Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği (Pankobirlik) 41. Olağan Mali Genel Kurulu yapıldı.

Pancar üreticileri kooperatifleri ortağı 1 milyon 640 bin 564 çiftçinin merkez birliği Pankobirlik’in 41’nci Olağan Mali Genel Kurulu Ankara’da yapıldı. Türkiye genelinde kurulu 31 kooperatif ile Türk Şeker, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkililerinin ve sivil toplum örgütlerinden temsilcilerin katıldığı genel kurulda tüm kararlar oybirliği ile alınırken, tarımsal ürünün girdi olarak kullanıldığı katma değerli alanlarda büyüme kararlılığı vurgulandı. Nuri Oynağanlı'nın oybirliğiyle başkan seçildiği divan teşkilinden sonra, Genel Müdür Taner Taşpınar faaliyet dönemine ilişkin detaylı bir sunum yaptı.

Şeker özelleştirmesine yönelik çözüm odaklı bir raporun Pankobirlik tarafından hazırlandığını ve pancar üreticisinin bu özelleştirmede arsa rantına değil üretime talip olduğunu belirten Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, Pankobirlik’in bu güne kadar yaptıklarıyla rüştünü ispat ettiğini belirtti. Pankobirlik’in son 14 yılda etkinliğini her yıl arttırarak geldiği nokta itibarıyla üyelerine piyasaya göre yüzde 50’lere kadar varan avantajlı fiyatlarla gübre, tohum, zirai ilaç, makine ve ekipman temin ettiğini belirten Başkan Konuk, “Birilerinin daha tohum tarlaya atılır atılmaz kazanmaya başladığı paraya Pankobirlik dur demiş, çiftçinin üretirken kazanmasını sağlamış. Yani para birilerinin cebine gitmemiş, köylünün cebinde kalmıştır” dedi.

'İSTİHDAM VE VERGİDE KÜRESEL ŞİRKETLERLE YARIŞIYORUZ'

Pankobirlik’in sadece girdilerdeki maliyeti aşağı çekmekle kalmadığını, üreticinin ürününe alım garantisi oluşturacak yatırımlara imza atarak da tarlaya teminat oluşturduğunu vurgulayan Konuk, “Pankobirlik, 50’den fazla iştirakiyle 350 binden fazla çiftçi ailesine sözleşmeli tarım yaptırdı, üretici ortaklarını her yıl 450 milyon liranın üzerinde nakdi ve ayni avansla destekledi. Sadece şeker pancarıyla değil, yem bitkileri, mısır, ayçiçeği, kanola, arpa, buğday, patates, hayvancılıkla da entegre bir sanayi yapılanması kurduk. Pankobirlik’in cirosu 3.2 milyar liralık devasa bir boyuta ulaştı, sermayesi 1.15 milyar doları aştı. 6 binin üzerine çıkan doğrudan istihdam, 50 binden fazla dolaylı istihdam ve toplamda ödediğimiz 248 milyon lira civarındaki vergiyle küresel ölçekteki şirketlerle yarışıyoruz. Pankobirlik, dinamizmini yeniliklerle süsleme kararlılığındadır. Türk tarımının modernleşmesine, entansif tarımın, planlı tarımın yaygınlaşmasına öncülük etmiş, tarımla entegre bir sanayinin başarı sembolü olan Pancar Üretici Kooperatifleri tarım sektöründe yaptıklarıyla misyonunu tamamlamadı. Bizim şimdi yeni misyonumuz ve daha ağır mesuliyetlerimiz var” şeklinde konuştu.

“KOOPERATİFÇİLİĞİN YÜZ AKI”

Türkiye’de kooperatifçilik denilince hep kötü örneklerin gündeme getirildiğini, Pankobirlik’in başarılarıyla ülke kooperatifçiliğinin de moral kaynağı olduğunu belirten Recep Konuk, “Şimdi sıra ülkemizde üretilen her ürünün son gramına kadar işlenmesini, oluşan katma değerin ülkemizde ve üretici de kalmasını sağlayacak sanayi yatırımlarını ülke geneline yayarak olabildiğince çoğaltmaya geldi. Türkiye’de büyük şirketlerin hobi mahiyetli kurdukları birkaç çiftlik ile istisnaları hariç tarım işletmelerinin tamamı küçük işletme. Yani hem çiftçinin elindeki arazi küçük, hem de ahırında, ağılındaki hayvan sayısı sınırlı. İşletme ölçeğinin küçük olduğu ülkemizde çiftçinin sermaye biriktirerek ürettiğini katma değerli hale getirecek işletme kurması da mümkün değil. Dolayısıyla da ürettiğini el değmeden römorka yükleyip, hatta doğrudan tarladan tüccara veya sanayi kuruluşlarına vermek zorunda. Ürün tarlada para ediyor mu? Ne mümkün. Üründen para kazanılan asıl alan ürünün katma değerli hale geldiği aşama. Sermaye biriktiremeyen çiftçi nasıl katma değerli alanda boy gösterecek? Bunun bir tane yolu var, kooperatif işletmeler. Biz bunun olabilirliğini şeker sanayinde ispatladık. Avrupa’da Amerika’da yüzlerce örneği var. Bizim o alana daha çok müdahil olmamız, daha çok ürüne müdahil olmamız gerekiyor. Biz önden çekeceğiz, başkaları da peşimizden gelecek.

Türkiye geçtiğimiz yıl yaklaşık 61 milyar dolarlık tarımsal ürün üretti, bunun da 15 milyar dolarlık kısmını ihraç etti. Bu ihracatın içinde ileri işlenmiş tarım ürünlerinin payı yaklaşık yüzde 10’lar civarındaydı. İleri işlenmişe güneşte kurutulmuş meyve sebze, hatta un, elenip yıkanmış, paketlenmiş bakliyat, kabuksuz fındık gibi ürünler dahil değil. Fındığı çikolata da kullanırsanız, unu kek yaparsanız ileri işlenmiş ürün sınıfına dahil oluyor. Türkiye’nin pek çok yerindeki tarımsal ürünlerin asırlık kaderi bu. Hemen hemen el değmeden yurt dışına çıkıyor, işlenip bize geri geliyor veya büyük tüketici olan ülkelere o duraklara uğrayıp, işlendikten sonra gidiyor. Bizim asıl işimiz pancar, şeker pancarı. Şeker pancarının tarladaki üretiminin güvence altına alınmasının, şeker pancarının daha çok üretilmesinin olmazsa olmazı pancar şekerinin hem kullanım alanının genişletilmesi, hem de pancar şekeriyle rekabet edenlerle rekabet edecek şekilde çeşitlendirilmesidir. Biz sıvı şekerle, ilaç şekeriyle bunu yaptık, daha çoğunu da yapacağız. Ancak bu yetiyor mu? Yetmiyor. Pancar şekerinin ana girdi olduğu alanlarda da bizim olmamız, pancar üreticisinin geleceği açısından önemli. Biz, bizim pancarımızdan üretilen şekerle bu ülkenin bereketini harmanlayıp oluşacak katma değeri tarladaki üreticiye intikal ettirebilecek tarım sektörünün tek kuruluşuyuz. Bugün yaptıklarımız var, yarın yapacaklarımız var. Mutlak surette daha fazlasını yapmak zorundayız. Çünkü bu ülke çok şey üretiyor, çok şey daha üretebilir. Çok kıymetli ürünler üretiyor, o ürünler ve bu ülkenin ürettikleri daha çok kıymetlendirilmeyi bekliyor. Mesela dünyadaki toplam fındık ekim alanının yüzde yüzde 70’i Türkiye’de. Dünya’da üretilen fındığın da yüzde 70’ini Türkiye üretiyor. Rakamlarda görünmeyen bir diğer ancak önemli husus Türk fındığının kalitesidir. Özellikle çikolata üretiminde verimi ve kaliteyi zıplatan özellikleridir. Bu özellikler başka ülkelerin ürünlerinde yok. Türkiye ürettiği fındığın 5’te 4’ünü ihraç ediyor. Yıllık kazancı dünya borsa fiyatlarına göre son 4 yılda 1.18 milyar dolarla 1.88 milyar dolar arasında değişmiş. Tüm dünyada ticarete konu fındığın toplam cirosu zorlasanız 3 milyar doları bulmuyor. Toplam ürün sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen, asıl işi fındık kreması olan, yani fındık, şeker ve kakaoyu karıştırdığı ürünle ciro yapan küresel bir markanın bir yıllık cirosu yaklaşık 9.6 milyar dolar. Dünyada en çok fındığı biz üretiyoruz, hatta onlara da biz fındığı girdi olarak veriyoruz, bizim gelirimiz zorlasak 2 milyarı bulmuyor; onlar sadece fındığı işleyerek bizim 5 katımız ciro yapıyor. Şimdi bize çikolatayla işiniz ne diyenlere ben ne cevap vereyim. O pazardan pay istiyorum. Türkiye fındığın ana üreticisi, şekerde de problemimiz yok. Kakao zaten her tarafa aynı yerden geliyor. Ben bir üretici kuruluşu olarak niye o alandan geri duracağım? Durmam, duramam. Şimdi bu tabloyu nasıl değiştireceksiniz. Fındık kremasıyla, çikolatayla, bisküviyle, gofretle, kekle, donuk ürünlerle, peynirle, yoğurtla, sucuk ile salam ile katma değerli alana girmezseniz bu tablo kendiliğinden değişir mi? Değişmez. Bunu değiştirmeye hazır olan tek üretici organizasyonu Pankobirliktir.”

Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk’un konuşmasından sonra yapılan oylamada Pankobirlik’in hesapları oybirliği ile ibra edilirken, iş programı da oy birliği ile kabul edildi.