Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinin sonuçlanmasının
hemen ardından,
kazanan ve kaybeden
ittifaklardaki
partilerin
çoğunda;
aday belirlemeleri ve süreçte uygulanan
stratejiler
üzerine
bir "iç hesaplaşma"
yaşanması
kaçınılmaz olacaktır!..
"Kaybedenleri
anladık da
kazananlarda
niye?"

diyenlerin
sesini duyar gibiyim...
Kaybedenlerde,
genel başkandan
parti yönetimine,
belediye başkanlarından
il ve ilçe başkanlarına
kadar
bir
"özeleştiri"
sorgulaması
olacağı
biliniyor zaten!..
Kim kalır, kim gider
bilemem!..
Kazanan tarafta
ise
seçim sürecinde,
bilerek veya
bilmeyerek
yanlış yapıp,
disiplinsiz davranışları
ve icraatlarıyla
ittifakı oy kaybına uğratanlar 
hesaba çekilecek!..
Hatta, cumhurbaşkanı adayı
ile partinin
aldığı oy oranındaki
farkın nedeni sorulup,
belki görevden almalar söz konusu olabilecek!..
Ne zaman mı?..
Gelin, bu sorunun
yanıtını
ünlü Erzurumlu Naim Hoca'ya
atfedilen
bir fıkra
ile 
anlatmaya çalışalım...
*            *      *
Adamın biri,
Naim Hoca'ya gelip,
babasının
perşembeyi cumaya
bağlayan
gece vefat ettiğini
söyleyerek,
"Babam cuma gecesi öldüğüne
göre,
cennete gider mi?"
diye sorar...
Naim Hoca da ona
"Baban namaz kılar mıydı?"
der.
Adam, kızarır bozarır;
Naim Hoca'ya,
"Yok efendim ama namaz kılanları çok severdi"
yanıtını verir.
Naim Hoca, "Baban hacca gitmiş miydi?" der...
Adam da "Hacca gitmedi ama kutsal topraklardan
dönenleri karşılar,
onları evlerinde ziyaret ederdi"
der...
Naim Hoca, bu kez "Oruç tutar mıydı?" diye sorar...
Adam, "Tutmazdı ama
iftarda
fakir fukaraya yemek verirdi"

der...
Naim Hoca, 
adama şöyle bir bakar
ve şöyle der:
"Bugün cuma bir şey yapmazlar ama
cumartesi yandığı gündür"
... 

*          *        *
Yani, "kıssadan hisse",
şimdi seçimlerin
sıcağı sıcağına bu hesaplar sorulmaz ama
çok geçmeden kimin ne yanlışı varsa
masaya yatırılması
kaçınılmaz olacaktır!..
Demedi demeyin!..