Siyasette vefasızlığın
büyük
boyutlara
ulaştığı,
eski
dönemlerde de görülmüştü
ama böylesine 
değil!..
Bu defa
çok başka...
Mesele,
birilerinin
daha önce
önemli
kademelerinde görev yaptığı
partisinden ayrılıp,
fikriyatına
yakın bir başka 
partiye
geçişi
değil...
Mesele,
iktidarın
kudretiyle
paranın
gücüne
erişenlerin,
siyasi çıkarları
bittiğinde
saf değiştirerek,
vakit geçirmeden
eski partisi ve liderini
ağır biçimde
eleştirecek
kadar
vefasız olmasıdır!..
Hani aradan bir
zaman geçse anlarım da
dünden bugüne
bu ne böyle?..
Adama sormazlar mı,
"Eleştirdiğin yanlışların
yapılmasında, senin de payın yok mu?"

diye...
Bu milleti
"Balık hafızalı" 
sananlar,
aldandıklarını
görecek!..
Çünkü, unutulduğu
sanılan
şeyler,
aslında milletin
hafızasında
saklı duruyor. Günü geldiğinde
ortaya çıkar,
gereği yapılır!..
Dün
üç kuruşu yan yana getiremeyenlerin
zaman içinde
"Karun" gibi zenginleşmesinin de...
Lideri ve partisinin
sağladığı
imkanlarla
ulaştığı gücü;
kişisel çıkarları yönünde
kullanıp;
devletin
içine sızmış birtakım
asalaklarla birlikte
kumpas
kuran bu tipler,
"Sütten çıkmış ak kaşık"
misali,
kendilerini
temize çıkarmaya
kalkışmaz mı?..
İktidarın yanlış
politikaları
var elbette...
Ancak, bu
suç ortaklığını
kabul etmeyerek,
"masum" rolüne
bürünmek;
kuzu postu giyip,
sürüyü 
parçalamak isteyen
kurt olmaktır!..
Memleket, bu kadar sahipsiz mi?..
Bu iktidarı 
herkes eleştirebilir
ama
bunlar asla değil!..
Yaprağını yerken kıyır kıyır,
sapına gelince meeee!..
Böylelerinin
ne bugün ne de
yarın
söyleyecek bir
sözü yoktur!..
Neden mi?..
O zaman anlatalım:

*                *            *  
" Yahudiler, büyük bir kalabalıkla,
zina yapmış kadını saçlarından sürükleyerek, Hz. İsa Peygamberin huzuruna geldi.

Hz. İsa’dan bu kadını cezalandırmasını istediler. Amaçları, Hz. İsa’yı test etmekti. Çünkü, kendinden önceki Peygamber Hz. Musa’nın şeriatına göre zina eden kadının taşlanması gerekirdi.

Diğer taraftan Hz. İsa da sürekli 
merhametli olmayı, affetmeyi, tövbeyi,
iyilik yapmayı tavsiye etmekteydi.
İsa, kadını öldürtse “Nerede tavsiye ettiğin iyilik, merhamet” diyecekler;
kadını bıraksa “Hz. Musa’nın şeriatına uymuyor” diye fitne çıkaracaklardı.

Hz. İsa eğildi yere bir daire çizdi ve o daire Allah’ın izni ve kudretiyle ayna oldu ve o aynaya bakan herkes geçmişte işlediği bütün günahları gördü. Hz. İsa yerden doğruldu ve "kadını bırakın" dedi, Kadını bıraktılar...
Ve kalabalığa "İlk taşı günahsız olanınız atsın” diye seslendi.
Kalabalığın sesi birden kesildi. Hz. İsa geriye dönüp baktı ki, kadından başka o kalabalıktan geriye tek bir kişi kalmamış, hepsi oradan kaçmıştı"...

*                   *            *
Şimdi soralım bakalım,
iktidarın
gücüyle
paranın kudretine
kavuştuktan sonra
eski lideri ve partisi için
atıp tutanlara...
"Siz, ilk taşı atacak kadar
günahsız mısınız?"
...