Diyeceksiniz ki hocam neyi yaşadın sen?  Başarıyı, Şampiyonluğu yaşadım, küme düşmeyi yaşadım, hüzünü yaşadım, ölümü yaşadım, kazayı yaşadım. 1989’da Samsunspor’un yaptığı kazada vardım ben, ölümü orda yaşadım ben, Muzaffer(Badallıoğlu)  yanımda öldü benim, Tomic yanımda öldü benim… Futbolla ilgili aklına ne geliyorsa onları yaşadım ben, bu arabesk değil ama.” diyor.

Bu sayımızda Samsunspor tarihinde başarılı bir kariyere imza atan eski bir Samsunsporlu futbolcu Hakkı Bayrak’la birlikteyiz. O hem eski bir futbolcu ama emekli olunca mesleğinden kopamayanlardan. Şimdi Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği’nin (TÜFAD) Samsun Şube Başkanlığı görevini yürütüyor. Futbol hayatı ilginç bir hikayeyle başlayan Bayrak’la nostalji dolu bir söyleşiye başlıyoruz.

Futbola başlama hikayeniz ve Samsunspor’da futbolculuğa kadar  yükselen performansın nedenleri neler?

FUTBOL OYNAMAYI HİÇ DÜŞÜNMÜYORDUM

Tabi ki her şey bir tesadüf. Ben iyi bir basketbol oyuncusuydum, futbol oynamayı hiç düşünmüyordum. Basketbol oynarken okul dönemlerinde futbolda sınıf maçları düzenlenmişti. Sınıf maçlarında oynamaya başlayınca o günde bizi seçmeye gelen eski Samsun Amatörün duayenlerinden rahmetli Selahattin Durmuşoğlu, onun da demek ki hoşuna gitmiş ki , beni de takıma  dahil etti ve orda ben  amatör olarak Samsun Demirspor takımında 1976 yılında futbola başladık. Ve orda biz hiç yenilmeden Türkiye 2’ncisi olduk. Şu anki statüde olsa Samsun Demirspor 3.lige çıkardı. O zaman ki statü çok farklıydı 3-4 tane grup geçiyorsun, takımlar çok kuvvetli tabi. Sonra gittiğimiz maçlarda dikkat çektik demek ki yine Demirspor’un bağlantısı olan Ankara Demirspor takımına transferimi gerçekleştirdiler. Buradan yine rahmetli Selahattin Durmuşoğlu’nu rahmetle anıyorum katkısı çok büyüktü,  kendisi de o zaman Demirspor’da Devlet Demiryollarında çalışıyordu. Bende o dönem başarılı bir sezon geçirdim lig bitti. Başarılı bir dönem geçirdikten sonra bana Ankaragücü talip oldu. Hatta o zaman takım arkadaşım vardı lakabı Şeytan Metin onunla birlikte Ankaragücü’yle transfer görüşmesine giderken o dönem Samsunspor’dan gelen yönetici ağabeylerimiz durumu öğrenince bizi taksiye koydular ve Samsun’a geldik. Geldiğimiz de Samsunspor takımı ligden düşmüştü o zaman, bir sene oynadıktan sonra 2. sezonumda Samsunspor’u lige çıkarmıştık.

–>Ailenizin futbol oynamaya bakışı nasıldı ve bu mesleği seçerken  destekleri oldu mu?

”BABAM FUTBOL HAYATIMDA 2 YADA 3 KEZ MAÇIMI İZLEMİŞTİR ”

Futbol o dönemlerde popüler bir spor değildi , hatta kız isterken bile futbolcuysa kızı vermem diyorlardı.Ama günümüzde veliler ellerinden tutarak çocuklarını spor okullarına ,takımlara götürüyorlar ve hatta oynarken de menajerliğe soyunuyorlar.

Benim ailem o dönemde tabi ki karşıydı futbola .Hatta şöyle bir anım da var : Bir gün Ramazan ayıydı  oruç tutuyordum , okuldan sonra da antrenmanlara giderdim , antrenman bitti eve geldim oturduk top patlamasını bekliyorum , top patladıktan sonra  gayretle iki bardak su içtim babam antrenmana gittiğimi anlayınca bana iki tane vurdu ” Yine mi antrenmana gittin ” dedi ve futbol  ayakkabılarımı sobaya attı ve yaktı.Hatta ben ilk profesyonel olduğumda kaçarak Ankara’ya  gittim ve imzayı attığımdan haberi yoktu. O dönemler derslerimde çok iyiydi farklı alternatiflerim vardı ve babam okumamı çok istiyordu ama ben futbol oynamayı çok istedim , çok arzuladım.Şansımı denemek istiyordum,  olmazsa olmaz diyordum.Aileme saygısızlık yapmak istemezdim ama kesinlikle bu yolu kendim seçmeliydim.Ama 15 yıl  profesyonel futbol oynadım babam  2 yada 3 kez maçımı izlemeye gelmiştir , Annem daha çok gelmiştir.

”AİLEMİN DURUMU VE KONUMU BENİ FUTBOL OYNAMAYA ETEKLEDİ ”

Ben aile yapısı olarak zengin aile çocuğu değildim ,  aileme bir katkı sağlamam icap ediyordu.Trabzon’dan gelmişiz  , evde  çalışan sadece  bir baba var , 4 tane çocuk var ,ev kira, ben dedim ki  aileme bir katkım olsun.Eğer futbolcu olursam aileme bir ev alayımda kendi üstüme düşen görevi de yapmış olurum diye düşünüyordum.Ailemin durumu ve konumu beni futbol oynamaya itekledi yani erkenden para kazanmaya itekledi  daha doğrusu.

”VELİLER ÇOCUKLARINA YORUM YAPMAYACAK ”

Benim çocuğumda Samsunspor’un Alt yapısında  oynuyor ,ben toplasan 1 kere maçına gitmedim.Ben başkalarına soruyorum Boğaç nasıl diye ,oğlumun adı Boğaç bu arada.Veliler çocuklarının yaptığı işle  ilgili yorum yapmayacak sadece yapması gereken şeyleri yemesine içmesine karışacak ,gidiyorum  bazen izliyorum veliler teknik direktörden fazla bağırıyorlar çocuklarına,araya adam sokuyorlar çocuklarının oynaması  için , çocuklarına kötülük yapıyorlar haberleri yok.

”ÜMİT ÖZAT’A HOŞ GELDİNE GİTTİM ”

Ümit Özat’ın gazetelerde çıkan haberinde Samsunlu Teknik Adamların desteğini bekliyorum açıklaması üzerine tesislere Hocayı ziyarete gittim ve ordaki konuşmamızda bizim geleceğimiz olan gençler ile ilgili konuyu açtım ben. Dedim ki hocam Ercan, Canberk, Burhan, Alperen bunlar  iyi futbolcular biliyorum bunlara daha destek verelim, oynatmak için istekte bulunalım dedim. Ama hocamız ne kadar gençlere şans vermek istese de bu futbolcuların performansları da çok önemli.

 

”SAMSUNSPOR’A  İLHAN MANSIZ’I ,TÜMER METİN’İ  KAZANDIRDIK ”

Futbolu bıraktıktan sonra antrenör olmaya karar verdim. Futboldan kopamıyorsun, Kadıköyspor ‘da antrenörlüğe başladım. Sağ olsun, buradan İsmail Uyanık’a teşekkür ediyorum onun döneminde bizi futbolcu izleme komitesine aldılar, 3 arkadaşım ile birlikte. O 3 arkadaşlardan biri Nafız Tural’dı diğeri de Şen doğan ağabeydi. O zaman biz Samsunspor’a sezon başında oyuncu taramaya başladık sezonun sonunda tamamladık bu üç kişi o zaman Samsunspor takımına İlhan Mansız’ı, Tümer Metin’i, Güngör Öztürk’ü, Erman Güraçar’ı hem ilk 11’de oynatarak hem de transferinden para kazandırarak kulübe fayda sağladık.

Futbolcu araştırma komitesinden sonra demek ki hizmetimizi beğendiler ki bizi Samsunspor’da Yardımcı Antrenörlüğe getirdiler. Ve çok çeşitli ve değerli teknik adamlarla çalıştım. Ve ben Samsunspor’un her kadrosunda yer aldım, çalıştım. A takımda, Süper Ligde Teknik Direktörlük yaptım tek başıma. Bank Asya liginde, 2 B’de, 3.lig’de Teknik Direktörlük yaptım, yani futbol’un her biriminde görev yaptım ben.”

”ADAMA GÖRE İŞ DEĞİL İŞE GÖRE ADAM ”

Futbolcu yetiştirmek için A takımda ki hocanın alt yapıya bakış açısı çok önemlidir. Başkan ve yönetimin alt yapıya bakış açısı, alt yapının tesislerinin olması çok önemlidir. Ve alt yapıdaki eğitimci arkadaşlarında iyi bir eğitimci olmaları da çok önemlidir. Burada şimdi alt yapılar bütün takımların geleceği şimdi bakın gündemde olan 7 tane takımın puanı siliniyor, niye siliniyor? Transfer ettiğin futbolculara olan borçtan dolayı. Transfer yapma, alt yapıda futbolcu yetiştir, dışarıdan futbolcu alma ihtiyacı hissetme. Futbolcu alma ihtiyacı hissediyorsun dolayısıyla parayla olduğu için transfer, futbolcuya anlık paralar veriyorsun kalan kısmını ödeyemiyorsun. Sonuçta veremediğin para her geçen gün kartopu gibi artarak büyüyor.

Şunu söylemek istiyorum alt yapıyla ilgili alt yapıda iyi eğitimci şart, devamlılık şart. Adama göre iş değil, işe göre adam çok önemli. Her gelen yönetim alt yapıda hocaları değiştirmezse ve istikrar sağlanırsa başarı gelecektir.

”17-19 YAŞ ARASI NE OLUYORSA KAYBOLUYOR BİZİM FUTBOLCULAR”

Sayın Başkan Erkut Tutu’nun şampiyon olduğu dönemde bir araya gelmemizde bana şunu söyledi,’Hocam Samsun’da 17 yaşına kadar alt yapı çok güzel geliyor fakat 17-19 yaş arası ne oluyorsa kayboluyor bizim futbolcular, bunun nedeni nedir? ” dedi. Alt yapıda bir üçgen vardır: Okul, aile, kulüp işbirliği bizde çok önemlidir. Temel eğitim aileden başlıyor, okulda ki ders hocalarının bile onların gelişiminde etkisi oluyor. Ben mesela oğluma kola içme derdim içerdi okulda ki öğretmeni söyleyince kolayı bırakırdı içmezdi. Hocalar da çok önemli çünkü gözünü orda açıyor. O ne derse onu yapmaya çalışıyor.

O zaman Başkan’a dedim ki alt yapıyla ilgili, zirveye seni yeteneğin çıkarıyor, orada kalman senin karakterine bağlıdır, istediğin kadar eğit tam reşit olamıyorlar. Buluğ çağına geliyor bu sefer okuldan, aileden, arkadaş çevresinden gördüğü şey önüne çıkıyor. Ne oluyor bu sefer zirveden aşağı iniyor. Her şey antrenman yaptırmak, güzel konuşmak ile bitmiyor. Alt yapıdaki oyuncular görselliğe çok önem veriyorlar. Aslında bizim Samsun olarak alt yapıda çok iyi potansiyelimiz var önemli olan bunu hayat geçirmek.

Karadeniz bölgesinde Trabzonspor’dan başka Milli Takıma oyuncu gönderen kulüp sayısı çok az bunun sebebini nelere bağlıyorsunuz?

”BİZ TRABZON’A BAĞIMLI KALDIĞIMIZ SÜRE İÇERİSİNDE MİLLİ TAKIMA OYUNCU GÖNDEREMEDİK ”

Samsun’da Futbol Federasyon’u 2001 ‘de kuruldu. Futbol Federasyonu Samsun’da kurulmadan önce biz Trabzon’a bağlıydık. Dolayısıyla bütün Milli takım hocaları, bölge hocaları Trabzon’daydı. Seçme oluyordu oyuncuları Samsun’da buluyorsun götürüyorsun Trabzon’a orada seçici Trabzon bakıyor futbolculara, orada milliyetçilikte çok önde, iki tane eş değer futbolcu varsa seçimini Trabzonlu’dan yana kullanıyordu. Dolayısıyla biz Trabzon’a bağımlı kaldığımız süre içinde Milli takıma futbolcu gönderemedik.

”YENİ YAPILANMADA KARADENİZ BÖLGESİNDEKİ BÜTÜN SORUMLULUĞU BANA VERDİLER ”

Biz geçen sene Samsun’da Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği  (TÜFAD )olarak ilk defa 1999-2000-2001 grubunun Milli takım seçmelerini üstlendik. Çok güzel bir organizasyon yaptık. Bu yaptığımız organizasyon da biz 5 tane futbolcumuzu Milli takıma gönderdik. Şu anda da yeni bir yapılanma var Futbol Federasyonunda, yapılanmanın başı Fatih Terim ve gençlik geliştirmeyle ilgili Tamer Güney Milli Takımda görevli olan hocamız var, yapılanmada Karadeniz Bölgesindeki 11 tane şehrin bütün sorumluluğunu bana verdiler. Ben 11 tane ilin hocalarını tespit ettim, yeni yapılanmada hocalarla ne yapılacak ne edilecek oturduk konuştuk.

Şimdi bizim bundan sonra Trabzon’a bağımlılığımız kalktı. Alt yapıda Trabzon’u çoğu kategoride yeniyoruz.

”SAMSUN TÜFAD 1995’TE KURULDUĞU ZAMAN HİÇBİR ŞEYİ YOKTU”

O zamanlar Federasyon ve TÜFAD Trabzon’daydı. Burada 1995 yılında dernek kurulurken 40 tam üyeyi yakalayamazsan dernek için izin vermiyorlardı. Bizde 39 kişiydik derneğin kurulması için 1 kişiye ihtiyacımız vardı. O kişide Ahmet Ertem o zaman Trabzon’a kayıtlıydı. Ahmet Ertem’i biz buraya aldık ve 1995’te derneğimizi kurduk. Derneği kurduktan sonra bir pasajın içinde 1 odalı bir yer tuttuk.Baktık ki orası Samsun Teknik  Adamlarına  yakışan bir yer değil. Çiftlik’te bir yer bulduk ve derneğimizi oraya taşıdık. Taşıdık ama zaman geldi derneğimizin kirasını veremedik. Veremeyince de mülk sahibi oradan bizi attı. Çok acı bir durumdu. Bizde o derneği sağ olsun buradan teşekkür ediyorum Güven Gümüşdağ ‘a , biz küçük bir yere derneği taşıdık.Taşıdık ama ne telefonu var ne faksı var ,hiç bir şeyi yok tabelası bile yok.  Dedik ki burada bize yakışmıyor o zaman Şahin Eker’in Başkan olduğu dönem de sağ olsun Şahin Bey bize stadın alt bölümünde bir yer verdi ve biz derneği oraya taşıdık. Sonra benim başkanlık dönemimde ben dedim ki Samsun TÜFAD’ı alacağım kendi mülkü olan bir yere taşıyacağım dedim. Allah bize o gücü kuvveti verdi ve biz TÜFAD’ı kendi mülkü olan bir yere taşıdık.

Ve biz orda Antrenörlerin kişisel gelişimleri için seminerler ve kurslar açtık ve halen de çalışmalarımız devam ediyor.Sadece bunu yapmamızdaki amaç Samsun’daki Teknik  Adamları eğitmek  ve değiştirip  vizyonlarını geliştirmekti.

TÜFAD’ın Türkiye’de 56 tane şubesi var. Samsun bunların arasında ilk 3’ün içinde yer alıyor.

Buradan bizi bu günlere taşıyan şimdiye kadar çalıştığım tüm başkanlara, teknik direktörlere, futbolculara ve çalışma arkadaşlarıma, kısaca bizlere sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum.

Not: Bu röportaj samsunahber.tc dergisinden alınmıştır.