuz 50-60 yaşından sonra insanların ek hastalıkları başlıyor tansiyon, kalp rahatsızlığı, romatizma rahatsızlığıydı, kanser rahatsızlıkları kullanılan bir sürü ek ilaçlar bütün bunlar bizim iyileşme süreçlerimizi olumsuz etkileyen şeyler. Estetik ameliyatlarsa çok seçici olmayan gerektiren sonuç odaklı olunan sizi etkileyecek faktörleri bir kenara alabilmeniz lazım ki sonuç odaklı olabilesiniz dolayısıyla da ileri yaşlarda da çok uygun aday olmayabilir insan.

Tedavi süreci nasıl ilerliyor?

Genelde bir gece yatırıyoruz. Şimdiye kadar ki meslek pratiğimde aynı gün taburcu olan vaka sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bundaki temel gerekçe anestezi almış olması. Halk tabiriyle konuşacak olursak anesteziyi iyice atması için normal gündelik hayatına en azından evde dönebilmesi için bir geceyi hastanede geçirmesine fayda var. Tabi evi yakındır kolay ulaşılabilir bir yerdedir. İyice  kendine geldikten sonra eve de çıkarılabilir.

Morluk ve şişlikle alakalı birazda çalıştığı işle alakalı masa başı çalışan biri ben 3. 4. Gün işe dönebileni gördüm. Tabiki burnunda bir atel oluyor bu genelde termoplastik bir atel ve burun tamponları oluyor. Burun tamponları da slikon içi boş borudan oluşan bir tampon şekli oluyor. Bunlar çok büyük engeller değil ama bu biraz kişisel tecrübeye bağlı, kişisel tecrübesindeki ağrı eşiğine bağlı. İlk 3 gün çok önemli çünkü 45-50 derece yatak istiharetin de olmasını istiyoruz. Biraz daha yoğun soğuk uygulama öneriyoruz. Özellikle kemik müdehalesi yapmışsak onlarda morluk ve şişlik büyük oranda oluyor. Bu durumlarda soğuk uygulamanın çok faydası var ilk 48 saat. 3-4. Gün eğer çalıştığı alan müsaitse işe dönülebilir ama rutinde 7-10. Gün dönerler. Ateli tamponu çıkar, ilaç krem, spreylerine başlar ve işe güce döner.

Bu çok nadir tercih ettiğimiz bir şeydir. Genelde ateli tamponu biz çıkartmak ve ilk açılışta onu görmek istiyoruz. Uzaktan yönetmek zor olabilir. Fraklı farklı teknikler kullandığımız için kendi adıma özellikle karşı tarafın kullandığımız tekniğe dair bir tecrübesi yoksa, o sorumluluğu almaktan imtina da edebilir ki gayet doğaldır. Dolayısıyla bence yurt dışı veya şehir dışından geliyorsa bir kişi 1 haftasını ayırmalı ateli tamponu çıktıktan en erken 1 gün sonra uçak yolculuğuna dahi müsaade ediyoruz.

Başarı oranı denildiğinde Dünya litaratünde Rinoplasti yapan bütün cerrahların ortalaması %7’dir başarısızlık oranı tabi burada başarısızlık derken kastedilen şey revizyon ve birtakım komplikasyonlar bunlar bütün ameliyatlarda geçerli olan iyileşme problemlerini kapsar. Bir septum eğriliği düzeltmişsinizdir tamamen fonksiyonel amaçla ya da hem estetik hem fonksiyonel amaçlı bir işlem yapmışsınızdır. Kıkırdak eski haline eğilerek iyileşebilir. Bunlar her biri birer revizyon sebebidir. Attığınız dikişler açılmıştır, vaktinden önce atmıştır. Şimdi aklımıza gelenler bunlar ama gelmeyen sebeplerde bulunabilir. Akıntı enfeksiyon olabilir. Bir sürü gerekçeden dolayı insanlar tekrardan bir burun ameliyatı olamaya aday olabilir. Bütün Dünya’da bu olay %7’dir. O halde bir cerrah kendi oranını belirleyecektir. Demek ki iyi bir arşiv yapacak kendine, kendi oranına bakacak. Bizimde yıllar içerisinde %6-7’lere kadar düştü. Bu tecrübe ve vaka seçimiyle ilgili. Hangi tip cerrahiye aday? Koruyucu tip burun cerrahisine mi? Agresif cerrahiye mi aday yoksa kaburga olarak onarıma mı aday yoksa fabrikasyon bir madde kullanmaya mı ihtiyacı var onamı aday, açığa mı kapalıya mı aday bütün bu puzzle gibi çok bilinmeyenli denklemi çözdüğünüz zaman o hasta için formül ortaya çıkıyor.

Bizim kendimize ait yöntem ve teknik var. Tabi bunun da endikasyonları var ama bunu da zaman istiyor. 2-2,5 yıldır ben bu tekniği kullanıyorum. Belli endikasyonlarla yurt dışında tanıttığım anlattığım, ilgi gördüğü, sorular geldiği, cevaplar verdiğim yayınını yapıp literatüre kazandırdığım. Benim için büyük bir onu tabi ki rinoplasti litaratürüne girmiş olmak Türkiye adına, şehrim adına, Üniversitem adına büyük bir onur ve şeref meselesi. Ben geçmişte kendimden örnek verecek olursam teknikte çok keskin dönüşlerim olabiliyor. Hiçbir teknik şimdiye kadar benimle kardeş olamadı. 10 yıl o tekniği kullandım 10 yıl 1. Bana makul gelen başka bir tekniği öğrendiğimde eski tekniği siler atarım.

Bu sefer siz teknik adam oluyorsunuz tekniğe göre adam bulmaya çalışıyorsunuz oysaki doğru olan vakaya göre teknik bulmaktır. Her vaka aynı tekniğe aday değildir. Mümkün değil böyle bir şey.

Obezite de cerrahisinden sonra sarkma oluyor mu?

Gerçekten zor vakalar. Burada sizin kendi tecrübeniz veya pratiğinizde uluslararası bu işi yapan litaratür sonuçlarına göre bir ön görü var mı bilmiyorum doğrusu. Tamamen sonuca yönelik bir şey ve burada kesin olan bir şey var ki hızlı kilo veriliyor normal süreden ve kolejen elastin gibi proteinlerde eksiklikler meydana geliyor deri düzeyinde.

Tabi ki bulunduğunuz kurumun koşulları da burada önemli hepsi aynı anda da yapılabilir, bölümlenerek de yapılabilir. Burada 1.’si karşınızdaki vakanın büyüklüğü çünkü çok aşırı sarkması olan bir vakada aynı anda yapmak hayati riske kadar gidebilecek sonuçlar karşımıza çıkarabilir. Doku çıkartıyorsunuz sıvı açığı ve kan kaybıyla karşılaşırsınız. Bu riski almaya değer mi değmez mi? Bence çoğu kez değmez. Hastane koşullarına göre de değişir. Tek seansta yapılanlarda var. Ama yaş olarak, komorbite olarak ve aşırı sarkmaları olmayan bir vakaysa tek bir seansta hepsi yapılabilir ama genelde bölünerek seanslar halinde yapılır. Ben hep koruyucu hekimlik tarafındayım.Benim yaklaşımımda farklı olabilir daha agrasif çalışan bir cerrahtan daha farklı bir cevap alabilirdiniz ama benim yaklaşımın en az 3-6 ay arayla iki ayrı seansa bölerek çünkü iyileşmesi için  biraz vakit bırakmak lazım.

YAREN YALNIZ

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.