Hem sahip olduğu büyük bahçelerle üretici hem de ürünü mamule dönüştüren işletmesiyle sanayici konumunda bulunan Ordulu iş insanı Mustafa Poyraz'ın ortaya koyduğu maliyet hesabı; Doğu Karadeniz Bölgesi'nde fındıkta tehlike çanlarının sesinin giderek arttığını hatırlattı...

Mustafa Poyraz, ORDUSİAD'taki konuşmasında, Doğu ve Batı Karadeniz bölgeleri arasındaki verim ve toplama maliyetleri arasındaki uçurumu rakamlarla anlattığı gibi Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu sıkıntıyı dile getirdi...

Batı Karadeniz Bölgesi'nde dönüm başına 300 kilo fındık alındığını, Doğu Karadeniz'de ise bu verimin 100 kiloya kadar düştüğünü belirten Poyraz, batıda yüzde 10 kadar olan toplama maliyetinin doğuda yüzde 40'a yükseldiğini söyledi...

Poyraz haksız değildi...

Fındığın Doğu Karadeniz'de yetiştirilmesinin ilk amacı erozyonu önlemek içindi...

O yüzden de fındık bahçeleri yamaç arazilerdeydi...

40-50 yıllık süreçte, fındık ağaçları sahildeki verimli bölgelere dikildi...

Bu yüzden de Batı Karadeniz Bölgesi'nde fındık üretimi arttı...

Başka illerden örnek vermeye gerek yok...

Geçmişte fındık üretiminde çok gerilerde olan Samsun, işte bu yüzden üretimde birinci sıraya geldi...

Bafra, Çarşamba ve Terme ovaları neredeyse fındık bahçelerine dönüştürüldü...

Oysa Samsun'da fındık; Ayvacık ve Salıpazarı ile Terme ve Çarşamba'nın yüksek kesimlerinde yetiştirilirdi...

Yoksa, erozyonla birlikte toprak deniz ve ırmaklara akacaktı...

Devam edelim...

Mustafa Poyraz, Amerika'da 1 kilo fındık maliyetinin 1.5 cent, Türkiye'de ise 5-7 cent arasında olduğunu da hatırlatarak bu farklarla rekabetin zorluğunu belirtti...

Fındıkta tekel konumundaki firmanın Amerika ve Şili başta olmak üzere Türkiye dışında fındık üretimini artırması boşuna değildi...

Rakamlar da bunu doğruluyor zaten...

Dünya pazarlarında yüzde 75'lik paya sahip olan Türkiye'nin hakimiyeti yüzde 60'a gerilemişti...

Mustafa Poyraz, son olarak, "Ordu-Giresun birleşelim. Cumhurbaşkanımıza durumu iletelim" çağrısında bulundu...

Fındık konusunu uzun yıllardır yazıyorum...

Bunu üretici, tüccar ve ihracatçı kesimi de çok iyi biliyor...

Türkiye'nin tarımsal ürün ihracatında lokomotifi konumunda bulunan fındığın "Milli ürün" tanımlamasıyla bir milli politikaya ihtiyacı olduğunu yazanlardan biriyim...

Yaşananlar ortada işte...

Üretici başta olmak üzere spekülasyon yapmayan ihracatçı ve istikrarsız fiyat yüzünden planlama yapamayan sanayici sıkıntıda...

Bölgede ekonomik ve sosyal hayatın vazgeçilmezi olan fındıkta, yasalarla desteklenen bir "Milli Politika" tayin edilmezse hem milyonlarca üretici hem de devlet milyarlarca liralık döviz kaybına uğrayacak...

Üstelik, umudunu fındığa bağlayan küçük esnaf da çökecek...

Demedin demeyin, bu seslere kulak verin!..