Toplumda
"Utanma" duygusu kaybolduğunda,
insani
değerler de
anlamını
yitiriyor...
Daha çok haksız kazanma
hırsıyla
yapılan
sahtekarlıklarla
vatandaşın üç kuruşuna
göz dikenler,
toplumdaki
tepkiler ve
devletin verdiği cezalar
medyaya yansıdığı
halde
hiç umursamıyor...
Bu firmaların sahipleri,
yaptıkları
düpedüz "hırsızlık" olduğu halde
utanmadan
insanların içine karışıyor
ve birtakım yalakalar tarafından da
saygı görüyor...
Zengin çalınca,
"işini bilen" oluyor;
gariban bunu yapınca,
"hırsız"...
Tıpkı, fakir kadın "fuhuş" yapınca
"fahişe" zengin
olunca, "sosyete"
denildiği gibi...
Ve o garibanların içinde
hırsız ve fahişe
diye damgalananlar
kendilerine yer bulamazken,
zenginin hırsızı da
fahişesi de
baş tacı ediliyor...
TV'lerin magazin
programlarında,
"sanatçı" diye
yutturulan
bazılarının
iki günde bir sevgili değiştirmesine
hoşgörü ile bakan toplum,
gariban bunu yapınca
yaftayı vuruyor...
Meseleyi, geçenlerde
bir sitede okuduğum habere getirmek istiyorum...
Haberde, çok bilinen
bir marka, aynı ambalajda
aynı fiyattaki fındık ezmesini
20 gram azaltarak, satıyordu...
"Denetlemecom"
bunu yakalamıştı...
Bir de deterjan firması vardı...
O da gramı düşürdüğü halde,
ambalajında eskisi gibi
"40 yıkama"
ibaresi duruyordu...
Bu halkı kandırmak değil de
nedir?..
Ticaret Bakanlığı'nın
yeni uygulamalarında
tüketici lehine
alınan önlemler var...
Ağır para cezaları da...
Buna rağmen bazı firmalar
haksız kazançlarını, dahası hırsızlıklarını
sürdürüyor...
Ceza ödeniyor, iş bitiyor...
"Hapis cezası"nı savunmuştum, bu yapılanların da
"hırsızlık" olduğunu yazmıştım...
Anladım ki,
"utanma" duygusunu
kaybetmiş olanlar için
bunun da önemi yok!..
Bu toplumsal çürümüşlüğü
durdurmanın
"panzehri"
bizde aslında...
"Dövelim ve sövelim" demiyorum...
Bu hırsız ve sahtekar takımına
saygı göstermek yerine "buğz" edip,
yani kaşlarımızı karartarak,
toplumdan dışlasak,
işe yarar diye düşünüyorum...
Bir denesek, ne olur?..